Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

04.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir. Başta devletin temel organları olmak üzere herkesin hukuk ile bağlı olduğunu, kanunların ve diğer işlemlerin anayasaya aykırı olamayacağını kabul etmişlerdir.

1961 Anayasası, devletin temel güçlerini üçe bölen ve bunlar arasında birbirini denetleme konusunda denge kuran parlamenter sistemi kabul etti. 1962 yılında İsmet İnönü başbakanlığında koalisyon hükümeti kuruldu. Şubat 1962’de Albay Talat Aydemir darbe teşebbüsünde bulundu; affedilerek emekliye sevk edildi. 1963 yılı mayıs ayında tekrar darbe teşebbüsünde bulundu. Emrindeki Fethi Gürcan, toplantı halinde olan Bakanlar Kurulu’nu askerleriyle kuşattı. Talat Aydemir’den emir istedi. Ancak ordunun diğer güçleri bu girişime karşı çıktılar. Harekât başarısız oldu; Aydemir ve arkadaşları anayasayı ihlale teşebbüsten yargılandılar. Aydemir ve hükümeti kuşatan arkadaşı Fethi Gürcan idam edildiler. Aydemir ve Fethi Gürcan’ın hareketleri darbeyi başarmaya elverişliydi.

70’Lİ YILLARIN DEMOKRASİ ORTAMI

Parlamenter sistemin getirdiği özgürlükçü demokrasi ortamında Türkçü, İslamcı ve Marksist siyasi partiler kuruldu. Bazı üniversite öğrencileri sosyalist devlet kurma idealinde, bazıları ise Türkİslam devleti kurma amacında örgütlendiler.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları toplantı ve gösterilere katıldılar, çeşitli şekillerde devletin politikalarını eleştirdiler, polis ve jandarmaya karşı silahlı saldırıda bulundular. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, anayasayı cebir ve şiddet kullanarak ihlal teşebbüsünden yargılanarak idam edildiler. Takdiri hafifletici sebep uygulanarak idam cezası hapis cezasına çevrilebilir veya TBMM idam cezasını onaylamayabilirdi. Böylece kamu vicdanı da yaralanmayabilirdi.

Aslında Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının fiilleri anayasayı ihlale teşebbüs suçunu oluşturmuyordu. Çünkü teşebbüsten söz edebilmek için kişilerin kullandıkları vasıtalar ve güçleri itibarıyla amaçlarını gerçekleştirebilecek konumda olmaları gerekirdi. Somut olayda Deniz ve arkadaşlarının, devletin ordusunu, polisini, yani temel güçlerini bertaraf edecek bir güçleri yoktu. Hareketleri amaçlarını gerçekleştirmeye yeterli olmadı; elverişsizlik söz konusuydu. Nitekim kolayca yakalandılar ve yargılandılar. Bu nedenle anayasayı ihlale teşebbüs suçu gerçekleşmemiştir. Elbette polis ve jandarmaların vurulmasından sorumluydular.

ANAYASAL DÜZEN

Anayasal düzenin ve hükümetin cebir şiddetle yıkılmasına teşebbüsün son örneği 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Rejimi yıkmaya kalkışan silahlı güç, devleti yıkmaya elverişli düzeyde olarak ülkenin muhtelif yerlerinde hükümeti, parlamentoyu ve silahlı güçleri zorla kontrol altına almaya çalışmıştır.

Ancak anayasal düzenler her zaman fiziki cebir şiddetle yıkılmazlar. Devletin temel organlarının anayasanın genel ilkelerine uymamaları durumunda da yıkılırlar. Çünkü adı geçen organlar kamu gücünü (cebir) hukuka aykırı olarak kullanmakta ve meşruiyetlerini kaybetmektedirler.

TOPLANTI-GÖSTERİ YAPMA HAKKI

2013 yılı yaz aylarında, Gezi Parkı’nda yapılacak değişiklikleri protesto amacıyla önce İstanbul’da, daha sonra tüm Türkiye’de toplantı ve gösteriler yapıldı. Gösteriler yaklaşık üç ay kadar sürdü ve kendiliğinden sona erdi. Toplantı ve gösterilere katılan kimi şahıslar, cebir ve şiddet kullanmak suretiyle anayasayı ihlal (TCK md. 309) ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs (TCK md. 312) suçlarını işledikleri gerekçesiyle mahkûm edildiler.

Söz konusu kişiler, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdular. Adı geçen mahkemeler hak ihlali olduğuna karar verdiler. Ancak mahkûmiyet hükmü veren mahkemeler, hak ihlali kararlarını uygulamamakta ısrar etmektedirler. Anayasanın “hukuk devleti” ilkesini uygulamamak, TCK’nin 309. maddesini ihlal eder.

Aslında yüksek mahkemelerin de kararlarında belirttikleri gibi, kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakları ihlal edilmiştir. Anayasanın 34. maddesine göre toplantı ve gösteri yapmak bir haktır. İnsanlar hükümetin izlediği politikaları protesto edebilir, politikalarla ilgili aşağılayıcı sloganlar atabilir. Ancak kamu güçlerini darp edemezler, silah kullanamazlar, çevreyi yakıp yıkamazlar. Yakma ve yıkma durumunda güç kullanılarak toplantı dağıtılır. Polisi veya başka kişileri darp ederlerse, yıkma-yakma eylemleri yapanlar cezalandırılır. Söz konusu eylemlerin anayasayı ihlal suçu ile ilgisi yoktur.

‘HUKUKA UYGUNLUK SEBEBİ’

Cebir ve şiddete başvurmaksızın, hükümetin politikalarını toplantı ve gösteri yoluyla eleştirmek bir haktır. Hakkın kullanılması, hukuka uygunluk sebebidir (TCK md. 26). Gezi gösterileri, yürüyüş ve protestolar hakkın sınırları içinde kullanılmıştır. Bu nedenle hukuka uygundur. Eğer taşkınlık olmuş, polis darp edilmişse, darp edenler zaten cezalandırılmıştır.

Ancak her durumda cebir ve şiddet veya manevi cebirle anayasayı ihlale teşebbüs yoktur. Çünkü anayasayı ihlale yönelik herhangi bir eylem bulunmamaktadır. İktidarı yıkmak veya yeni bir anayasal düzen kurmak amacıyla parlamentoya hücum edilmemiş, Cumhurbaşkanlığı kuşatılmamış, askeri güçlerin silahlarının alınmasına yönelik bir hareket yapılmamıştır. Toplantı ve gösteriler, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun belirlediği sınırlar içinde gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle hukuka uygunluk sebebinde sınır aşılmamıştır; anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs suçu gerçekleşmemiştir.

Prof. Dr. Doğan Soyaslan

İlgili Konular: #Anayasa

Yazarın Son Yazıları

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025