‘Parantez’ tünelinin sonu göründü!

‘Parantez’ tünelinin sonu göründü!

14.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında kameralara bakarak muhalefet hakkında şunları söyleyebiliyor: “Ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz”. Ülkeyi tek adam olarak yönetmek, parlamentoyu bir dekora çevirmek, bakanları istediği gibi atayabilmek, KHK’lerle ülkeyi idare etmek, hem cumhurun başı hem de iktidar partisinin başkanı olmak anlaşılan kendisine yetmemiş. İstediği bunların da ötesinde... Ülkede kendisine muhalefet eden bir siyasi yapı olmasın istiyor resmen;İktidara talip olmamanız sizin açınızdan daha iyi olurdemenin başka bir anlamı yok. Bu söylem, teorik olarak zaten dilimizde bir tehdittir. Aynen “bu mahalleye bir daha uğramaman senin hayrına olur” cümlesi gibi… İşin acı tarafı, ne kendisi ne onun A takımı ne de yandaşları bu söyleme bir eleştiri getiriyorlar!Sayın Başkan, söyledikleriniz anayasaya aykırı, üstelik zaten muhalefetsiz iktidarın da bir anlamı kalmaz” gibi durumu geçiştirmeye çalışan en ufak bir söylemlerini bile duyamıyoruz. 

KAYBEDECEĞİNİ ANLAMAK...

Erdoğan’ın bu tavrı artık seçimi kaybedeceklerini anlamış olmaları ile ilişkili. Aylardır söylüyorum, öyle olmasa, Kanal İstanbul müteahhitlerine ödeme yapmamakla onları tehdit eden Kılıçdaroğlu hakkında “Uluslararası Tahkim yoluyla bu paraları sizden söke söke alırlar” mealinde iktidarın değişeceğini kabullenen bir cümle kurmazdı! Cumhurbaşkanı’nın artık seçimi kaybettikten sonraki süreç hakkında yorumlar ortaya koymaya başladığını görebiliyoruz. Ekonomik göstergelerin geriye koşması, halkın geçim sıkıntısı, filenin pazarda dolamaması hayra alamet değil. Bir de bunların üstüne hem Amerika hem Rusya hem de Avrupa ile işlerin kötüye gidiyor görünmesi ve Erdoğan’ın yıllardır bildiğimiz tipik “bir kutupla işler kötü gittiğinde diğer kutba yanaşma” politikasının bile artık para edemediği bir ortamda, “Kaybedenler Kulübü”nün ufukta görünmeye başlaması... Cumhur İttifakı tutkalının artık eridiğini görüyoruz. AKP’nin, Tayyip Bey’in ve Cumhur İttifakı’nın yandaş anket şirketlerinin anketlerinde bile geride kalan oy potansiyellerinin yarattığı panikten değil, çok daha ağır bir konudan örnek vereceğim: Fatih Altaylı’nın kaleminden okuduğumuz bilgide, AKP’nin 2016’da FETÖ’nün imam-subaylar ayaklanmasında hayatını kaybeden Erol Olçok’la beraber AKP’nin seçim kampanyalarının stratejisini belirlemiş olan Faruk Acar’ın, İYİ Parti’nin seçim stratejileri merkezine transfer olması akıl almaz bir gol! Bu “gemiden kaçış”ın yaratacağı moral bozukluğu ve paniğin, yalnız AKP milletvekillerini değil partinin çaycısını bile etkileyeceği ortada! Geminin batacağını anlayınca, kimlerin hangi hızda kaçtığını tarih ve atasözleri, bize hep anlatmıştır. Bugün artık Cumhuriyetin değil, tek adam diktasının bir parantez olarak kapanmak üzere olduğunu yurtiçinde ve yurtdışında neredeyse herkes görüyor.

