Bilim Kurulu ve ‘Medikal Popülizm’
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

Bilim Kurulu ve ‘Medikal Popülizm’

02.09.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Geçen sene yayımlanan makalelerinde iki bilim insanı, Lasco ve Curato, acil müdahale gerektiren sağlık krizlerinde bazı hükümetlerin sergiledikleri yaklaşımı “Medikal Popülizm” kavramıyla açıklamışlardı. Liderle kitleleri özdeş kılan otoriter siyaset tarzının sağlık krizlerini nasıl yönettiğini göstermekteydi makale. Lasco, geçen günlerde yayımlanan bir başka makalesinde de bu kavrama göre ABD’nin, Brezilya’nın ve Filipinler’in COVID-19 ile mücadele stratejilerini incelemiş. Lasco’ya göre, bu üç ülkedeki Medikal Popülist iktidarların ortak noktaları şunlar: Küresel salgını başlarda önemsizleştirmek, ciddiye almamak; ikinci aşamada, komplo teorileriyle ve savaş benzetmeleriyle mücadeleyi dramatikleştirmek; üçüncüsü, halk sağlığına düşman “ötekiler (ilaç şirketleri, başka devletler, Dünya Sağlık Örgütü, göçmenler vb.)” grubu icat ederek kendisini “halk sağlığı”nın gerçek savunucusu konumuna yerleştirmek ve son olarak da kimi zaman bilimin aksi yönde, kimi zamansa bilimden yararlanıyor görünerek virüsün tedavisiyle ilgili “gerçek bilgi”ye sahip olduğu izlenimini vermek.

1 Eylül itibarıyla, bu strateji sonucunda, dünyada en fazla kayıp veren ülkeler sıralamasında ABD (188 bin) ve Brezilya (122 bin) ilk iki sırayı paylaşıyor. Yani saydığımız dört unsurun tamamını benimsemiş ülkelerde virüsle mücadele bir fiyaskoya dönüştü.

Bizdeki neoliberal popülist iktidarsa ilginç şekilde virüsle mücadelede, en azından dört unsurun tamamı bakımından düşünürsek, “Medikal Popülizm” stratejisini benimsemedi. Özellikle de ilk üç maddeyi. Demek ki düşündüğümüzden daha stratejik bir akılla karşı karşıyayız. Ancak en çok öne çıkan unsur 4. özellik oldu. Yani, bilimden yararlanıyor görünmek, ki bu da o stratejik aklın göstergesi. İktidar bu işlevi büyük oranda Sağlık Bakanlığı’nın Bilim Kurulu aracılığıyla yerine getirdi. Bir yandan, virüsle mücadelenin “bilimin önerilerine göre” sürdürüldüğü mesajı verildi, siyasal İslamın bilimle ilişkisi açısından olumlu bir imaj çizilmeye çalışıldı; diğer yandan iktidara dönük güven aşınması, bilim insanlarına dönük pozitif güven algısıyla telafi edildi ve son olarak da kararlar ve yönetim tarzı bakımından tek kişiyle özdeşleşmiş yeni sistemin aslında “kurullara, uzmanlara” göre hareket ettiği mesajı alttan alta işlenmeye çalışıldı. Bir bakıma yeni sistemin propagandası için de işlevsel kılındı.

Neden bilim insanları üzerinden bu güvenin inşa edilmesine çalışılmış olabilir? Sanırım bunun yanıtı, IPSOS’un geçen yıl 23 ülkede yaptığı “mesleklere güven” anketinin sonuçlarında saklı. Buna göre, sırasıyla en fazla bilim insanlarına ve doktorlara güven duyuluyor. Türkiye’de de bu böyle: İlk sırada yüzde 70’le bilim insanları, ikinci sıradaysa yüzde 61 ile doktorlar yer alıyor. Siyasetçilere duyulan güvenden fazla. Sanıyorum Bilim Kurulu’nun oluşturulmasında bu etkenin payı büyüktü.

Kuşkusuz, hangi mantığa göre oluşturulursa oluşturulsun, Bilim Kurulu kurulması doğrudur. Ancak bizdeki örnek, acil sağlık krizi yönetiminin bilim insanlarının uyarılarına göre yapıldığı bir düzene işaret etmiyor; daha ziyade bozuk ekonomik tabloda iktidar gerekli tedbirleri tam olarak alamazken, izlediği politikaya Bilim Kurulu üzerinden meşruluk yaratmaya, bilim insanlarına duyulan güven üzerinden desteği diri tutmaya çalışıyor. En azından bu saate kadar böyle gitti.

Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye’de birçok açıdan kurumlara, verilere güven inişte. Metropoll’ün ağustos ayı araştırmasına göre, “Hükümetin koronavirüs verilerinin şeffaf olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna “hayır” diyenlerin oranı yüzde 58.9’a ulaşmış. Oysa nisan ayında bu oran yüzde 30’du. Demek ki artık Bilim Kurulu propagandası da etki etmiyor.

Bilim Kurulu üyeleri de yetersiz tedbirler, zamansız gevşetme kararları karşısında kendilerine yönelen eleştiriler için, “kararları biz almıyoruz” demek zorunda kalıyorlar. Öyleyse sormak lazım: Kararları siz almıyorsanız ve uyarılarınız dikkate alınmıyorsa, tek kişi iktidarının “bilime göre ve danışarak süreci yönetiyoruz” propagandasına niye alet oluyorsunuz? 

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021