Değişen ittifaklar Hazin savrulmalar

22 Eylül 2016 Perşembe

Türkiye çok hızlı fikir değiştiren, “bugün ak dediğine yarın kara diyen”, dünkü dostlarını bugün düşman, dünkü düşmanlarını bugün dost ilan eden, otoriter bir siyasal iktidarın pençesinde kıvranıyor!
Bu iktidar hem çok hızlı fikir, müttefik ve düşman değiştiriyor...
Hem de otoriter!
Böylece, siyasal arenada ve medyada tetikçilik yapanlar, zayıf kişilikli biatçı gazeteciler, yazarlar ve politikacılar, bu keskin virajlar ve sert baskılar karşısında çok sık fikir değiştirmek, neredeyse her gün, bir gün önce söylediğinin ve yazdığının tersini yazmak ve söylemek zorunda kalıyorlar!
Hızlı değişim yaşanan alanlar çok fazla, üstelik hepsi de iç ve dış politikada önemli ve ciddi konular:
Fethullah Gülen ve Cemaat.
Kaddafi ve Libya.
Esad ve Suriye.
IŞİD ve Ortadoğu.
İsrail.
Mursi, Sisi ve Mısır.
AB.
Barış süreci, Kürt sorunu, Öcalan ve PKK.
Ayrı ayrı sorunlar olarak, HDP, MHP ve CHP.
Perinçek/Aydınlık/Vatan Partisi.
Ana akım medya (Doğan Grubu).

***

İktidar tetikçilerinin gülünç dönekliklerine alıştık.
Beni hüzünlendiren husus, iktidarın dönüşlerine koşut olarak tutum ve davranış değiştiren, Erdoğan/AKP çizgisinin eski ve yeni müttefikleri ve karşıtları:
1) Erdoğan’ı eskiden “demokrasi havarisi” ilan edip bugünkü gücüne erişmesine yardımcı olduktan sonra, şimdi ona “diktatör” diyen “FETÖ’cüler”, “İkinci Cumhuriyetçiler”, kendilerine “eski solcu” veya “liberal” etiketi yakıştıranlar.
2) Erdoğan’ı bir zamanlar yaptıklarından dolayı “diktatör” diye eleştirip şimdi ona, PKK ve FETÖ ile mücadelesinden dolayı (sanki FETÖ’yü iktidara getiren de PeKaKa’yı da “Barış sürecinde” güçlendiren de o değilmiş gibi) “kurtarıcı” muamelesi yapan Perinçek/Aydınlık/Vatan Partisi Grubu ve ana akım medyadaki bazı gazeteciler.

***

Ben her zamanki çizgimde, Demokrasiden ve Adaletten yana tavrımı sürdürüyor, elbette iktidarı da bu açılardan eleştiriyorum.
Eskiden, yapılan haksızlıklara çanak tuttuklarında, bunun yanlış olduğunu, kendilerine haksızlık yapıldığı zaman onların da haklarını savunacağımı söylediğim, şimdi de savunduğum, birinci gruptaki eski müttefik yeni muhaliflerden, sempati veya destek filan beklediğim yok...
Çünkü zaten tutum ve davranışlarım onları korumaya değil, Demokrasi ve Adaleti savunmaya yönelik.
Üstelik 15 Temmuz Kalkışması ve Post Mortem Darbe başta olmak üzere, Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu krizleri yaratmakta, Erdoğan/AKP iktidarı kadar onların da sorumlu olduğunu düşündüğüm için, kendilerine karşı herhangi bir olumlu duygum da yok.
Ama iktidarın eski muhalifliğinden yeni müttefikliğine geçen Perinçek/Aydınlık/ Vatan Partisi Grubu’ndaki veya ana akım medyadaki arkadaşlardan (iktidarı eleştirdiğim için) gelen saldırıları, hiddet ve kızgınlıkla değil, kendi adlarına, büyük bir üzüntü ve hüzünle izlediğimi vurgulamak isterim.
Bir yandan tarih ve vicdanlar önünde kendilerini mahkûm ediyor, öte yandan sadece kendi saygınlıklarına değil, adına politika yaptıklarını iddia ettikleri için, Atatürkçü çizgiye de zarar veriyorlar!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları