Sevgi ve ışıkla yürüyen cesur aydınlanmacı

Sevgi ve ışıkla yürüyen cesur aydınlanmacı

04.08.2022 15:29
Güncellenme:
Takip Et:

Ergenlik yıllarımla beraber, ben de “aşkı” ve “aşk acısını”, doğal olarak tatmaya alışan gençlerden biriydim. Türkiye’de romantizmin sesleri arasında başı çeken isimler vardı; Timur Selçuk, Fikret Kızılok ve İlhan İrem... Artık hiçbiri aramızda değil… Ama şarkıları sonsuza dek yaşayacağı gibi, onları da yaşatacak! Bunlar sırf öylesine söylenmiş cümleler değil. En ölümsüz sanatların başında müzik geliyor. Keza Barış Manço, Cem Karaca ya da onların atalarından büyük halk ozanı Aşık Veysel, nasıl ölebilirler ki? Ya da Edip Akbayram, Zülfü Livaneli, Nejat Yavaşoğulları… Tanrı herbirine uzun ömür versin. İnanın ben onlar yaşarken de değerlerini biliyorum… Aynen Ataol Behramoğlu, Genco Erkal veya Orhan Aydın gibi…  Sizlere de aynı farkındalığı öneririm.

Geçtiğimiz Cumartesi sevgili İlhan İrem’i tüm sevenleri ve ailesi ile beraber Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verdik. Artık Abidin Dino’ya, Attila İlhan’a, Onat Kutlar’a, Edip Cansever’e, Yıldız Kenter’e, Demirtaş Ceyhun’a, Bedia Muvahhit’e ve daha nice ebedi dostumuz olan sanatçı ve yazara komşu oldu. 

İlhan'ı, yaz ortası itibariyle İstanbul’un daha boş olduğu şu zamanlarda, nispeten mütevazı bir kalabalıkla uğurladık. Yoksa zaten İlhan İrem 7’den 70’e herkesin büyük saygı duyduğu, son derece yaratıcı ve önemli bir insandı. Atatürk Kültür Merkezi’ndeki törende naaşı platformdaki yerini alınca adeta hiçbir zaman dinmeyecek alkışlarla sonsuzluğa uğurlandı, o çok sevdiği sahnesinden. Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, Ali Kocatepe başta olmak üzere yakın müzisyen dostları güzel konuşmalar yaptılar. Saat zorunluluklarına girmeden varılan Bebek Camii’nde imam insanları rahatlatıcı sözler sarf etti. Aynen ardından Aşiyan Mezarlığı’nda sevgili dostumuzu toprağa vermeden önce olduğu gibi…

Pek çoğumuzun yaşadığı asrın sorunu, İlhan ve benim aramda da vardı. Birbirimizi çok sever ama istediğimiz kadar sık görüşemezdik. Sanatçılar Girişimi imzaları için yapılan görüşmeler, toplantılar, bazen sergiler ve konserler bir araya geldiğimiz fırsatlardı. Bunun dışında telefon sohbetlerimizle bu açıkları kapatmaya çalışırdık. 

1970’lerin ortalarına gelirken, aşk veya acısının popüler müziğimizdeki temsilcisi İlhan İrem’di. O yıllardaki en yakın tenisçi arkadaşlarım arasındaki genç çiftler onun şarkılarıyla âşık olur, onun şarkılarıyla ayrılık yaşar, ardından yine onun şarkılarıyla yaşamda teselli ararlardı. İşte böylesine bir kuşatmaydı İlhan’ın uyguladığı… Güler misin ağlar mısın? Seçmene gerek yoktu, çünkü güldüren de ağlatan da gözyaşını silen de nasıl olsa aynı genç arkadaşımızdı. Geçen hafta onlardan ikisine, Yasemin ve Sedat’a şöyle dedim: “Bence İlhan o şarkıyı o günlerde ikiniz için yazmıştı.” Hangi şarkıyı diyeceksiniz… Emin olun fark etmez... İster “Yazık Oldu Yarınlara” ister “Haydi Sil Gözlerini” ister “Olanlar Olmuş” ister “Anlasana”, ne fark eder ki? Yüzbinlerce genç o şarkılarda kendini buldu veya o çarpıcı söz selinin ortasında kaybolmayı tercih etti…

İnanın, yeni kuşak İlhan İrem’i belki henüz yeni keşfetti. Kimse alınmasın ama 60’lar, 70’ler, 80’ler ve hatta 90’lar başlarında yapılan müzik, son çeyrek asırda üretilenlerin yanında bana çok daha kalıcı geliyor.                                  

