Ekonomi yazınında, alternatif maliyet, fırsat maliyeti, dışsallık, sosyal maliyet, katma değer, sosyal kârlılık gibi kavram, terimler kullanılır. Bu kavramlar, terimler, çoğu kişi için anlam ifade etmeyebilir, soyut gelebilir. Belki de terimleri kullananlar “o kafa” ukala diye küçümsenir.
Son dönemde, Ankara’daki yapı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, rezidans, ikametgâhı, bir türlü uygun isim bulunamayan yapı, İstanbul’da yapımına başlanan üçüncü köprü, havalimanı, feci maden kazaları, insan kayıplarımız... Bazı kavramları, terimleri somutlaştırıyor.
Ankara’daki yapıyı görenler, maliyetini öğrenenler şu tür soruların yanıtını aramaya başladı: Bu yapı yerine kaç okul, kaç hastane, kaç sınai tesis yapılabilirdi? Böylece alternatif maliyet, fırsat maliyeti kavramı yerleşmeye, tartışılmaya başlandı. Bir karar alındığında, bir yatırım, bir harcama yapıldığında, bazı yararlardan, hizmetlerden yoksun kalındığı görüldü. Yoksun kalınan faydanın, hizmetin, gelirin sağlanan yarardan, hizmetten ve gelirden daha fazla olabileceği anlaşıldı.
İstanbul’da Kilyos’a giderken kesilen ağaçlar, ormanlık arazide acemi tıraşına benzeyen açılan yollar, çevre kirlenmesi, havalimanı inşaatının tarım arazilerini yok etmesi, su havzalarını tehdit etmesi, kirletmesi, dışsallığı, dışsal maliyet kavramını somutlaştırdı. Çoğu kişi maliyet hesabı yapılırken yok edilen, kirletilen çevrenin maliyetinin de hesaba katılması gerektiğini kavradı.
Maden kazaları, ölümler, bu tür faaliyetlerin bir de sosyal maliyeti olduğunu; toplum refahı, gönenci açısından sosyal maliyetin dikkate alınması gereğini ağır bedel ödenmesi karşılığında öğretti.
Yaşanan talihsiz olaylar, bazı faaliyetlerin, yatırımların özel kârlılığının yüksek olmasına karşın sosyal maliyetinin daha ağır olduğunu, sosyal açıdan zararlı olduklarını kanıtladı.
Kâr ile katma değerin farklı terimler olduğu, işletmelerin özel kâr değil, milli gelire katkı, yaratılan katma değeri en çoklamayı amaç fonksiyonu olarak benimsemeleri gereği daha güçlü savunulmaya başlandı.
Halkımızın en azından bir bölümünün, “o kafa” diye sarakaya alınan kişilere, bazı harcamalara, yatırımlara karşı çıkmaları nedeniyle hak vermeye başladığını ümit edelim. İşte “o kafa” ülkenin, toplumun yararını düşünerek, kaynak israfına engel olmak için, ağır toplumsal maliyetlerin ödenmesi için yapılmakta olan gösteriş amaçlı işlere karşı çıkıyor. Dışsallığı, sosyal maliyeti, alternatif maliyeti, kaynak kullanımında etkinliği bilerek yapılanlara karşı çıkıyor.
Türkiye’yi uzun yıllardır “o kafa” değil, “bu kafa” yönetiyor. Bu kafa yönetiminde halkın önemli bir bölümü yoksulluk, hatta açlık sınırı altında, ianeye muhtaç yaşıyor. Eğitim düzeyi Suudi Arabistan’da bile geri bir ülke konumunda, dünya gelişme endekslerinin en son sıralarında yer alıyor. Gelecek için umut da vermiyor. Suçlanan “o kafa”; alınan sonuçlar da “bu kafanın” ürünü.
Halkımız maliyeti ağır olsa da gerçekleri görmeye, eleştirilen “o kafanın” gerçekte toplumun yararını savunduğunu kavramaya başladıysa bu kazançtır.
Ankara’daki garip yapı, İstanbul’da üçüncü köprü, havalimanı inşaatı, maden ocakları faciaları, bazı ekonomik terim ve kavramların açıklanmasını kolaylaştırdı, somutlaştırdı.
Ekonomik Kavramlar Somutlaşırken
Yazarın Son Yazıları
Terör, bir iktidarı, bir gücü zorla kabul ettirmek amacıyla sistemli şekilde şiddet kullanma, yıldırma, korkutma, tedhiştir.
Enflasyon, en yalın tanımıyla arztalep dengesizliği nedeniyle fiyatların yükselme sürecidir.
Kuvayı Milliye, Milli Mücadele, bağımsızlık savaşımıyla eşanlı din motifli dış destekli karşı hareket başlamıştır.
Sosyal demorasi, halkın katılımıyla sosyal refahı, gönenci ençoklama; halkın egemenliği, özgürleşmesi amaçlı siyasal düzendir.
Kolonyalizm, sömürgecilik bir devletin kendi sınırları dışındaki ülkeler üzerinde hegemonya, egemenlik kurarak ideolojik, kültürel, siyasal, ekonomik baskılarla siyasal, ekonomik çıkar sağlamasıdır.
Ödemeler dengesinde “net hata noksan” kalemi...
