Ortadoğu’nun çileli kadınları
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Ortadoğu’nun çileli kadınları

10.03.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Herşey evlerinin yanıbaşında bir “dava çadırı”nın kurulmasıyla başlıyor. 

2010’ların ortaları… 

Bölgede taş taş üstüne bırakmayan Arap Baharı’nı tetikleyen Yasemin Devrimi yeni yaşanmış. 

Tunus’ta seküler Bin Ali rejiminin yıkılmasıyla “Selefi dava”cılar, hemen geniş bir radikalleşme ağı kurmuşlar. 

Olfa’nın en büyük kızı Ghofrane, bu ağa düşen ilk kurbanlardan... 

Renkli saçlı, ful makyajlı “Gotik kız” olarak girdiği çadırdan tez zamanda kapanmış, kara çarşaflı, peçeli bir kadın kimliği ile çıkıyor Ghofrane ve ilk iş evde bile herkese “TV-müzik günah, cayır cayır yanacaksınız” diyerek terör estiriyor. 

Cehennemlik olmaktan korkan 1 yaş küçük kız kardeşi Rahma’yı da böyle radikalleştiriyor ve iki kız kardeş akabinde IŞİD mücahitlerine vararak  kaos yaşayan Libya’ya, bir daha ailelerine geri dönmemek üzere kaçıyorlar… 

OSCAR’A ADAY

Bugün Oscar’da belgesel kategorisinde yarışacak olan Dört Kız Kardeş, orijinal adıyla Les filles d’Olfa/Olfa’nın Kızları işte bu trajediyi anlatıyor. 

Şubat’ta Fransa’nın en büyük ulusal sinema ödülü César’la taçlandırılan yapıt, Cannes Film Festivali’nden de pek çok ödülle döndü. 

“Olfa’nın Kızları”, namı diğer “Dört Kız Kardeş”, çok açıdan dikkat çekici. 

Bir defa son dönemde gördüğüm en güçlü kadın filmi. 

Bunun yanısıra, film çeşitli katmanlardan oluşuyor. 

Büyük bir kayıp ve sevgi hikayesi anlatırken, Arap dünyasında dışa vurulmayan tabulara cesurca dokunuyor ve patriarkiye isyan bayrağı açıyor. 

Dibine dek siyasi olan bir hikayeyi kişisel öykülerin derinliği ve örgüsü ile birleştirmeyi başarıyor. Ve bunu, eleştirmenlerin sıklıkla işaret ettiği gibi, epik bir Brecht tiyatrosu kıvamında yapıyor. 

Adı belgesel olsa da, sinema ve tiyatro arasında adeta gidip gelen bir yapıt, “Dört Kız Kardeş/Olfa’nın Kızları”

Hikaye gerçek. Ancak gene bir kadın olan yönetmen Kaouther Ben Hania, gerçek hikayeye yeniden hayat kazandırmak için perdede yer yer kurguya başvuruyor. 

Şöyle ki, Olfa ve radikalleşmeden kurtarabildiği küçük iki kızı, izleyicilerin karşısına kendilerini oynayarak çıkıyorlar. 

Acıdan bloke olduğu sahnelerde yalnızca….Olfa’ya Mısırlı oyuncu Hend Sabri destek veriyor. 

Libya zindanlarında çürümekte olan iki büyük kız-Ghofrane ile Rahma’yı ise, Sabri misali profesyoneller canlandırıyor. 

Böylece gerçek karakterler ile oyunculardan oluşan ilginç bir “karma cast” oluşuyor. Çoğu kez kim gerçek, kim oyuncu saptayamıyorsunuz. 

Yönetmeni ve oyuncularıyla o kerte kadın ağırlıklı ki Olfa… Erkek rollerini, Mecit Mastoura adlı kılıktan kılığa giren-garnitür makamından bir tek aktör oynuyor. 

Gerçek karakterlerle oyuncular sonra karşılıklı etkileşime girip, kah bir sahneyi nasıl çekeceklerini birbirlerine anlatıyorlar; kah öyküyü canlandırıyorlar. 

OMERTA’YI KIRIYOR

“Olfa’nın Kızları”, sadece geçmişi yeniden inşa ederken kullandığı bu yaratıcı tekniği açısından değil, aynı zamanda güçlü bir “j’accuse/suçluyorum” filmi olduğu için ilgi yaratıyor. 

Olfa çok kısıtlı imkanları olan, bir temizlik işçisi. 

Yasemin Devrimi ile eş zamanlı olarak kocasından boşanıyor, ele avuca sığmayan 4 kızı ile yalnız kalıyor. Ve olmayan olanakları ile onları yetiştirmeye çalışıyor. 

Bazen öyle aç oluyorlar ki, kızlar aralarında “tabaklarında olmayan yemekleri yiyormuş gibi yapma” oyunu oynuyorlar… 

Buna karşın sevgi bağları çok güçlü. O yüzden ablalarının kaçışından çok etkileniyorlar. 

Olfa, Tunus ve Müslüman tüm toplumlarda geçerli olan “omerta/ suskunluk” tabusunu cesaretle kırıyor. 

Gözü pek kadın yitirdiği kızların arkasından TV’lara konuşarak, hem IŞİD badiresine çanak tutulmuş olduğu için, hem de kızları Libya hapishanelerinden geri getirilemediği için devleti suçluyor. 

İşini, yitirmek pahasına da olsa Olfa, “kral çıplak” demekten vazgeçmiyor. 

“Olfa’nın Kızları” nın en unutulmaz sahnelerinden biri, açılışta. 

Yunan tragedyalarındaki karekterleri andıran Tunuslu kadın, istemeye istemeye evlendirildiği kocasıyla gerdek gecesini anlatıyor… 

Heyecanla komşular kapıda “kanlı çarşaf” bekliyor. 

Olfa, kaba saba üstüne atlayan kocasının burnuna bir yumruk çakarak dağıtıyor. Sonra kocasının burnunun kanını sürdüğü çarşafı tereddüt etmeden kapıda bekleyenlere uzatıyor! 

Olfa’nın Kızları, büyük çelişkilere ve muazzam trajedilere rağmen, Müslüman Arap dünyasındaki kadınların aldığı yolu da gösteriyor bir yandan.

“Dünya Kadınlar Günü Haftası”nda tam görülmesi gereken bir film…

Yazarın Son Yazıları

Nermin Abadan Unat

Nermin Abadan Unat’ı en son TV’de 2022 Aralık’ında İmamoğlu için yapılan destek mitinglerinin ilkinde gördüm.

Devamını Oku
14.12.2025
Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025