Bu algıyı yaşayanlar arasında başta Cumhurbaşkanı olduğu için de gerek “Daha neler olacak neler, bunlar iyi günleriniz” gerek “Ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için iyi olacağını hatırlatmak istiyoruz” cümleleri biraz paniğin, biraz çaresizliğin, biraz da oyunun kuralları dışında oynamaya mecbur kalma riski ile karşılaşmanın tezahürü herhalde, çünkü bu satırlarda ciddi ve resmi siyasi söylem olarak yorumlanabilir kelimeler yok! Kılıçdaroğlu şehit cenazesinde yumruklu saldırıya uğradıktan sonra, Erdoğan ve Bahçeli’nin hiçbir geçmiş olsun ve kınama mesajı paylaşmamış olmaları, düşüncelerinin katılığının bir kanıtı. Ülkede silah ruhsatlarının sık sık tartışmaya açık şekilde bolca dağıtıldığı düşünüldüğünde, durum daha da sıkıcı olabiliyor. Şiddetin yukarı katlardan sanki imalı sözlerle yüreklendirilmesi, son haftalarda “siyasi cinayet” tartışmalarının gündemde dolaşmasının somut nedenlerinden. Ben yine de herkesin sakinleşmesi ve “siyasi cinayet” konuları ve polemiklerinden uzak durulmasından yanayım.   

İPLER KOPTU

Yaşanan her türlü yozlaşma artık halkı usandırdı ve haksızlıklara karşı kendini tutamaz hale getirdi. Gün yok ki artık önüne uzatılan mikrofonlara isyan edip bu düzene katlanamadığını belirten bir yaşlı teyze veya bir genç ortaya çıkmasın. Artık bu ülkede maalesef adalet düzeni ve hukuka duyulan güven en alt seviyeye inmiş durumda. Osman Kavala davası, HDP’nin durumu ve Demirtaş davası, Gezi davası, her biri dış dünyadaki demokrasiye ve hukuka saygılı insanların bize acıyarak bakmalarına neden oluyorlar! Anayasa Mahkemesi veya AİHM kararlarını bile dinlemeden yürüyen bir yargı sistemi son derece üzücü! Her fırsatta Atamıza en ağır lafları eden, ne idüğü belirsiz, sıfatları tartışmalı sözde imamlardan, Yılmaz Özdil’in ve onun gibi düşünenlerin “cesetlerini” (!) camiye sokmamaktan dem vuran küstahlara kadar her türlü seviyesizliğin yerlerde gezindiği bir ortamda, yaratılan bu iklimin önce AKP’yi budadığını anlayamamakta ısrar ediyor iktidar. İtirazlarımız da hiçbir işe yaramıyor, ısrarla bu zavallı tavırlar sürdürülüyor. O zaman ben de diyorum ki madem siz bu şekilde yok olmaya ve kendinizi bitirmeye razısınız, buyurun devam edin... İleride “Biz neden kaybettik” diye analizler yapmak için buluştuğunuzda, belki okursunuz benzer yorumları...

MERKEL, ECEVİT VE ZEKİ MÜREN’İN SIRRI

AKP’nin yarattığı bu yeni karanlık ve baskıcı Türkiye’den yaka silken halkımız kimlere sarılıyor... Merkel, Ecevit ve Zeki Müren’e!

Bakın Merkel’in marketlerde yanında korumalar olmadan evinin alışverişini yapması, kendi yaptığı yemeği yemesi, mütevazı ve dürüst tüm kişisel tavırları ve devlet kadını imajı, sağcı solcu demeden bütün halkı etkiledi. Varsa yoksa her yerde Merkel ve ona duyulan sonsuz saygı ve hayranlık! Son dönemlerde artan Ecevit’e yönelik gündeme getirme ve yine hayranlık belirtme çabalarının arkasında da benzer duygu var. Konu aslında Ecevit’in siyasi söylemi ve başarıları değil, çünkü maalesef 80 darbesinden sonra sola verdiği zararları artık herkes anladı. Ama dürüst devlet adamı ve parada pulda gözü olmayan insan imajı, Ecevit’i hep yukarılarda tutuyor, çünkü halk artık bu değerleri bulamıyor! Onun yanı sıra gerek eşsiz sanatçı Zeki Müren’in şarkıları, gerek eski Türk filmlerine karşı duyulan büyük açlık, hep bu Cumhuriyetçi Türkiye yılları özleminin yansımaları... 

Sevgili “Eski Türkiye”, sen değerlerinle bizi bekle, geliyoruz merak etme! Seçimin ertesi günü de Ferhan Şensoy’un mezarı başında seçim sonuçlarını kutlayacağımız günü tekrar sizlere hatırlatmayı görev biliyorum... “Çocuklar inanın, inanın çocuklar! Güzel günler göreceğiz, güneşli günler!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025