Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Öküzün altında buzağı yok
Zurnanın zırt dediği yerden başlayalım. Ya da bayram değil seyran değilken eniştenin baldızı öptüğü yerden.
Medyascope’tan Ferit Aslan’a konuşan Galip Ensarioğlu, seçim öncesinde iktidarın İmralı’ya heyet gönderdiği iddiasıyla ilgili soru üzerine, “Devlet, sürekli Öcalan’la görüşüyor. Öcalan çözüme katkı sunmak istediği zaman; Öcalan Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, bu silahlı şiddetin son bulması için eğer bir katkı sunmak istiyorsa ve buna devlet de inanıyorsa bu tür görüşmeleri sürdürür” yanıtını vermiş.
“Ancak bugün itibarıyla bunun koşullarını ortadan kaldıran bizatihi HDP’nin kendisidir, Kandil’in kendisidir” diyen Ensarioğlu, “Yani Öcalan’ı tecride mahkûm eden devlet değil, Öcalan’ı tecride mahkûm eden bizatihi Kandil’dir, bizatihi HDP’nin kendisidir. Çözüm sürecini boşa çıkaran, sabote eden, Öcalan’ın rolünü boşa çıkaran yine kendileridir” ifadelerini kullanmış.
Bu konuşmayı basından öğreninceye kadar AKP iktidarının İmralı mahkûmu Abdullah Öcalan’la görüştüğünü bilmiyordum. Ensarioğlu yalan söylüyorsa iktidar talimat verir ve yargı bunun hesabını sorar. Böyle bir şey olmadığına göre demek ki Galip Ensarioğlu doğru söylüyor. Yargı tarafından mahkûm edilmiş bir terör örgütü reisi ile hükümet neden görüşsün? Bunu iki taraf, görüşen hükümet (devlet değil hükümet) ve görüşülen (devlet yargısının mahkûm ettiği Öcalan) bilir. Ancak kurgulu bir tahmin yapılabilir. Gözaltına alınan Merdan Yanardağ da bunu yapıyor. Yediden yetmişe bütün muhalefeti terörist olmakla, Kılıçdaroğlu’nu Kandil’den malumat ve talimat almakla suçlayan Saray iktidarı neden İmralı mahkûmu ile görüşmekte, görüşmenin konusu ne? Af karşılığı olarak PKK’nin silah bırakması mı? Açık söyleyeyim hükümetin büyük bir bedel karşılığı olarak af getirmesini aklı başında, yurdunun esenliğini isteyen herkes onaylar.
Galip Ensarioğlu’nun konuşmasından yola çıkarak Saray hükümeti-İmralı görüşmesini etik (ahlak felsefesi) bağlamında ele alan TELE1’in yayın yönetmeni Merdan Yanardağ, “Dört Soru Dört Cevap” programında “Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritin hukukta hiçbir yeri yoktur. Kaldırılması lazım. Ailesi ve avukatı ile bile görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi? Abdullah Öcalan hafife alınacak birisi değil. Çok okuyan, neredeyse cezaevinde filozof oldu, okumaktan başka bir şey yapmıyor. Siyaseti doğru okuyan, doğru çözümleyen son derece zeki birisidir” dedi. “Dedi” diyorum çünkü programı izledim ve dediklerini kulaklarımla duydum.
Bu konuşma nedense (Nedenini kendileri bilir) sosyal medya farelerinin canını acıtmış ki resim sanatında son yıllarda kullanılır olan kolaj yöntemini kullanarak bir eser (!) yaratıp sanal piyasaya sürmüşler. Bunun üzerine bireysel planda kuyruk acısı olanlar ve Cumhuriyet ve devrimlerinin ödünsüz fedaisi TELE1’i ebediyen susturmak isteyenler fırsat bu fırsat deyip ortalığı fişşiklemeye başlamışlar. Kör ve sağır olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da 26 Haziran 2023 Pazartesi günü öğleden sonra, Merdan Yanardağ’ı “Bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan hakkında açıklamaları nedeniyle ‘suçu ve suçluyu övme’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından” dolayı resen soruşturma başlatıp gözaltına aldırdı.
Filmin bu sahnesini çekim yapılırken izledik. Polisler TELE1’in kapısına dayandığı sırada Merdan Yanardağ özel bir programda konuşma yapmakta ve malum çevrelerin kurduğu tuzağı anlatmaktaydı. Bir ara susup kapıda polislerin kendisiyle görüşmek istediğini söyledi aşağı indi ve gözaltına alındı. Aradan yarım saat falan geçtikten sonra, büyük bir olasılıkla komşu işyerlerinden birinin telefonla kaydettiği gözaltı sahnesini de izledik.
Savcının ifade almaya vakti varken bu işlem 27 Haziran sabahına uzatıldı. Büyük bir olasılıkla Merdan Yanardağ geceyi sandalye üzerinde oturarak geçirdi. Bir 12 Mart kıdemlisi olarak bilirim. Bu sabah ifadesi alınacak. Ülkemizin hukuk bilir hukukçuları Merdan Yanardağ’ın konuşmasında huhuka ve yasalara aykırı bir şey bulunmadığını söylemekteler. Ama kararı savcı verecek. Bu yazıyı salı sabahı yazıyorum. Bekleyip göreceğiz.
Ben savcının soruşturmada değinmeyeceği yere dokunacağım: Hükümetin büyük bir ödün (bedel, karşılık) karşılığı Öcalan’a af getirmesi. Sorun projenin “faş” olması.
Yazıya özel ekim: Okullarımızda (ilk ve ortaöğretimde) dilimiz Türkçe hiç öğretilmiyor. Öğrenciler yazmayı öğrenmeden üniversite bitirip diploma alıp meslek sahibi oluyorlar. Bu nedenle “ironi” (tersinleme) nedir bilmiyorlar. Merdan Yanardağ da ironik konuşmayı seviyor. Dilin bu özelliği dikkate alınmalıydı.
İroni çok önemli bir yazınsal söylem tarzıdır ama Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasına engel olamadı. Şu anda mapus damında. Bayramdan sonra duruşma faslı başlayacak. İnancım odur ki dava Merdan Yanardağ’ın aklanmasıyla sonuçlanacak. Peki, o zaman, Merdan Yanardağ’ın konuşmasından montaj yaparak tutuklanmasına yol açanlar için savcılık makamı ve yargı ne yapacak?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza