Öztin Akgüç

Avrupa Birliği Dağılır mı?

16 Aralık 2011 Cuma
\n

\n

Avrupa Birliği ülkeleri arasında görüş ayrılıkları, sürtüşmeler, borç krizi olarak nitelendirilen sorun, ekonomik durgunluk, Avrupa Birliğinin sonunun geldiğinin göstergeleri mi? Gerçekten ABnin sonu göründü mü? Değişim bir süreç olduğuna ve hiçbir kurum, birlik ebedi olmadığına göre, kuşkusuz AB de zaman içinde dağılacaktır. Ancak yakın bir gelecek için böyle bir olasılık kanımca çok az, hatta yok gibidir.

\n

Dağılmanın getireceği yük, maliyet o kadar ağırdır ki, ülkeler bunu göze alamazlar; gelecekte belirsizliğinin getirebileceği tehlikeleri, riskleri üstlenemezler. Onlar için dağılma akılcı bir tutum olmaz. Ekonomide akılcı davranış, bir şeyin yararı maliyetinden daha yüksek ise gerçekleştirilmesidir. Maliyeti yararından fazla işlere girişmek ancak bize özgü olaylardır. Siyasal ve ekonomik maliyeti çok yüksek olabilecek bir girişim, AB ülkelerinden beklenilmemelidir. İngilterenin ayrı baş çekmesi, borç sorununun çözümündeki çıkar çatışmaları, Almanyanın beklentileri, AByi yakın bir gelecekte sonlandırmaz.

\n

***

\n

İngiltere, ABnin zoraki, özel statülü üyesidir. Bu tanımlamayı açıklamaya çalışayım: Altı Avrupa ülkesi Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Avrupa Ekonomik Topluluğunu kurarken, 1960 yılında İngilterenin önderliğinde bir grup ülke de (Avusturya, Danimarka, İsveç, Norveç, İsviçre ve Portekiz) terim yerinde ise 7ler, Avrupa Serbest Ticaret Birliği ve Bölgesini oluşturdu. (EFTA, European Free Trade Association-Area-) Birliğe daha sonra Finlandiya ve İzlanda da katıldı. Birlik 1970li yılların başlarından itibaren bir anlamda dağılma sürecine girdi, İngiltere 1973 yılında birlikten ayrılarak, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) üye oldu. Daha sonraki yıllarda, Norveç, İzlanda ve İsviçre dışında birliğin diğer üyeleri de AETye katıldılar.

\n

İngiltere ABye üye ama Avro - Euro- Bölgesine girmedi, Schengene katılmadı. Kendi ulusal parasını kullanmayı sürdürdü. Ayrıca İngiliz hukuk düzeni kıta Avrupasından çok farklı. İngiltere, ABDye yakın politikalarını üye olduktan sonrada sürdürdü. İngiltere, ABye üye ancak farklı bir üye; zoraki üye, özellikli üye, kendine özel bir üye diye tanımlanabilir. Bu nedenle İngiltereyle Birliğin görüş ayrılıklarını, Birlik dağılıyor diye yorumlamamak gerekir.

\n

Yaşanan ekonomik sorunlar borç krizi olarak nitelendiriliyor ama kapitalist düzenin, ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerin krizi yorumu daha geçerlidir. Dünyada ekonomik durgunluk esas itibarıyla gelişmiş ekonomilerin sorunudur. Diğer birçok ülkeye kriz teğet bile geçmiyor. Borç sorununun çözümünde gerçi görüş ayrılıkları var. Çıkar hesapları farklı, yük paylaşılsa bile borçlu yükten daha az pay almak isterken, alacaklı yükün büyük kısmını borçluya yıkmaya çalışıyor. Ayrıca alacaklı böyle bir sorunun yinelenmemesi, yakın bir gelecekte tekrar yaşanmaması için mali disiplin istiyor. Borç sorunu, alacaklı bankaların aktif büyüklüğü dikkate alındığında, çözülemeyecek bir sorun gibi gözükmüyor. Dağılma nedeni de olamaz. Hem borçlunun hem alacakların pay aldığı bir uzlaşı yolu bulunacaktır. Bunun için Birlik dağılmaz, dağıtılmaz.

\n

***

\n

Almanya, Birliğin en güçlü üyesi olduğundan, büyük bir olasılıkla borç sorununun çözümünde de yükün büyük bir kısmını taşıyacağından, ayrıcalıklı üye konumunu, bazı düzenlemelerle de güçlendirmek istiyor. Almanyanın sorunun çözümünde oynayacağı rolün, taşıyacağı yükün karşılığını ayrıcalıklı üye olarak beklemesi de su yüzüne çıkmamış bir görüş ayrılığı oluşturuyor. Üyeler Birlikten yarar sağladığı sürece, Birliği sonlandırmanın getireceği maliyet yüksek olacağından uzlaşı yolu ile Birliği sürdürmek akılcı olur. Birlik çözülüyor, çöküyor, sonlanıyor beklentileri, yorumları abartılıdır. Birlik İngiltere olmaksızın da sürer, zaten başlangıçta İngiltere, Birlik dışında kalıp bir anlamda rakip bir oluşumu da örgütlemiştir.

\n

Türkiyenin, 1960lı yılların başlarından itibaren Birliğe üye olamayacağını, üyeliğin de Türkiye ekonomisi lehine olmayacağını savunmaya çalıştım. Türkiyeye, bir zamanlar müşarik üye, katılımcı üye gibi sıfatlar veriyorlar, imtiyazlı (!) ancak Birlik dışı bir üyelik öneriyorlardı. Bu tutumlarını gelecek yıllarda da sürdürürler, Türkiye müzakereci üye, müzakere süresinde üye adayı olarak kalır. Birlikteki ekonomik durgunluk, büyüme hızının yüzde 1.0lere değin gerilemesi, borç vermede disiplin arayışı, temkinli davranış, kuşkusuz Türkiyeyi etkileyecektir. İhraç mallarına karşı gelir, talep esnekliğinin yüksekliği, durgunluktan etkilenmeyi şiddetlendirirken, dış kredilerin çevrilmesinde de sorunlar yaşanabilir, maliyet doğrudan ve dolaylı biçimde artabilir. Birliğin sorunlarını hafifletmesi, büyüme sürecine girmesi Türkiye lehinedir. Birliğin sorunlarının çözümündeki gecikme, Türkiyenin 2012 yılında yaşayacağını tahmin ettiğimiz krizi de şiddetlendirir.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları