Dünya ve Türkiye koronavirüse kilitlendi. Cumhuriyet, başta sağlık editörümüz Sibel Bahçetepe, uzman yazarlarımız Dr. Erdal Atabek, Orhan Bursalı, Özlem Yüzak olmak üzere bilimden yana haber ve yorumlarıyla kamuoyunu aydınlatmaya, uyarmaya çalışıyor.

Yaşadığımız bu olayın, tecrübenin sadece iktidarın problemi olmadığının bilincindeyiz. Olumlu her çalışmayı kamuoyuna sunduk, sunacağız. Yanlış gördüğümüz konuları ise yine haber yapmaktan çekinmeyiz, uyarıcı görevimizi yerine getiririz. Bu süreçte “En tehlikeli salgın: Panik” başlığını da attık, “Diren Türkiye” manşetiyle iktidarıyla muhalefetiyle tüm ülkenin ortak bir çalışma yürütmesini istedik. Sağlıkla ilgili çok önemli meslek örgütlerinden ve önemli isimlerden ciddi “uyarılar” alıyoruz. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

- Doktorlar, vakaların görüldüğü illerin açıklanması gerektiğini, bunun hasta mahremiyeti değil, zorunluluk olduğunu söylüyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü ile bu verilerin paylaşılması gerek. Hekimler ancak bu şekilde şeffaflığın savunulabileceği görüşünde. 

- Ayrıca vaka sayılarının artmasından endişe eden hekimler “bir günde yüzlerce yeni vakanın” ortaya çıkabileceği söylüyor.

- En büyük eleştiri yeterli testin yapılmaması. Testler sınırlı sayıda, sınırlı yerlerde yapılarak vakalar tespit edilemiyor. Hekimler test merkezlerinin bir an önce artırılmasını talep ediyor.

- Uzmanlar yaşanan salgının bilimsel veriler ışığında alınması gereken önlemler ile panik yapılmadan atlatılabileceği görüşünde. Konunun uzmanlarının yaptığı bilimsel açıklamalara kulak verilmesi gerekiyor. 

Bakanlığı “şeffaf” olmaya çağıran Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Sinan Adıyaman, “Paniği gerektirecek durum yoktur, ancak sağlık otoritesinin dünyadaki deneyimlerden de yararlanarak bütün önlemleri alması ve halkın hijyen, korunma tedbirlerine dikkat etmesi gereklidir. Koronavirüs vakasının tespit edildiği il bilgileri paylaşılmalı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyadaki olguları izlerken il il, eyalet eyalet vakanın görüldüğü yerlerin bilgilerini paylaşıyor. Hangi kent, hangi kasaba olduğuna kadar belirtiliyor. Türkiye’de bu bilgi paylaşılmadı ama umarım en kısa sürede paylaşılacaktır” diyor.

Evet... Virüse karşı hükümetin uygulayacağı “şeffaflık” ilkesi en önemli “önlem maddesi” olarak karşımıza çıkıyor. Ne kadar korunursak korunalım, önlem alırsak alalım “karantina” uygulanacak vakaların yaşadıkları yerler şeffaf bir şekilde açıklanmadığı sürece “boşa kürek çekmiş” oluruz. İşte o an devreye “fısıltı gazetesi” giriyor; halkta gereksiz paniğe yol açıyor. Kulaktan kulağa yayılan bilgi kirliliğini önlemek için sığınacağımız tek liman “bilim”...