Gençler borçlu değil, alacaklı - Alper Kara
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Gençler borçlu değil, alacaklı - Alper Kara

24.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Büyük işlere imza attığı düşünülen, etkileyici kariyer ya da saygınlık hikâyelerine ulaşan insanların genelde diline pelesenk ettiği bir cümle vardır: “Tüm bu başarılarımı ülkeme borçluyum.” Kimi bunu içtenlikle söyler, kimi de bir alışkanlık olarak ifade eder. Gelecekte bu sözü ne kadar duyabileceğimiz içinden geçtiğimiz mücadeleye bağlı. Çünkü yaşamının her alanı ve her dakikası otoriter bir rejim tarafından kuşatılmış olan bugünün gençleri, bu sözü ileride telaffuz edebileceğinden oldukça şüpheli. Rejimin karar vericileri, ülke adına borçlanacak bir şeyler vermeyi bırakın her gün geleceklerinden çalmaya devam ediyor. Artık kaybedecek bir şeyi olmayan gençler ise bir adım öne çıkarak alacaklı olduklarının peşine düşüyor.

NE OKULDA NE İŞ YAŞAMINDA

19 Mart 2025, kurumsal ve toplumsal muhalefetin adını koyduğu şekliyle Türkiye demokrasisine yapılmış bir “darbe” olarak tarihe geçti. Bu darbeye karşı umudu örgütleyen ise kendi inisiyatifleriyle gençler oldu. İstanbul Üniversitesi’ndeki polis barikatının yıkılmasından boykot fikrinin yaşama geçirilmesine, Saraçhane’deki direnişin büyümesinden sosyal medya kampanyalarına kadar tüm yurttaşlara ön ayak oldular ve olmaya da devam ediyorlar.

Politik alandan çıkarılarak dershanelere dönüştürülmek istenen üniversiteler, tüm bileşenleriyle mücadelenin en ön safında yer tutuyor. Proje okulları adı altında öğretmenleri sürülen lise öğrencileri, hak ve hukuk için her gün alanları dolduruyor. Bu gençler toplumsal belleği diri tutuyor, rejimin unutturmaya çalıştığı mirasa sahip çıkıyor. Hepsinin kalbinde geçmiş direnişlerin izleri varken dillerinde de o direnişlerdeki öznelerin türküleri ve şiirleri var. Adeta her gün hayaliyle yanıp tutuşulan kültürel hegemonya davasına meydan okuyorlar.

GENÇLER BEDEL ÖDÜYOR

Tüm bu demokrasi direnişi boyunca gençlerin bazen tehditle bazen merhametle, hem iktidar hem de muhalefet tarafından birçok tavsiyeye maruz kaldığını gördük. İki tarafın da gençleri ve göze aldıklarını anlamaktan bir hayli uzak olduğu dikkat çekiyor. Kaybedecek bir şeyleri olmayan tanımı aslında oldukça somut bir gerçekliğe işaret ediyor.

Gözetim toplumunun bir parçası haline dönüştürülmekten derin yoksulluğa, eğitimdeki fırsat eşitsizliklerinden yaşam hakkı dahil olmak üzere en temel özgürlüklerin çalınmasına kadar sayfalarca gençlerin cüretinin nedeni açıklanabilir. Belki burada verilecek tek bir can alıcı örnek de yeterli gelecektir. Her ne kadar güvenirliği tartışmalı da olsa, TÜİK’in 2024 verilerine göre; 15-34 yaş grubundaki nüfusun yüzde 27.2’si ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor.

Cinsiyet dağılımı değerlendirildiğinde ise aynı yaş grubundaki kadınların yüzde 40.3’ü aynı statüde bulunuyor. Yani diğer bir deyişle her dört gençten birisi, her on genç kadından dördü bugün “ev genci” olarak tanımlanıyor. Benim de içinde bulunduğum bu genç kuşağın ezici bir çoğunluğu anne ve babalarına göre çok daha eğitimli olmasına rağmen aynı gelir düzeyine hiçbir zaman ulaşamayacağının bilincinde. Jenerasyonlar arası oldukça ender rastlanan bir travmanın öznesiler, kaybedecekleri bir güvence ya da geride bırakacakları bir yaşam mevcut değil.

Deneyim aslında bir nevi yaşamda ödediğiniz bedellerle paraleldir. Bugünün gençleri kapısında copla dayak yiyerek derse girdikleri üniversitelerden, düşman hukukuna maruz kaldıkları Emniyet ve adliye koridorlarından, ifadelerde okurken içimizin yandığı, dişlerimizi ve yumruğumuzu sıktığımız tacizlere kadar birçok bedel ödediler. Deneyim heybelerini oldukça doldurdular. Ne için bedel ödediklerini ve ne için alacaklı olduklarını gayet iyi biliyorlar. İstedikleri şey ise büyükçe edilen laflar ve tavsiyeler değil, yalnızca dayanışma. Biz onlara bu dayanışmayı borçluyuz, onlar da alacaklı oldukları için mücadeleye devam edecekler.

ALPER KARA

TARİHÇİ/SİYASİ DANIŞMAN

Yazarın Son Yazıları

İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025