MİSTİSİZMİ, ÖDÜNSÜZ ATATÜRKÇÜ VE CUMHURİYETÇI KİMLİĞİ

İlhan İrem, Mevlana ve tasavvuf felsefesindeki hümanizmle beslenmiş; Tanrı’yı içimizde aramanın evrenle bütünleşebilmenin esas yolu olduğuna ve tüm dinlerin özünün, böyle bir anlayış ile ele alınması gerektiğine inanan, barışçıl bir yaklaşımın savunucusuydu. Örneğin “Pencere-Köprü ve Ötesi” ile somutlaşan saykodelik (psychedelic) rock türünün de bu düşüncelerle nasıl bir ruh ve gönül birliği kurabildiği ortada. “Işık ve Sevgiyle” sloganı ile aslında yaşam felsefesini özetleyen sanatçı, pratikte de yaşamına yansıttığı mistik yönüyle, aşk ve daha güzel bir evren için attığı barışçı adımları içinde eritti, pekiştirdi. Manevi yönden beslendiği dini, hiçbir zaman gösteriş aracı olarak kullanmaya tenezzül etmediği gibi, bağnazlığın uzağından bile geçmeyen bir arınmışlıkla yaşadığı bu inancı, içsel bir gelişim ve insanlarla bütünleşme yöntemi olarak gördü.

İşte burada, İlhan İrem’in en önemli farkına geliyoruz. Bu bölümde size hatırlattığım onun evrensel sevgi ve kardeşlik üzerine olan düşüncelerine bakıp sakın sanmayın ki “hepimiz eşitiz, herkes iyi, herkes güzel” şeklinde saf bir bakış açısı taşıdı… Tersine, en önemli aydın çıkışlarına sürekli en cesur şekilde kıvırmadan imza atan, daima yanı başımızda, aramızda, kalbimizde, beynimizde dayanışma hatlarımızı sağlamlaştıran bir gerçek aydın olarak durdu yanımızda… Maalesef merkez solun bir kısmı dahil, herkes FETÖ çetesinin elebaşı karşısında el pençe divan dururken, “Sevgili Fetuş, seni çok özledik, neredesin? (…) Ele geçen talihsiz video kaset dışında, ne hinoğluhin sindir sen! Devlete çöreklediğin bunca kadrolarla, bütün suçlamalardan tereyağından kıl çeker gibi sıyrılırsın!..  Alt tarafı DGM’de vereceğin bir ifade, niye korkuyorsun? (…) Sen ne yüce insansın Fetuş!..” şeklinde bazı cümlelerini size hatırlatacağım bu mektup, tarihe damga vurmuş bir aydının onur belgesidir.

Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 yılında Rize’de söylediği “Biz hepimiz aynı gemideyiz” cümlesine karşı sosyal medyadan “Biz ışıl ışıl Cumhuriyet Gemisindeyiz. Kaptanımız bütün insanları kamplaştırmadan, ötekileştirmeden aynı sıcaklıkla kucaklayan ve halkına asla yalan söylemeyen Mustafa Kemal Atatürk'tür. Sizinle #AynıGemideDeğiliz” dediği gibi…

Tabi bir de sosyal medyadan paylaştığı şöyle bir yazısı var İlhan İrem’in, Erdoğan’a yönelik, hatırlayacaksınız:

“Ne bağırıyorsun? Ne bağırıyorsun? N’oluyor? 

Sabah akşam evimizin içinde senin bağırtılarını duymak zorunda mıyız? 

Ne istiyorsun? 

Derdin ne? 

Atatürk’ü aldın, ışığı aldın, sevgiyi aldın, vicdanı aldın…

Duyarlılığı, estetiği, bilimi, sanatı, gülüşleri…

En başta özgürlüğü aldın. 

Yetmedi…

Dağları, denizleri, ormanları, madenleri…

Kuzeyi, güneyi, doğuyu…

Her yeri…

Her şeyi aldın.

Hayatlarımızı, mutluluğumuzu, geleceğe dair umutlarımızı…

Adaleti, haklarımızı, parklarımızı, meydanları, sokakları, şehirleri, gençleri, kadınları, çocuklarımızı…

Öğrencileri, öğretmenleri, emekçileri…”

Bunun gibi daha nice önemli tepkilerini arşive dönüp yeniden okuyabilirsiniz. İnandıklarından taviz vermeyen, kimseden lafını esirgemeyen, vicdanı, siyasi düşünceleri ve mantığı doğrultusunda beynini toplum adına korkmadan konuşturan bir düşüncenin insanı o!  

İlhan İrem’i, sevgi ve ışığıyla anlamaya çalıştı bu ülke… Sonra sevgi ve ışıkla uğurladı… Artık zaman ileriye doğru aktıkça bu büyük müzisyen ve ozanın yol gösterici, bütünleştirici, aydınlanmacı felsefesiyle giderek daha çok tanışacak, daha derin bir düşünce ve sevgi ile gelecek kuşaklar ona bağlanacak.   

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025