Salgın, devlet ve teknoloji
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Salgın, devlet ve teknoloji

31.03.2020 06:30
Güncellenme:
Takip Et:

PROF. DR. RABİA KARAKAYA POLAT (Işık Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi)

Koronavirüs salgını, dijital teknolojilerin hayatımızdaki yerini daha da artırıyor. Bu teknolojilerin kullanımı, bir yandan ekonomik hayatın, kamu hizmetlerinin ve eğitim süreçlerinin mümkün olduğu kadar devamını sağlarken bir yandan da iki önemli risk barındırıyor.

Koronavirüs hem bir kamu sağlığı krizi olarak hem de ekonomi ve toplumsal hayata yansımaları açısından tüm dünyanın başlıca gündemi haline geldi. Salgının yavaşlatılması amacıyla dünyanın her yerinde devletlerin aldığı sosyal mesafelendirme tedbirleri kapsamında okullar kapandı, seyahatlere ciddi kısıtlamalar getirildi, ekonomik hayat özellikle bazı sektörlerde durma noktasına geldi. Daha önce benzeri görülmemiş bu kriz karşısında devletler teknolojik kapasitelerini kullanarak krizin etkisini en aza indirmeye çalışıyor. Teknoloji, hem doğrudan virüsün yaygınlaşmasını engellemek için hem de kamu hizmetleri ve ekonomik hayatın mümkün olduğu kadar devam ettirilmesi için kullanılıyor.

Distopik bir film gibi 

Virüsün yaygınlaşmasını önlemek isteyen devletler, çeşitli izleme ve gözetleme teknolojilerini devreye soktu. Teknolojiyi otoriter rejiminin önemli bir aracı olarak kullandığı bilinen Çin, bu konudaki tecrübesini salgını takip etmek için etkili bir şekilde kullanıyor. Akıllı telefonlara yüklenen uygulamalar ve GPS takip sistemleri ile virüsün yayılmasına ilişkin modellemeler yapılıyor. Cep telefonu bilgileri karantina altında olması gereken kişilerin yerlerini takip etmek için kullanılıyor. Dronlar üzerine yerleştirilen plaka okuma sistemleri şehirlerarası seyahatte uyulması gereken kısıtlamaları takip ediyor. Çin’de bir süredir kullanılan yüz tanıma teknolojileri maskesiz sokağa çıkanları tespit etmek için kullanılıyor. Distopik bir filmden bir sahne gibi Çin vatandaşları, cep telefonlarına indirdikleri uygulama ile taşıdıkları riske göre yeşil, sarı, turuncu renkler ile kodlanıyor. Öte yandan, dijital teknoloji, salgın yüzünden fiziksel olarak yapamadığımız birçok şeyi sanal ortamda yapabilmemize olanak sağlıyor. Özellikle kamu hizmetlerinin sağlanması, uzaktan eğitim ve evden çalışma biçimleriyle salgının hayatımıza etkisi mümkün olduğu kadar sınırlandırılıyor.

Sosyal bağları kopuyor 

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 2019 yılı hane halkı internet erişimi yüzde 88. Resmi istatistiklere göre internet kullanan her iki kişiden birisi e-devlet hizmetlerinden faydalanıyor. Bu veriler Türkiye’de internete ve online kamu hizmetlerine erişim konusunda belli bir altyapı olduğunu gösteriyor. Koronavirüsün Türkiye’ye gelmesinden sonra hızlı bir şekilde okulların kapatılması ve mümkün olduğu kadar evden çalışmanın teşvik edilmesi, karar vericilerin bu altyapıya güvendiğini gösteriyor. Ancak dijital teknolojilere erişim konusunda toplumun bütün kesimleri aynı durumda değil. Bu salgından en çok etkilenmesi beklenen yaşlılar ve yoksullar, bu teknolojilere erişimi en az olan gruplar. Örneğin yaşlılar, hem hizmetlere erişim için hem de sosyalleşmek için büyük oranda fiziksel ortamları kullanıyor. Sosyal mesafe tedbirleri nedeniyle evde kalmak zorunda olmaları demek hem bu hizmetlere erişememeleri hem de sosyal bağlarından kopmaları anlamına geliyor. Türkiye, koronavirüse karşı okulları kapatma kararını en hızlı alan ülkelerden biri oldu ve eğitimin tüm kademelerini online platformlara taşıdığını duyurdu. Evinde bilgisayar ve internet erişimi olmayan aileler için ise televizyon üzerinden eğitim programları başlatıldı. Ancak uzaktan eğitimin başarılı olması için teknolojik altyapı yanında dijital içerik üretilmesi ve çocukların ebeveynler tarafından desteklenmesi de çok önemli. Eğitimli, teknoloji okuryazarlığı yüksek, kaliteli internet bağlantısı olan ve çocuklarına vakit ayırma ayrıcalığına sahip ailelerin çocukları uzaktan eğitim sürecini daha verimli geçirebilecek. Eğitim alanında var olan toplumsal eşitsizlikler bu salgın ile daha da pekişmiş olacak.

Teknolojinin önemi 

Görünen o ki koronavirüs salgını, dijital teknolojilerin hayatımızdaki yerini daha da artırıyor. Bu teknolojilerin kullanımı bir yandan ekonomik hayatın, kamu hizmetlerinin ve eğitim süreçlerinin mümkün olduğu kadar devamını sağlarken bir yandan da iki önemli risk barındırıyor.

İki önemli risk 

Birincisi salgınla mücadele için uygulanan gözetleme ve denetleme teknolojilerinin, 11 Eylül saldırısı sonucunda devreye sokulan güvenlikçi politikalar gibi kalıcılaşması. Salgını kontrol etme gerekçesiyle dijital teknolojileri kullanarak bireyler hakkında her türlü veriyi toplayan devletler bu verileri başka ne için kullanacak? Olağanüstü koşullarda ellerine geçirdikleri bu güçlerden kolay vazgeçebilecekler mi? İkinci risk ise dijital teknolojilerin toplumda kullanımının eşit dağılmamasıyla ilgili. Dijital eşitsizlik toplumda var olan sosyo-ekonomik eşitsizliklerden bağımsız düşünülemez. Türkiye’de son yıllarda internet erişiminde gerçekleşen artış, herkesin internetten eşit bir şekilde faydalandığı şeklinde bir yanılsamaya yol açmamalı. Salgın sırasında ve sonrasında hizmetler ve olanaklar internet ortamına taşındıkça geride kalanların dışlanmışlıkları daha da artacak. Şimdi kendimize şu soruyu sormanın tam zamanı: Biz dijital platformlara taşınırken kimleri geride bırakıyoruz?

Yazarın Son Yazıları

Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025