Ülkede ekonomik kriz tartışmaları “avuç yalama” gibi bilimsel argümanlarla, kanıtlarla da sürüyor. Bir konu tartışılırken tanım verilmeli, çerçeve çizilmeli, ölçüler, kriterler konulmalıdır. Aksi halde afaki, dayanaksız, gelişigüzel bir konuşma, söyleşiden ileri gitmiyor. Ekonomik krizin ölçütleri sayısal olarak belirlenmelidir.
Yıllar önce Türkiye IMF’ye son borç taksitini ödeyip, ekonomide başarı nutukları atılırken, ekonominin yüksek fiyat artışı ile birlikte uzun süreli durgunluk, iktisatçıların stagflasyon olarak nitelendirdikleri bir sürece girdiğini, sonunda IMF’ye yine başvurmak zorunda kalınacağını savunmaya çalışmış, doğal olarak da inandırıcı olamamıştık. Ölçü olarak TÜİK katkısı dahil ortalama yıllık yüzde 3 düzeyini aşmayan büyüme hızı, yüzde 10’un üstünde işsizlik, çift haneye yaklaşan enflasyon, yüksek GSMH’nin yüzde 4 - yüzde 5’i dolayında cari işlemler açığı, açığın finansmanının kalitesinin düşmesi, durgunluk içinde enflasyon tanısının ölçütleri oluyordu.
Ülkede, yüzde 3’ün altında ortalama yıllık büyüme hızı, yüzde 10’u aşkın açık dar tanımlı işsizlik, çift haneye yakın fiyat artış hızı, finansal piyasalarda istikrarsızlık.. Bu göstergeler, bir ülkede ekonomik kriz için yeterli ölçüler olabilir. Bu ölçüler, kriz tanımı için yeterli görülüyorsa kriz tanımı yapıp ölçütlerini, göstergelerini ortaya koymak gerekir. Bu ölçütlere ekonomik küçülme de eklenebilir. Ekonomik küçülme ile yanı sıra yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, bütçe ve cari işlemler açıkları birlikte yaşıyorsa, o zaman tanı ekonomik durgunluk değil, ekonomik çöküntü olmalıdır.
Kriz ölçüleri sayısal olarak belirlendikten sonra diğer soru, ekonomide istikrarsızlığın iç mi yoksa dış kaynaklı mı olduğudur? Dış kaynaklı tanısıyla ekonomideki başarısızlık hafifseniyor. Bu anlamda kamuya “elle gelen düğün bayram” iletisi veriliyor. Kuşkusuz dış ekonomik gelişmeler, küreselleşen dünyada tüm ülkeleri etkiliyor. Ancak etkilenme dereceleri çok farklı. Son USD rallisinde hiç etkilenmeyen ülkeler olduğu gibi, sınırlı ölçüde etkilenen, genelden negatif olarak ayrışan ülkeler oldu. Örneğin Hindistan Rupisi hiç etkilenmez, hatta hafifçe değer kazandığı halde. Rus Rublesi’nin değer kaybı bile sınırlı boyutta kalırken, en çok etkilenen, genelden negatif yönde ayrışan iki ülke Türkiye ve Brezilya oldu. TL ve Real yıl başından bu yana en çok değer yitiren paralar grubunda yer aldı.
Ülkede iç tasarruf yetersizliği, üretken yatırımların azlığı, süreğen cari açıklar, kısa süreli sıcak paraya bağımlılık, hanehalkının borç yükü/gelir oranının yüzde 50’yi aşması, hanehalkı borç toplamının 350 milyar TL düzeyine yükselmesi, özel sektörün finansman yapısının bozukluğu; tüm bunlar dış gelişmelerin etkilerini şiddetlendiren iç etkenler. Tüm olumsuz ekonomik göstergelere şimdilerde bir de bütçe açığı ekleniyor. Övünülen konulardan biri de mali disiplin sağlanması idi. Artan ithalat nedeniyle dış ticaretten alınan vergilerde sıçrama, özelleştirme hasılatından bütçeye yapılan aktarmalar, mali disiplin izlenimi verdi. Artık bu geçici nedenler de söz konusu olmamaktadır.
İzlenen politikalarla Türkiye’nin büyüme hızını yüzde 3’ün üzerine çıkarması, işsizlik oranını kalıcı şekilde yüzde10’un altına indirmesi, enflasyonu hedef düzeyine çekmesi, finansal piyasalardaki dalgalanmaları, istikrarsızlığı önlemesi olanaklı görülmüyor. Böyle bir ekonomik tabloya tanı koymak gerekiyor. Kriz mi, durgunluk mu, istikrarsızlık mı?
Ekonomik Kriz
Yazarın Son Yazıları
Kuvayı Milliye, Milli Mücadele, bağımsızlık savaşımıyla eşanlı din motifli dış destekli karşı hareket başlamıştır.
Sosyal demorasi, halkın katılımıyla sosyal refahı, gönenci ençoklama; halkın egemenliği, özgürleşmesi amaçlı siyasal düzendir.
Kolonyalizm, sömürgecilik bir devletin kendi sınırları dışındaki ülkeler üzerinde hegemonya, egemenlik kurarak ideolojik, kültürel, siyasal, ekonomik baskılarla siyasal, ekonomik çıkar sağlamasıdır.
Ödemeler dengesinde “net hata noksan” kalemi...
Başlık Halkın Haberi renkli sunucusu Ekrem Açıkel’den esinleme; ama fikir Montaigne “Halk doğru olan çok şeyi bilmemeli; yanlış olan çok şeye inanmalıdır”.
Korku kültürü, bireyin; özgüvenini yitirmesine, söyleneni yapmasına, özgürce seçimini önlemeye, özsaygısından yoksunlaştırmaya, değersizleştirilmesine yöneliktir.
Trump’ın büyükelçi Barrack’a “Erdoğan’a meşruiyet verelim” talimatı, meşruiyet tartışmasına yol açtı.
Bilgilendirmede amaç, kamuoyunu aydınlatma, bilgi eksikliğini, oluşan veya oluşturulmak istenen bilgi kirliliğini gidermektir.
İttifak, tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmez.
Planlı kalkınma
Önerilerde bulunurken geçmişte yaşanan olaylardan, deneyimlerden ders alarak gelecekte olabilecek kötü gelişmelerden kaçınmak, uyarıda bulunmak gerekir.
Planlanan, vaat edilen büyük işlerden, söylemlerdense yapılan ufak işler daha yararlıdır.
Çözüm için soruna doğru tanı koymak, amacı belirlemek, süreci amaç doğrultusunda ilerletmek gerekir.
Ekonomi politikasının ana amaçlarından biri de gelirin yeniden dağılımı, dağılımın eşitlikçi yöne evrilmesidir.
Barışçıl, eşitlikçi, gönenç düzeyi yüksek, doğası, çevresi korunmuş bir kürede yaşamak olanaklı ve hedeflenmiş iken savaşların sürdüğü, yoksulluğun, açlığın yaygınlaştığı, haksızlığın arttığı çevrenin, doğanın sürekli kirletildiği, ortalama yaşam kalitesinin düştüğü bir kürede yaşıyoruz.
Barışçıl, güvenli, insan kaynağı gelişmiş, eşitlikçi, çevre ve doğal kaynakları korunmuş bir dünya hedeflenirken iklim krizine girmiş, çevresi, doğası giderek kirlenen, açlığın, yoksulluğun yaygın olduğu, eşitsizliğin, şiddetin arttığı, kuralsız, düzensiz, güvenli olmayan bir dünyada yaşıyoruz.
Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler, 2000 yılında yeni girilen döneme ilişkin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini kabul ettiler.
CHP’li olabilmek, CHP etiketi taşımayı değil, etik değerlere, niteliklere sahip olmayı gerektirir.
Ülkede barış, terörsüz Türkiye mottosu ile de bezenmiş bir BOP (GOP) kurgusu sahneleniyor.
Kolonyalizm, sömürgecilik döneminde kolonilerde başat sömürgeci güçlerle işbirliği yapan...
2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde, yine parti örgütünün onayı olmadan, Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu tarafından biraz da gayri ciddi şekilde kürsüye çağrılarak resen aday ilan edilmiş; İnce seçimde genel merkez tarafından desteklenmediği yakınmasıyla partiden ayrılmıştır.
Ekonomi politikasının başarısı tartışmalarında başarısızlık kanıtı cari işlem açığı.
ABD’nin BOP (GOP) kapsamında Irak ve Suriye’yi hallettikten sonra güncel olarak İran, ardından da sıranın Türkiye’ye geleceği yorumları yapılıyor.
Ekonomik kalkınma, büyüme konusuna odaklanıldığında ağırlıklı olarak yatırım, sermaye birikimi, finansman, teknoloji gündeme getirilir.
Klasik iktisat öğretisinde faiz etkili araçtır...
Bir ekonominin kalkınma aşamasına geçmeden önce gayri safi yurtiçi ve milli hasılasının (GDP-GNP) artması gerekir.
PKK’nin karalama, itham, yol gösterme, övünme ile dolu bildirgesi veya memorandumu; devletin egemen karakteri, bağımsız üniter, ulusal yapısı, Türkiye devletini uluslararası olarak tanıyan Lozan Antlaşması konularında tartışmalara yol açtı.
TC Merkez Bankası’nın brüt, net rezervi arttı, eksildi bilgisinden çok, merkez bankaları niçin rezerv bulundururlar, rezerv yeterliliğinin ölçütleri nelerdir, rezerv nasıl değerlendirilmeli, kullanılmalıdır sorularının yanıtları bilgilendirmede yararlı olur.
Sözcükler büyülüdür. Etki altına alır, belirli somut bir amaca yönlendirir, umuda kaptırır. “Barış” da büyülü bir sözcüktür.
İktisatta irdelenmeyen, bulgularla da kanıtlanmayan bir inanç, has, dogma da yabancı sermaye yatırımıdır. Yabancı sermaye yatırımı bir “panacea”, her derde deva olarak önerilir. Yabancı sermaye gelecek, üretim, istihdam artacak, enflasyon hız kesecek, döviz, teknoloji, yönetim deneyimi girişi olarak kriz sonlanacak.
Olaylar ve anılar
Faşizan hukuk düzeni
Türkiye’nin temelinin atıldığı gün
Gelir dağılımı ekonomik kalkınma
Diploma
Çevresel sermaye varlığı
Dış politikada sağgörü
Devletin onarımı
Cumhuriyetin fetret dönemi
CHP’nin aday sorunsalı