Öztin Akgüç

Karakter

05 Şubat 2025 Çarşamba

Bireyin değerli varlığı, erdemi, ortamı karakteridir. Karakterli olma; dürüst, onurlu, özverili davranmak, haksızlığa, şiddete tepki vermek, tutarlı ve dik durmak, alçakgönüllü, özgeci olmaktır.

Ülkede etik değerler, değer yargıları, Özal’ın “dön köşeyi” tutumundan, sloganından başlayarak günümüzde Cumhur İttifakı döneminde giderek hızlanarak aşınmaya, erozyona uğruyor; siyaset, bürokrasi dışında iş yaşamına da yansıyor.

İhraç ettiğimiz tarım ürünleri sağlığa zararlı bulunduğu için iade ediliyor, gıda ürünlerinde tağşiş, tağyir (yabancı madde katma, başkalaştırma) listesi kabarıyor, gramaj, raf fiyatı kasa oyunları ile tüketici aldatılıyor. “Bu millete gider” pazarlama anlayışı, bulaşma etkisiyle yaygınlaşıyor, haksız rekabet doğuruyor. Reklamın amacının, doğru bilgilendirerek tüketicinin sınırlı kaynağını rasyonel kullanarak refahını ençoklamak olmasına karşın reklam, tüketimi özendiriyor, yanlış tercih ve kullanımlara, kaynak kaybına yol açıyor; etik değerleri yitirmenin ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri de yaşanıyor.

Kredilendirmede, taahhüt işlerinde, ihalede, morolite, güvenilirlik öncelikle aranması gereken bir nitelik iken başka “özelliklerin” aranması, bankaların tahsili gecikmiş alacaklarını, batık kredilerini artırırken, taahhüt işlerinde gecikmelere, maliyet artışına, yolsuzluklara yol açıyor.

Milli ve manevi değerler” alalamasıyla, belli bir kesimin ideolojisi, davranışları öğrencilere aşılanıyor, empoze ediliyor. ÇEDES bu amaca yönelik bir araç, kamuflaj oluyor. Çevreye saygı, doğa sevgisi, kültürel gelişme, kişilik oluşturma yerine öğrencilere cami, okul temizletiliyor, toplu namazlara götürülüyor, milli ve manevi değerler etiketiyle belli görüşler aşılanıyor, belli bir ideolojinin militanları yetiştirilmeye çalışılıyor.

Cumhur İttifakı ortak yönetiminin bir güne değin ülkeye, topluma yararlı icraatı, uygulaması, edisi görülemedi. Hemen her gün ülkeye, topluma, doğaya zarar verecek bir yol bulunuyor, karar alınıyor. En tehlikeli yıkım da eğitimde gerçekleştiriliyor. Ülkenin geleceği de tehlikeye atılıyor. Yalnız günümüz kuşağı değil, günümüz kuşağı geleceği de hazırlayacağından gelecek kuşaklar da olumsuz etkileniyor.

Ülkede kıvanç verici onurlu hareketler, davranışlar da oluyor. Teğmenlerin onurlu, tutarlı, karakterli tutumları ülke için övünç ve güven kaynağı oldu. Teğmen Ebru; Şerife Bacı, Kara Fatma, Halide Onbaşı, Halime Çavuş, Nene Hatun ve benzerleri gibi belleklerde, gönüllerde yer tuttu. Birinciler hep dik durur. Ülke onurlu, karakterli bireyleriyle ayakta durur, itibarını bağımsızlığını korur.

Geçmişte de özellikle Menderes, Evren dönemlerinde ne savcılar, yargıçlar, Genelkurmay başkanları gelip geçti. Tarihin geniş alan çöplüğünde yerlerini aldılar.

Dış politikada da dik durmak, karakter göstermek gerekir. Dikkate alınmayan, etkili olmayan mesajlar, iletişimler, rotası belli olmayan yalpalamalar, ülkeye itibar kazandırmıyor. Dış odaklar, zaaflardan yararlanmaya kalkışıyor. AB fonlarıyla sığınmacı akımına karşı tampon ülke konumuna düşmek, rahip Brunson, gazeteci Deniz Yücel olaylarında olduğu gibi dik duramamak ülkeye itibar kaybettiriyor.

Yurtta sulh, cihanda sulh politika stratejisi, karakterli dik duruşu, ödün vermemeyi bağımsızlığı, bağlantısızlığı gerektirir.

Ülkenin en önemli sorunu ekonomi değil, yitirilen etik değerler, çarpıklaşan değer yargıları, güven kaybıdır. Onurunu koruyamayan birey, ülkenin onurunu, bağımsızlığını da koruyamaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Adaydan önce program 12 Şubat 2025
Karakter 5 Şubat 2025
Paradigma 29 Ocak 2025

Günün Köşe Yazıları