Toplumsal obruk (çukur)
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Toplumsal obruk (çukur)

18.08.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Aile ilişkilerinden akraba diyaloglarına, çarşı pazardaki esnaf müşteri konuşmalarından trafiğe kadar insan ilişkilerinde giderek gerginleşen kritik bir süreci yaşıyoruz.

Zaman ve mekân ölçütlerinin şekillendirdiği toplumsal doku yüz yıllar/bin yıllar içinde geçirdiği değişikliklerle belli bir kıvama ulaşmıştır.
insan-doğa-hayvan ve insaninsan ilişkilerinde kurulan samimi bağ, denge ve korunma gereksinimi kıvamın kalitesini belirlemiştir. Bazı toplumlar yaşamda kaliteyi artırmış, bazıları artıramamıştır. Kaliteyi artıran toplumlar artıramayanlara göre çok daha güzel koşullarda yaşamaktadırlar.
Aynı kök kültüre sahip olan topluluklar yaşadıkları bölgelerin yaşamsal, iklimsel ve coğrafi etkileriyle oluşturdukları, geliştirdikleri alışkanlıklarla, algılarla, bilgilerle harmanlanan ortak bir alan ortaya koymuştur. Bu ortak alan toplumlara ait sosyokültürel birikimlere dönüşmüş, çok uzun süreler sonucunda kodlara yerleşmiştir.
Bir nevi değerler birikimini oluşturan kodlar; ilgili toplumun başına gelen olayları algılayışını, refleksleri, verdiği tepkileri ve tutumları belirlemiştir.
Toplum homojenliğini korudukça ya da dışarıdan geleni kendine uydurmayı başardıkça tutum ve davranışlarda sürprizlere çok az rastlanmaktadır.
21. yüzyılın hareketliliği ve iletişim açıklığına rağmen homojenliği korumak genel olarak ve hâlâ mümkün olabilmektedir. Dışarıdan geleni kendisine uydurmak ise toplumun, coğrafyanın ve devletin cazibe merkezi olup olmamasına bağlıdır.
Yukarıda ifade ettiğim genel bakış açısının altında yazımın asıl konusu toplum yapısında oluşan ani çöküntüler ile sosyokültürel kodların, ayarların değişmesidir.
Toplumun katmerlenmiş nitelikleri adeta yerkabuğu gibidir. Zaman içinde yaşanan tüm doğal ve yapay etkiler yerkabuğunun yapısını katman katman oluşturmuştur. Zeminin sağlam olduğu bölgeler yerleşim ve yaşam için daha güvenli mekânlar sağlamıştır. Zengin toprak yapıları ürün ve üretim çeşitliliği yaratmıştır. Zemin yapısı içinde meydana gelen değişiklikler, etkileşimler, çatlaklar, fay hatları vb. zaman içinde hasarlı yer değişimlerine, kaymalara, çökmelere neden olmuştur. Bunların bir kısmının yeri ve zamanı öngörülebilmektedir. Bir kısmı ise ani ve derin olmakta, şaşırtmakta, ürkütmektedir.

Ahlaki obruk
Obruklar buna örnek olarak verilebilir. Obruklar çoğunlukla yerkabuğunun aniden çökmesiyle ortaya çıkan bir görüntüdür. Obruk ortaya çıkarken yeraltı sularının aşındırdığı toprak katmanı aniden ve gürültüyle çöker. Yaşadığımız dönemde üzülerek söylemeliyim ki doğal fay hatları kırılmalarının, zemin aşınmalarının ötesinde toplumsal çöküntü ve obruk olasılıkları ortaya çıkmıştır. Konu karışık ve çok boyutludur ancak bir ön giriş yaparak üzerinde durmaya başlamamız gerekmektedir. Söz konusu çöküntünün ana nedenlerinden biri pervasızca yapılan siyaset, diğeri de bireysel ve toplumsal ekonomide giderek etkisi ağırlaşan olumsuz tablodur. Şüphesiz sonraki yazılara konu olabilecek başka nedenler de bulunmaktadır.

