Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Avrupa Birliği Dağılır mı?
Avrupa Birliği ülkeleri arasında görüş ayrılıkları, sürtüşmeler, borç krizi olarak nitelendirilen sorun, ekonomik durgunluk, Avrupa Birliği’nin sonunun geldiğinin göstergeleri mi? Gerçekten AB’nin sonu göründü mü? Değişim bir süreç olduğuna ve hiçbir kurum, birlik ebedi olmadığına göre, kuşkusuz AB de zaman içinde dağılacaktır. Ancak yakın bir gelecek için böyle bir olasılık kanımca çok az, hatta yok gibidir.
\nDağılmanın getireceği yük, maliyet o kadar ağırdır ki, ülkeler bunu göze alamazlar; gelecekte belirsizliğinin getirebileceği tehlikeleri, riskleri üstlenemezler. Onlar için dağılma akılcı bir tutum olmaz. Ekonomide akılcı davranış, bir şeyin yararı maliyetinden daha yüksek ise gerçekleştirilmesidir. Maliyeti yararından fazla işlere girişmek ancak bize özgü olaylardır. Siyasal ve ekonomik maliyeti çok yüksek olabilecek bir girişim, AB ülkelerinden beklenilmemelidir. İngiltere’nin ayrı baş çekmesi, borç sorununun çözümündeki çıkar çatışmaları, Almanya’nın beklentileri, AB’yi yakın bir gelecekte sonlandırmaz.
\n***
\nİngiltere, AB’nin zoraki, özel statülü üyesidir. Bu tanımlamayı açıklamaya çalışayım: Altı Avrupa ülkesi Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kurarken, 1960 yılında İngiltere’nin önderliğinde bir grup ülke de (Avusturya, Danimarka, İsveç, Norveç, İsviçre ve Portekiz) terim yerinde ise 7’ler, Avrupa Serbest Ticaret Birliği ve Bölgesi’ni oluşturdu. (EFTA, European Free Trade Association-Area-) Birliğe daha sonra Finlandiya ve İzlanda da katıldı. Birlik 1970’li yılların başlarından itibaren bir anlamda dağılma sürecine girdi, İngiltere 1973 yılında birlikten ayrılarak, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) üye oldu. Daha sonraki yıllarda, Norveç, İzlanda ve İsviçre dışında birliğin diğer üyeleri de AET’ye katıldılar.
\nİngiltere AB’ye üye ama Avro - Euro- Bölgesi’ne girmedi, Schengen’e katılmadı. Kendi ulusal parasını kullanmayı sürdürdü. Ayrıca İngiliz hukuk düzeni kıta Avrupa’sından çok farklı. İngiltere, ABD’ye yakın politikalarını üye olduktan sonrada sürdürdü. İngiltere, AB’ye üye ancak farklı bir üye; zoraki üye, özellikli üye, kendine özel bir üye diye tanımlanabilir. Bu nedenle İngiltere’yle Birliğin görüş ayrılıklarını, Birlik dağılıyor diye yorumlamamak gerekir.
\nYaşanan ekonomik sorunlar borç krizi olarak nitelendiriliyor ama kapitalist düzenin, ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerin krizi yorumu daha geçerlidir. Dünyada ekonomik durgunluk esas itibarıyla gelişmiş ekonomilerin sorunudur. Diğer birçok ülkeye kriz teğet bile geçmiyor. Borç sorununun çözümünde gerçi görüş ayrılıkları var. Çıkar hesapları farklı, yük paylaşılsa bile borçlu yükten daha az pay almak isterken, alacaklı yükün büyük kısmını borçluya yıkmaya çalışıyor. Ayrıca alacaklı böyle bir sorunun yinelenmemesi, yakın bir gelecekte tekrar yaşanmaması için mali disiplin istiyor. Borç sorunu, alacaklı bankaların aktif büyüklüğü dikkate alındığında, çözülemeyecek bir sorun gibi gözükmüyor. Dağılma nedeni de olamaz. Hem borçlunun hem alacakların pay aldığı bir uzlaşı yolu bulunacaktır. Bunun için Birlik dağılmaz, dağıtılmaz.
\n***
\nAlmanya, Birliğin en güçlü üyesi olduğundan, büyük bir olasılıkla borç sorununun çözümünde de yükün büyük bir kısmını taşıyacağından, ayrıcalıklı üye konumunu, bazı düzenlemelerle de güçlendirmek istiyor. Almanya’nın sorunun çözümünde oynayacağı rolün, taşıyacağı yükün karşılığını ayrıcalıklı üye olarak beklemesi de su yüzüne çıkmamış bir görüş ayrılığı oluşturuyor. Üyeler Birlikten yarar sağladığı sürece, Birliği sonlandırmanın getireceği maliyet yüksek olacağından uzlaşı yolu ile Birliği sürdürmek akılcı olur. Birlik çözülüyor, çöküyor, sonlanıyor beklentileri, yorumları abartılıdır. Birlik İngiltere olmaksızın da sürer, zaten başlangıçta İngiltere, Birlik dışında kalıp bir anlamda rakip bir oluşumu da örgütlemiştir.
\nTürkiye’nin, 1960’lı yılların başlarından itibaren Birliğe üye olamayacağını, üyeliğin de Türkiye ekonomisi lehine olmayacağını savunmaya çalıştım. Türkiye’ye, bir zamanlar müşarik üye, katılımcı üye gibi sıfatlar veriyorlar, imtiyazlı (!) ancak Birlik dışı bir üyelik öneriyorlardı. Bu tutumlarını gelecek yıllarda da sürdürürler, Türkiye müzakereci üye, müzakere süresinde üye adayı olarak kalır. Birlikteki ekonomik durgunluk, büyüme hızının yüzde 1.0’lere değin gerilemesi, borç vermede disiplin arayışı, temkinli davranış, kuşkusuz Türkiye’yi etkileyecektir. İhraç mallarına karşı gelir, talep esnekliğinin yüksekliği, durgunluktan etkilenmeyi şiddetlendirirken, dış kredilerin çevrilmesinde de sorunlar yaşanabilir, maliyet doğrudan ve dolaylı biçimde artabilir. Birliğin sorunlarını hafifletmesi, büyüme sürecine girmesi Türkiye lehinedir. Birliğin sorunlarının çözümündeki gecikme, Türkiye’nin 2012 yılında yaşayacağını tahmin ettiğimiz krizi de şiddetlendirir.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza