Privas'tan Kız Kaçırma
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Privas'tan Kız Kaçırma

27.07.2011 04:00
Güncellenme:
Takip Et:
\n\n\n

Bir doğa harikası olan Ardeche vadisi, Fransanın en eski yerleşim alanlarından biri olup mağaraları ilk insanların izleri, tarlaları ilk taş tapınaklarla dolup taşar. Dolmen adı verilen bu tapınaklar, Obeliksin yonttuğu türden iki dikili taşın üstüne ve altına yerleştirilen iki yatay taşla, gizemli boyuta açılan kapılardır. Ne var ki günümüz teknolojisiyle yapılan ölçümler, Dolmenlerin tam da toprağın en yüksek oranda enerji saldığı noktalara inşa edildiğini ortaya koymuştur. İlkel insanların, hiçbir ölçüm aracı olmaksızın toprağın enerjisinin nerede yüksek olduğunu bilebilmeleri de ayrı bir gizemdir...

\n

İşte böyle özel bir bölgedeki küçük ve sakin Privas kenti, iki hafta önce pazar günü pek alışkın olmadığı bir kız kaçırma haberiyle çalkalandı. Kentin göbeğindeki güzelim parka hava almaya gelen mahalleli, bir genç kızın, feryat figan, iri yarı adamlar tarafından zorla bir BMWye bindirildiğini gördüler. Parkın kapısına yakın bir tanık, araya girmeye çalıştı. Ama zorbalar bir değil, iki arabayla gelmişlerdi. İkinci BMW tanığın yolunu kesti ve kızı götüren arabanın hızla kaçmasını sağladıktan sonra, o da kayıplara karıştı.

\n

Olay yerine çağrılan polis, kızın parkta oturduğu sırada bıraktığı beyaz bir şemsiyeden başka ipucu bulamadı. Kaçırılmayı izleyen saatlerde hiçbir kayıp başvurusu da yapılmayınca, ulusal çapta bir tanıklığa çağrı yayımlayıp yanıt veren kişilerin ifadelerini almaya başladı.

\n

Aradan dört gün geçip perşembe günü geldiğinde, kaçırılan kızın Çeçenya göçmeni olduğu, ailesi ve adresi belirlenmişti. Tam bir polis ekibi yola çıkıyordu ki kızımız kayboldu diye başvurmayan ailenin oturduğu eve doğru; karakol kapısından kimliği zaten saptanan annesi, zorla getirilmesine ramak kala, kendiliğinden girdi.

\n

Hayır, kızı kaçırılmamıştı. Parktan çıkarken zorla bir arabaya bindirilmesi, sözlüsünün genç kızı zorla kaçırıyormuş gibi yapmasını gerektiren bir Çeçen geleneğinden ibaretti. Aynı gün, Privasa epeyce uzak Toulouse kentinde sağ salim bulunan genç kız da annesinin söylediklerini doğruluyordu, zaten. Parkın kapısında attığı çığlıklar falan, numaraydı. Müstakbel kocası tarafından, Çeçen geleneği doğrultusunda kaçırıldığına yemin ediyordu.

\n

Ne var ki Privaslılar da ahalisi ve polisiyle, kuşkucu insanlardı. Daha doğrusu, kadim Ardeche vadisi de yetmiş iki milletten göçmen nasibini aldıktan sonra, epeyce kuşkucu olmuşlardı. Karısını döve döve hastanelik eden kökten Ardecheli kendini savunacak bir gelenek bulamayıp paşa paşa cezasını çekerken Mağripli dayakçı kocaların Allahın emri, Afrikalıların Bizim kabilenin âdeti diye kıvırmalarına alışık ve şerbetliydiler. Çeçenlerle her ne kadar yeni tanışsalar da kaçırma geleneğine biraz dudak büktüler. Polisse böyle bir geleneği yok sayacak kadar ileri gitti, dosyayı kapatmadı, soruşturmayı derinleştiriyor. Öğrenmek istediği olgu, bölgedeki Çeçenleri gücendirecek kadar basit: Kendi rızasıyla kaçırıldığını ileri süren genç kız, acaba istemediği bir evliliğe mi zorlanıyor?

\n

Halen Privas ahalisi kahvelerde Çeçen geleneğinin kız kaçırmadan sonraki aşaması üstüne kafa patlatıyor: Sözde sahte kaçırılma olayının üstünden geçen dört günde, geleneksiz anlamda düğünden sonraya saklanan zifafa girildiyse... Bekâretini yitirdiği için kirlenen genç kız, ırzına geçilmiş bile olsa, evlenip temizlenebilmek için rızamla kaçırıldım diyebilir. Privaslılar daha ne gelenekler görmüşler, Çinden Maçinden çıkıp gelen. Akılları bu kadarına eriyor, artık.

\n

Ama polis, çıkarsama falan yapmıyor, erken zifafla da ilgilenmiyor. Soruşturmaya tamam ya da devam için kız razı mıydı, değil miydi, onu öğrenmeye çalışıyor. Razı değildim derse, Çeçen damat ve işbirlikçileri geleneklerini düğün salonu yerine hapishanede sürdürmek zorunda, genç kız da kirlenmişliğiyle bir başına kalacak. Çünkü başta ailesi, Privastaki Çeçen cemaati tarafından dışlanacak.

\n

Öykü size tanıdık mı geldi? Allah, Allah, neden acaba?

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

Amy Winehouse, bir kuyrukluyıldız gibi gelip geçti dünyamızdan. Genç öleceğim diyordu, sözünü bir tuttu, pir tuttu. Sesleriyle büyüdüğü Janis Joplin, Kurt Cobain, Jimmy Hendrix, Jim Morrison, Robert Johnson, Brian Jonesla aynı yaşta öldü: 27.

\n

Bu kadarı herhalde raslantı olamaz, kuyruklu yıldızların ömrü yirmi yedi yıldır belki de, ne bir eksik, ne bir fazla, kim bilir?

\n

Kuşkusuz iki ucundan tutuşturulmuş birer mum gibi yaktılar yaşamlarını, hepsi. Dünyamıza hiç susmayacak yankılar bıraktılar ve gittiler. Seslerine yansıyan duyguları, duygularına yansıyan şarkılarıyla adeta başka bir gezegenden gelmişlerdi. Zaten kısacık ömürleri boyunca, başka bir gezegende yaşamak istediklerini haykırmadılar mı, hep?

\n

Umarım öyle bir gezegen vardır ve kendisinden önce oraya varan kuyruklu yıldızlar, Amy Winehouseı bir ışık cümbüşüyle karşılar.

\n\n\n

Kafa kesilecekse,

\n

sakal için yas tutulmaz.

\n

ANONİM BİLGE

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025