Amacından sapan siyaset
Siyaset mekanizması yürütmeye ve yasamaya talip olmak için kurulmuş bir sistemin omurgasıdır. Siyaset yapmanın amacının toplumsal gelişime, huzura ve barışa katkıda bulunmak ve bunun için sorumluluğa talip olmak olması gerekirken uygulamada gördüklerimiz maalesef farklıdır: Elde edilen iktidar gücünün bırakılmaması için her şeyin yapılabilmesi, her sözün söylenebilmesi aynı tip ve akıl yapılanmasında kişilerden oluşan ekipler kurulması, makam ve konumlardan faydalanarak maddi ve manevi çıkarlar elde etme çabalarının sürdürülmesi yoğun olarak karşımıza çıkmakta, çıkar paylaşımına dayalı ilkel bir siyaset ve sosyal yaşam modellemesi oluşmaktadır. Kendisini iktidar erkine yakın konumlandıran tüm kişi ve organizasyonlar dönemsel olarak ticari vb. tüm işlerini yürütebilmektedir. Olmayanlar ise taşeron işlerle yetinmekte ya da türlü türlü maskeler takmaktadır. Bu ticari ve ahlaki zihin yapısının her iktidar değişikliğinde pozisyon değiştireceğine de şüphe yoktur. Modern devlet ve siyaset yapılarında böyle mi olur? Şüphesiz olmaz. Güvenilir ortamlar toplam kaliteyi, gelişimi, barışı ve huzuru da getirir.
Bugün ekonomide yaşanan gerileme, zayıflama toplumun orta ve alt kesimlerine yoğun olarak yansımıştır, daha da yansıyacaktır. Zenginleşen ve fakirleşen sayısında gözlenen eşzamanlı artış, gelir dağılımında çok önemli bozulmalar olduğuna dair gözlenen önemli bir çelişkidir. Paraya ulaşmanın kolay yollarına yönelik arayışlar insanları ve organizasyonları ilkesizliklere, yandaşlığa, din/inanç istismarcısı yapılanmalarla yakınlaşmaya, illegal ticari ilişkilere yönlendirmektedir.

Kazananı olmaz
Siyasi ve sosyal yaşama dair rövanş alma güdüsüyle toplumun bir grubunun liyakata, eğitim ve çalışkanlık düzeyine bakılmaksızın maddi ve manevi fırsatlara daha fazla eriştirilmesi, kollanması, adeta güç zehirlenmesine uğratılması son derece önemli bir sosyal mesele haline gelmiştir. Günlük yaşamda derin bölünmeler yaşayan gruplar oluşmaktadır. Aile ilişkilerinden akraba diyaloglarına, çarşı pazardaki esnaf müşteri konuşmalarından trafiğe kadar insan ilişkilerinde giderek gerginleşen kritik bir süreci yaşıyoruz. Böyle devam ederse milli güç unsurlarından olan “sosyal güç” de derin yara alacaktır.
Toplumun bir arada yaşama arzu, azim ve kararlılığı zarara uğrayabilir. İyilik, dürüstlük, erdemli olmak, adil olmak, bilgiye ve bilgi sahibine saygılı olmak gibi uygar olma yolunda biriktirdiğimiz tüm değer yargılarının aşınması, cehaletin pirim yapması sonucunda toplumsal obruklarla karşılaşabiliriz. Çöküntü derin ve büyük olabilir.

RAFET ASLANTAŞ
ANKA Enstitüsü Başkanı

Yazarın Son Yazıları

Askeri hastanelerin yeniden açılması - Dr. Süleyman Kalman

Sıkça gündeme gelen askeri hastanelerin yeniden açılması yönündeki tartışmalar, yalnızca yönetsel bir düzenleme sorunu değil, görünüşte ani ama belki de “bile bile” yapılmış bir yanlıştan dönmenin ve silinmeye yeltenilmiş Cumhuriyetin sağlık belleği ile kurulan ilişkinin de bir göstergesidir.

Devamını Oku
30.12.2025
Barış üzerine bir deneme - Av. Ekrem Demiröz

Savaş kabadır, çirkindir ve acımasızdır.

Devamını Oku
30.12.2025
Yeni bir toplumsal yalnızlık - Dr. Alper Demir

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal gerilimler, derinleşen kutuplaşma ve kamusal alanın giderek daralması, artık yalnızca güncel siyasetin değil, toplumsal yapının kendisinin sorgulanmasını zorunlu kılıyor.

Devamını Oku
29.12.2025
Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025