Grup Yorum’la (on bin kişiyle) şarkı söylemek!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Grup Yorum’la (on bin kişiyle) şarkı söylemek!

02.02.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım, “Deprem vergileri nerede?” sloganı her kesimde sorulurken, içimi ısıtan bir haberle karşılaştım: Günlerdir CHP İl Örgütü binasının önünde ölüm orucuna yatan Mahir Kılıç görevine iade edildi. Şu anda ondan daha mutlu bir yurttaş yok! Ama yetmedi, Grup Yorum üyelerinin ölüm orucu devam ediyor, ölüm orucuna başlayan bir kişiye vazgeç demenin çok anlamsız olduğunu deneyimlerimden biliyorum. Ben de onlara şarkılarıyla herkesi kucakladıkları o güzel günleri anımsatmak istedim. Bu nedenle 24 Temmuz 2012’de yazdığım bir yazımla onlara ve bize sesleniyorum:

Bir etkinlik için yollardayım. Grup Yorum açık havada şarkılarını, türkülerini söyleyecek. Etkinlik, AKP iktidarının özellikle son aylarda uygulamaya başladığı baskıcı kültür politikalarını eleştirmek, bu konuda uykudan uyanmak istemeyenlerin kulağına kar suyu akıtmak ve sanatçıların, aydınların bu ülkenin muhalif insanları olduğunu bir kez daha haykırmak amaçlıydı.

Etkinlik, açıkhava tiyatrosundaydı. Etkinliğe hazırlanmaya evde başladım; malumunuz Grup Yorum, iktidarların sevmediği bir müzik grubudur, daha doğrusu sanatı ilgilendiren her konuda muhalif bir odaktır. Polis, onların mekânlarını sık sık basar. Gruptan sürekli göz-altına alınanlar olur, kantarın dozu son günlerde iyice kaçmıştır, okullarında Grup Yorum’un konser biletlerini satan ve afişlerini kantinlerine asan öğrencilerin gözaltına alınmaları hatta tutuklu oluvermeleri vakai umumiyeden olmaya başlamıştır.

Bu durumda benim gibi kocamış bir solcunun ilk yapacağı iş, topuzsuz bir ayakkabı ve spor bir kıyafet giymek olmalıdır, eski tecrübeler konuşuyor, elbette ben de öyle yaptım.

Nereye gittiğimi soran dostlara da “iman tazelemeye” gittiğimi söyleyip yola koyuldum. Yolum uzun, kendimi her zaman yaptığım gibi gideceğim yere hazırlamak istiyorum. Ve hemen anıların hücumu başlıyor. Deniz’li Mahir’li günler, idamlar, işkenceler, art arda gelen faili meçhul cinayetler, insan belleği ne garip, birdenbire Uğur Mumcu geliyor aklıma. Dikili’de Barış Festivali’ndeyiz, artık rahmetli olan değerli spiker Jülide Gülizar, oyuncu ve her zaman muhalif Gülsen Tuncer ve ben, festivale davetli kadınlar ve erkekler arasında bir güzellik yarışması düzenlemeye karar veriyoruz, tabii jüri üyeleri de biz üçümüz. Allah, özellikle erkekler bizi inanılmaz bir rüşvet yağmuruna tutuyor. Dondurma, patates kızartması, bir şişe rakı. Neyse karar açıklanacak, Uğur Mumcu başında kasketi yanıma yaklaşıyor, “Ben biliyorum” diyor, “Kadınlardan birinci Gürdal” ve kıs kıs gülerek uzaklaşıyor. Gürdal’a hiç anlatmadım bunu, hay Allah nereden aklıma geldi, bu konser beni fena yapacak, daha yoldayım ve şimdiden durum kötü. Göz pınarlarım doldu, ağlamamaya çalışıyorum, olmuyor. Hayata Dönüş Operasyonu’nda cayır cayır yananlar, F tipi tecritini protesto etmek için ölüm orucuna yatanlar, ölenler, sakat kalanlar... Madımak, Hrant Dink, binlerce faili meçhul...

Birden fark ediyorum, vapurda kendi kendime bir türkü mırıldanıyorum, sözlerini unutmamışım: “Şarkışla’ya düşürmesin oy,/Allah sevdiği kulunu oy/Gemerek’te çevirmişler/Deniz Gezmiş’in yolunu/Gece Elmalı’da kalmış oy/Hamamcı Ali’yi sormuş oy/Uzatmalı itin biri/Yusuf’u gaflette vurmuş/n’olayıdım n’olayıdım oy/okuryazar olayıdım/Deniz (Yusuf) mahkemeye düşmüş/avukatı ben olayıdım...

Vapurdan iniyorum ve artık açıkhava tiyatrosu yolundayım, birden içimi bir sevinç kaplıyor, uzun yolun ve anıların beni içine çektiği hüzün duygusu yok oluveriyor. Yanımdan, sağımdan, solumdan kızlı erkekli özellikle gencecik insanlar hızlı adımlarla geçip giriyor, o kadar çoklar ki, içimden “Bütün yenilmişlikler, bütün ihanetler, bütün acılar beni bırakın!” diye bağırmak geliyor. “Ey iktidarlar, ey yeryüzünün tüm satılmışları, ey eli kanlı emperyalizm! Ne kadar uğraşsanız da yenemeyeceksiniz! Bu böyle biline!

Işıl kendine gel, yirmisinde değilsin!” Hadi be oradan, bal gibi yirmisindeyim!

Binlerce kişiyle aynı yerdeyim, aynı şarkıları söylüyorum, arkamda saçı çatkılı bir kadın, Nâzım’ın muhteşem şiirinin (*) girişindeki “İznik Çarşısı’ndaki çıplak ayaklı” o kadın gibi ağlıyor ama elleri gencecik iki kızın ellerini kavramış, gencecik kızlar, sol yumrukları havada “Faşizm geçit yok!” diyerek haykırıyorlar!

Bu gece halaylar, horanlar bizim!

Gökyüzü, yıldızlar, ay, güneş bizim!

Rüzgârlar bizim!

Sevdalar bizim!

Beş bin kişi, bütün ölülerimizi kucaklayıp haykırıyoruz, “Hayat Bizim!”

(*) Nâzım Hikmet, Şeyh Bedrettin Destanı.

Yazarın Son Yazıları

Hereke yolunda

Sevgili okurlarım sevdiğim tahta heykeller diyarı Değirmendere’ye taşındığımdan beri dostlarım, okurlarım beni hiç yalnız bırakmıyorlar.

Devamını Oku
14.12.2025
Boji’yle dünyayı gezdik!

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim.

Devamını Oku
07.12.2025
Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025