‘Yalvartan’ Ekonomi

04 Haziran 2021 Cuma

Turgut Özal döneminden başlayarak, Türkiye’ye “biçilen rol”e uyuldu, Akdeniz ve Ege kıyılarımız “havuz” haline getirildi. Adı da konuldu: “Bacasız sanayi: Turizm”. Büyük kaynaklar ayrılarak, teşvikler verilerek yatırımlar yapıldı, doğa alabildiğince tahrip edildi. Yabancılar gelecek, “güneş, kum, deniz”den yararlanacak, “bıraktıkları” dövizler Türkiye’nin geliri olacaktı.

Ekonominin ayakta durması dışarıdan alınacak borçlara bağlı. Bunu anlamak için ekonomist olmaya gerek yok. Merkez Bankası’nın internet sitesine girince; bırakın uzun, orta vadeli borçları, kısa vadeli (1 yıllık) borç yükünün çevrilebilmesi için ne kadar dövize gereksinim olduğu net olarak görülüyor. Salgın nedeniyle turizmden de döviz gelmeyince ufuk iyice kararıyor.

İKNA TURLARI

Ülkemize en çok turist Rusya ve Avrupa ülkelerinden geliyor. Salgın nedeniyle sektörün sıkıntıya düşeceğinin anlaşılması üzerine turizm diplomasisi başlatıldı. İlk olarak Rusya’ya, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ziyaret gerçekleştirdi. Sonuç elde edilemedi. Rusya, 1 Haziran’da bitmesi beklenen Türkiye’ye uçuşları durdurma kararını 21 Haziran’a kadar uzattı.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın ziyaretinde de konu turizmdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, “Turistlerin göreceği herkesi aşılayacağız” sözleri de turist getirmedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO zirvesinde yapacağı görüşmelerde de muhataplarıyla turizme getirilen kısıtlamaların kaldırılması konusu ön sıralarda olacak.

Görüştüğümüz turizmcilerin sesi artık “acıklı” tonda geliyor:

“Haziran bizim için kayıp. Hiç değilse temmuz, ağustos ve eylül aylarını kurtarabilsek…”

Ancak hükümetin gerçekleştirebildiği tek uygulama, Yunanistan’la aşı yaptırmış ve testi negatif çıkan yurttaşların karşılıklı geçişine izin verilmesi oldu. Yunanistan ekonomisi uzun süredir derin bir krizde. Salgın nedeniyle Ege adalarına Türkiye’den tatile giden kimse olmayınca kriz biraz daha büyüdü. Bu uzlaşı büyük oranda Yunanistan’ın işine yarayacak.

Türkiye ziyareti sırasında diplomatik kabullerin dışına çıkmayı ülkesinde “başarı” olarak satan Yunan Dışişleri Bakanı Dendias’ın, Çavuşoğlu’nu sıcak karşılamasının tek nedeni, ülkesinin uzlaşıdan sağlayacağı faydadır.

Salgın döneminde bile para satanların kâr etmesini sağlayan ülke olduk. Havuzlarımız boş kaldı, döviz beklentimiz gerçekleşmiyor. Kısacası, ulusal çıkarlara göre planlanmamış ekonomi, dış politikamıza ipotek koyuyor ve yalvartıyor.


HAKARETE HOŞGÖRÜ 

Atatürk’ün kurduğu devletin memurlarının Atatürk’e hakaret etme furyası sürüyor. Hastalık boyutuna varan düşmanca kinin kaynağı siyaset. Hakaret edenlerin iktidardan cesaret aldıkları çok açık. Oysa Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı da tepkili. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, salı günkü konuşmasını bu konuya ayırdı. “Atatürk kırmızı çizgimizdir” anafikriyle yaptığı konuşma, milletvekillerince sık sık ayakta alkışlandı. MHP kulislerinde bu çıkışa ilişkin şu değerlendirme yapılıyor:

“Bu saldırıların AKP’ye faydası yok zararı var. Bu çok açık… Devlet Bey, partimizin bu konulardaki duruşunu da yeniden netleştirme ihtiyacı duydu.”

Umarız bu çıkış AKP üzerinde etkili olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriye dersleri 13 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları