Geçen hafta Avrupa kupalarında Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın aldığı beşer farklı yenilgiler gösterdi ki futbolumuzda gelişme yok, endüstriyel yapıya da uyum sağlanamıyor. Şimdilik Galatasaray’ı buraya dahil etmiyoruz ancak görünen durum şudur: Yabancı futbolcularla başarılı olmaya çalışsak da kendi futbol ekolümüzü yaratamadığımız için geçmişteki hezimetleri yaşamaya devam ediyoruz. Türkiye şampiyonu Galatasaray’ın verdiği mücadele desteklenerek devam ediyor ve Manchester United her ne kadar sıkıntılı bir süreçten geçiyor olsa da Old Trafford’da alınan galibiyet ve içeride kötü oyuna rağmen kaybetmemek önemsenmelidir. 

Kurtarıcı olarak Rıza Çalımbay’ı kullanmak isteyen Beşiktaş kongrede Hasan Arat’ı seçerek hepimizin dikkatini yepyeni bir yöne çevirmiştir. Şimdi konuşmak yerine iş yapmak gerekir. Yönetime tavsiye edilen bazı isimlerden eski öğrencim Feyyaz Uçar’ın beraber oynadığı kaptanı Rıza Çalımbay’a sonuna kadar destek vermesini beklemekteyim. Fenerbahçe, İsmail Kartal’a gereksiz şekilde yüklenmemelidir. Taraftarlar iyi organize edilerek Türk futboluna sahip çıktığını (kötü sonuçlara rağmen) kanıtlamıştır. 

Milli Takımımızın elde ettiği  sonuçlar göstermiştir ki dış ülkelerdeki çocuklarımızın iyi eğitim aldıkları taktirde bu işi bizim düşündüğümüz ölçüde başarılı olarak gerçekleştireceği kanıtlanmıştır. Endüstriyel futbol sadece transfer ve para değil, onun güdümüne saklanan çirkinliklerin temizlenmesi anlamı taşımaktadır. Biz kendi eğitim ölçeğimizde zaman zaman da olsa çıkışlar yapabildik ama o çıkışların gölgesinde kalmayı tercih ederek hatalı bir sürece opsiyon tanıdık. Yanlış olan ise devamlılığımızın eksikliğidir. Bundan sonra vereceğimiz eğitim, rekabet ve doğru seçimlerle iyi sonuçlara yönelmek en iyi çıkış yoludur. Devamlılığı olan kendimize ait futbol dünyamızı ve ekolümüzü yaratmak zorundayız!