Milletvekili ve Yasama Dokunulmazlığı - Prof. Dr. Rıdvan AKIN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Milletvekili ve Yasama Dokunulmazlığı - Prof. Dr. Rıdvan AKIN

21.04.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Anadolu İhtilali'ni ve Türk Bağımsızlık Savaşı'nı yürüten Birinci TBMM, 1 sayılı Heyeti Umumi kararıyla kendi varlığını ve meşruiyetini ilan ettikten sonra, seçilmiş milletvekilleri için Birinci Meşrutiyet Mebusan Meclisinden beri gelişmekte olan parlamenter teamülleri ve vekillerin mahfuz haklarını ve Mebusan Meclisinin içtüzüğünü apriori kabul etti.

Bu mahfuz hakların hiç kuşkusuz en önemlileri yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı idi. Meclis, 5 Eylül 1920de Nisab-ı Müzakere Kanunu ile Ankara konvansiyonunun mahiyetini ve çalışma usullerini, 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu ile de yeni bir Türkiye Devleti” kurulduğunu ve bu devletin siyasal rejiminin ne olduğunu belirlemiş oldu.

SON DERECE DUYARLI

Bütün devlet erklerini uhdesine alan Birinci Meclis, kendi üyelerinin parlamenter olmaktan kaynaklanan hak ve özgürlükleri konusunda son derece duyarlı oldu. Meclis gündemine gelen yasama dokunulmazlığının kaldırılması ve yargıya sevk dosyalarında özenli davranıldı. Türkiye Halk İştirakiyyun Fırkası üyelerinin hükümeti devirmeye teşebbüs” suçundan Ankara İstiklal Mahkemesine sevk edilmesi sürecindeki uygulama bu konuda aydınlatıcıdır.

Dokunulmazlığı kaldırılarak yargılanan milletvekilleri içinde sadece Nâzım Bey (Tokat) mahkûm oldu ve milletvekilliği düştü. Diğer milletvekilleri Mehmet Şükrü Koç (Afyon) ve Şeyh Servet Efendi (Bursa) beraat ettiler ve meclise döndüler. Bunun dışında TBMM kararı ile üyelikten ıskat edilmiş tek üye vardır: Saruhan Milletvekili Çerkes Reşit Bey. O da vatana ihanet” suçlamasıyla. Eski İttihatçılardan Cami Beyin (Aydın) üyeliğinin düşürülmesinin sebebi ise İtalyaya resmi bir görevle gönderildikten sonra iki yıl meclise geri dönmemesidir.

ÇARPICI HUKUK VURGUSU

Bunun dışında Meclis, dokunulmazlık kaldırma ve üyeliği düşürme taleplerine sıcak bakmamış, çoğunu reddetmiştir. Örneğin Meclisin yeni açıldığı dönemde Konya Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Abdülhalim Çelebi Efendinin Delibaş İsyanı’na dahli gerekçesiyle divanıharp tarafından tutuklanması , yargılanması ve mahkûm edilmesi, suçüstü hükümleri var” itirazlarına rağmen reddedilmiştir. TBMM bu kararı “vekil yasama dokunulmazlığı varken tutulamaz, yargılanamaz” ilkesi gereğince vermiştir.

Meclis gündemine gelen bir başka önemli olay ise Amasya İstiklal Mahkemesi üyelerinin verdikleri kararlar nedeniyle yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yargılanmaları talebi olmuştur. Meclis bu talebi reddetmiş, sadece verdikleri kararları kaldırmıştır. Milletvekilliği statüsünden yararlanma, ihtilas ve irtikap gibi suçlamalarla meclis gündemine gelen dosyalar ya komisyona iade edilmiş ya da yargı sürecinin başlatılması yasama döneminin sonuna ertelenmiştir. Hüsrev Sami Bey (Eskişehir), Kasım Efendi (Muş), Osman Bey (Lazistan) örneklerinde olduğu gibi.

5 Ağustos 1921 tarihli Başkumandanlık Kanunu ile Meclis, kendi başkanına yetkilerinin bir kısmını delege ederken, azasından her birinin Kanunu Esasi ve Teşkilatı Esasiye Kanunuyla hukuk ve masuniyeti teşriiyesi tabiatıyla mahfuz ve şahsiyeti maneviyesi Başkumandanlığı haiz bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi” ifadesine yer verilmesi son derece anlamlıdır. Bununla Meclis, milletvekillerinin dokunulmaz, devredilmez” hakları olduğunu, olağanüstü şartlar nedeniyle parlamento hukukunun askıya alınamayacağını vurgulamış oluyordu.

SİYASİ DEĞİL ADLİ

Cumhuriyet devriminden sonra, devlet erklerini yeniden tanımlayan 1924 Anayasası TBMM üyelerinin yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığını bütün parlamenter sistemlerde geçerli olan evrensel ilkelerle tekrarladı.

Tek parti döneminde alınan dokunulmazlıkları kaldırma kararları çoğunlukla Yüce Divana sevk ile sonuçlanmıştır. Bu kararlar esas itibariyle siyasi değil adli kararlardır. İhsan Eryavuz (Cebelibereket), Ali Cenani Bey (Gaziantep) örneklerinde olduğu gibi. Çok partili dönemde ise iktidarlar-maalesef- bu kurumun demokratik siyasi hayatın çok temel bir normu olduğunu önemsememiş, muhalefeti susturmak için kullanmışlardır. Osman Bölükbaşı, Hüseyin Cahit Yalçın, Çetin Altan dosyalarında olduğu gibi.

BİRİNCİ MECLİSİN GERİSİNDE

2007den bu yana ise siyasi iktidar, millletin seçilmiş vekillerinin” anayasadan kaynaklanan haklarını adeta işlevsiz kılma çabası içinde görünüyor. 1689 Bill of Rights”ın kabulünden bu yana, parlamento üyesinin en önemli hakları, söz hürriyeti ve tevkiften masuniyet” olup aynı zamanda bu haklar liberal demokratik düzenlerin temel ilkeleridir. Hür dünyanın bütün parlamentolarında hassasiyetle korunan bu ilkeler son 20 yıldır gittikçe önemsizleştirilmiş, 2017 Anayasa değişikliğinden sonra da muhalif kesim için adeta yok mesabesine indirilmiştir.

Yasama dokunulmazlığı iktidar milletvekilleri için adli kovuşturmadan azade olmak anlamına gelirken muhalif milletvekilleri için hoyratça müdahale edilebilir bir hak haline getirilmiş bulunmaktadır. Oysaki milletin temsilcisinin dokunulmazlığı, milletin hukukunun dokunulmazlığıdır. Sonuç itibariyle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçtikten sonra yapılan 2018 genel seçimleriyle toplanan 27. dönem TBMM yetkilerini -sistem gereği- büyük ölçüde yürütmeye devretmiş olup yasama yetkileri ve milletvekilliği statüsü açısından Birinci Meclisin gerisine düşmüş bulunmaktadır.

PROF. DR. RIDVAN AKIN

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ

Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025