Beşiktaş saha dışı kavgalara pek aldırmadan sükunet ve özgüvenle yoluna devam ediyor. Saha içi başarısı ve sükuneti skora 90. dakikada penaltı kazası ile son bulması dahi aşırı rahatlıktan geldi. Bir önceki sert mücadeleden sonra rakibini rahat orta alan organizasyonundaki teknik kalite ve golcü Aboubakar ile aşan Siyah-Beyazlı takımı bu direnç ve psikoloji ile yenmek zor.

MAESTRO GHEZZAL

Sergen Yalçın’ın elinde teknik ve fizik olarak güçlü yarışma içinde olan disiplinli bir kadro var. Atak ile savunmada basit ve çabuk paslarla oynayan Beşiktaş’ın yıldızı maestro Ghezzal’dır. Topu en etkili, yaratıcı kullanan bu futbolcuya, golcü ve hata affetmeyen, rakibi dağıtan, alan bulduğu zaman olumlu driplinglerle ve Larin ile verkaç yaparak tabelaya oynayan Aboubakar’ı durdurmak zor. Ljajic’i kazanmak için büyük sabır gösteren Sergen Yalçın, Josef ile Atiba’nın dudak ısırtan formu ve çalışkanlığıyla oyunu istediği gibi güvene alıyor. Rosier ve Rıdvan ile kanatlarda atak, savunma üstünlüğü takımın oyununa renk katıyor. Kalede daha güvenli olan Ersin son dakika penaltı pozisyonu ile Beşiktaş’ın nazar boncuğu oldu.

HAKEMLER ETKİLENİYOR

Dikkatimi çeken bir konu da hakemlerin son haftalardaki gereksiz beyanatlardan etkilenmesi. Saha dışı algıya biraz boyun eğen ve eleştirilmekten çekinen görüntü Mete Kalkavan’da da dikkat çekti. En küçük bir itirazda veya sesi ikazda Sergen Yalçın’a sarı kart göstermesi biraz da bu nedenle gibi geldi bana. 

Ligde şu anda, tek sahadaki doğruları ile oynayan Beşiktaş’ın aldığı sonuç, futbol adına spekülasyonlara izin vermeyen şekilde devam ediyor. Futbolumuz adına tesellimiz budur! Bu da iyi hedefli çalışma, güçlü fizik ve psikoloji, taktik ile örtüşen saha gerçeğinden geçer.

Gaziantep ise geçmişteki güçlü mücadele ve savaşçı oyun tarzından değişik oynayınca, fark kendiliğinden sonuçlara yansıyor. Özet budur.