Başlık Halkın Haberi renkli sunucusu Ekrem Açıkel’den esinleme; ama fikir Montaigne “Halk doğru olan çok şeyi bilmemeli; yanlış olan çok şeye inanmalıdır”.
Korku kültürü, bireyin; özgüvenini yitirmesine, söyleneni yapmasına, özgürce seçimini önlemeye, özsaygısından yoksunlaştırmaya, değersizleştirilmesine yöneliktir.
Trump’ın büyükelçi Barrack’a “Erdoğan’a meşruiyet verelim” talimatı, meşruiyet tartışmasına yol açtı.
Bilgilendirmede amaç, kamuoyunu aydınlatma, bilgi eksikliğini, oluşan veya oluşturulmak istenen bilgi kirliliğini gidermektir.
İttifak, tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmez.
Planlı kalkınma
Önerilerde bulunurken geçmişte yaşanan olaylardan, deneyimlerden ders alarak gelecekte olabilecek kötü gelişmelerden kaçınmak, uyarıda bulunmak gerekir.
Planlanan, vaat edilen büyük işlerden, söylemlerdense yapılan ufak işler daha yararlıdır.
Çözüm için soruna doğru tanı koymak, amacı belirlemek, süreci amaç doğrultusunda ilerletmek gerekir.
Ekonomi politikasının ana amaçlarından biri de gelirin yeniden dağılımı, dağılımın eşitlikçi yöne evrilmesidir.
Barışçıl, eşitlikçi, gönenç düzeyi yüksek, doğası, çevresi korunmuş bir kürede yaşamak olanaklı ve hedeflenmiş iken savaşların sürdüğü, yoksulluğun, açlığın yaygınlaştığı, haksızlığın arttığı çevrenin, doğanın sürekli kirletildiği, ortalama yaşam kalitesinin düştüğü bir kürede yaşıyoruz.
Barışçıl, güvenli, insan kaynağı gelişmiş, eşitlikçi, çevre ve doğal kaynakları korunmuş bir dünya hedeflenirken iklim krizine girmiş, çevresi, doğası giderek kirlenen, açlığın, yoksulluğun yaygın olduğu, eşitsizliğin, şiddetin arttığı, kuralsız, düzensiz, güvenli olmayan bir dünyada yaşıyoruz.
Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler, 2000 yılında yeni girilen döneme ilişkin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini kabul ettiler.
CHP’li olabilmek, CHP etiketi taşımayı değil, etik değerlere, niteliklere sahip olmayı gerektirir.
Ülkede barış, terörsüz Türkiye mottosu ile de bezenmiş bir BOP (GOP) kurgusu sahneleniyor.
Kolonyalizm, sömürgecilik döneminde kolonilerde başat sömürgeci güçlerle işbirliği yapan...
2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde, yine parti örgütünün onayı olmadan, Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu tarafından biraz da gayri ciddi şekilde kürsüye çağrılarak resen aday ilan edilmiş; İnce seçimde genel merkez tarafından desteklenmediği yakınmasıyla partiden ayrılmıştır.
Ekonomi politikasının başarısı tartışmalarında başarısızlık kanıtı cari işlem açığı.
ABD’nin BOP (GOP) kapsamında Irak ve Suriye’yi hallettikten sonra güncel olarak İran, ardından da sıranın Türkiye’ye geleceği yorumları yapılıyor.
Ekonomik kalkınma, büyüme konusuna odaklanıldığında ağırlıklı olarak yatırım, sermaye birikimi, finansman, teknoloji gündeme getirilir.
Klasik iktisat öğretisinde faiz etkili araçtır...
Bir ekonominin kalkınma aşamasına geçmeden önce gayri safi yurtiçi ve milli hasılasının (GDP-GNP) artması gerekir.
PKK’nin karalama, itham, yol gösterme, övünme ile dolu bildirgesi veya memorandumu; devletin egemen karakteri, bağımsız üniter, ulusal yapısı, Türkiye devletini uluslararası olarak tanıyan Lozan Antlaşması konularında tartışmalara yol açtı.
TC Merkez Bankası’nın brüt, net rezervi arttı, eksildi bilgisinden çok, merkez bankaları niçin rezerv bulundururlar, rezerv yeterliliğinin ölçütleri nelerdir, rezerv nasıl değerlendirilmeli, kullanılmalıdır sorularının yanıtları bilgilendirmede yararlı olur.
Sözcükler büyülüdür. Etki altına alır, belirli somut bir amaca yönlendirir, umuda kaptırır. “Barış” da büyülü bir sözcüktür.
İktisatta irdelenmeyen, bulgularla da kanıtlanmayan bir inanç, has, dogma da yabancı sermaye yatırımıdır. Yabancı sermaye yatırımı bir “panacea”, her derde deva olarak önerilir. Yabancı sermaye gelecek, üretim, istihdam artacak, enflasyon hız kesecek, döviz, teknoloji, yönetim deneyimi girişi olarak kriz sonlanacak.
Olaylar ve anılar
Faşizan hukuk düzeni
Türkiye’nin temelinin atıldığı gün
Gelir dağılımı ekonomik kalkınma
Diploma
Çevresel sermaye varlığı
Dış politikada sağgörü
Devletin onarımı