Sanatta ‘İyi, Kötü ve Çirkin’

Sanatta ‘İyi, Kötü ve Çirkin’

15.04.2014 02:31
Güncellenme:
Takip Et:

Bugün, Dünya Sanat Günü. Bugün sadece bu güzel kutlamaya tüm zerreleriyle sizi dahil etmem gerekir. Ama sanat ortamımızda yaşanan bir başka negatif olgu, müzayedeler, sanatçılarımızın varlığını, onurunu, kimliğini yok edecek boyutlara ulaştı.
Öncelikle “Dünya Sanat Günü” için bir hatırlatma: 2011’de Meksika’da yapılan UNESCO’ya bağlı Dünya Sanat Dernekleri Genel Kurulu’nda, UPSD adına verdiğim önerge oybirliğiyle kabul edilmiş ve Da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan “Dünya Sanat Günü” ilan edilmişti. Artık dünyanın farklı ülkelerinde bu kutlama eşzamanlı gerçekleştiriliyor. Sizler de bu akşam İstanbul-MKM’de UPSD’nin Beşiktaş Belediyesi ile açtığı Genç Etkinlik-6 sergisini ve yarın Maçka’da UPSD galerisinde üyelerin sergisini gezebilirsiniz. Cuma 15.00’te İstanbul Modern’de, Washington’dan gelen Prof. Bülent Atalay’ın Leonardo ve Türkler” konferansını da kaçırmayın. Ankara, Sinop, Antalya, Bodrum gibi onca farklı yerlerde yapılan etkinliklere de katılabilirsiniz. Bunlar işin “iyi” yanı.
Türkiye’de sanat, bildiğiniz gibi “devlete rağmen” üretiliyor. Sanatçılara uygulanan aşağılamaları, sansürleri ezberlediniz. Böylesine olumsuz bir havada, tüm engellere rağmen sanatçılarımız inatla, geçtiğimiz zor tünelde, göçük altında üretiyorlar. Yalnız özel alıcıların katkılarıyla varlıklarını sürdürüyorlar, çark hem siyasi direniş, hem de sanatsal olarak dönmeye çalışıyor. İşte bu ortamda devletin sanatçılara ördüğü duvar zaten bildiğiniz işin “kötü” yanı.
Ne yazık ki işin olumsuz bir tarafı daha var. Geçen hafta UPSD ve Sanat Galericileri Derneği ortak bir bildiri yayımlayarak, müzayede evlerinin sanatçı ve galericilerin varlığını tehdit edercesine uyguladıkları fiyat politikalarına ve vahşi kapitalizmin serbest piyasa ekonomisi efendim” mazeretiyle yaşama geçirdikleri sorumsuz tavra tepki verdiler. İşin özeti şu: Sanatçıların eserleri gerçek değerinin beşte, bazen onda birini müzayedeye konuluyor. O anda sanatçı ve galericisi, koleksiyonerlere karşı zor duruma düşürülmüş oluyorlar. Örneğin, bir sanatçının belli bir dönemine ait eserleri, geçen birkaç yılda kendisi ve galericisi tarafından ortalama 100 TL’ye satılmış olsun. Müzayedecilerin, o işlerden birini açık arttırmaya koydukları zaman yıllar içinde oluşmuş fiyatın makul bir ölçüde altından başlatmaları normaldir. Eser satılsa da satılmasa da belirlenen bu alt limit, sanatçının o eserine zarar vermez. Aynı eser, beş misline satılırsa bu her eserinin o fiyata yükseldiğini göstermez. Ama 100 TL’lik bu esere onda biri gibi akıl almaz bir öngörüm fiyatı konulur ve bunu katalogda adeta sanatçının tescilli gerçek değeriymişçesine sunulursa, o zaman sanatçıya, galericisine ve eski koleksiyonerlerine büyük haksızlık edilmiş olunur. Müzayedeciler sanat piyasasına doğrudan el atıp aynı sanatçıdan 20-30 işi “piyasaya” sürerek, sanat üretene saygısız bir tavırla, sanatçıları yok etme pahasına eserleri ortaya salt “ticari ürün” gibi sürüyorlar. En yaşlı çağdaş müzesi henüz 10 yaşında olan ve sanat tarihsel kriterleri henüz oturmamış bir ülkenin, spekülatif dedikodularla kolayca yönlendirilebilen koleksiyonerlerinin bu senaryoya -biraz da isteyerek- düşmeleri, ayrı bir üzüntü verici durum. Eserini değerli kılan temel verileri dikkate almadan, sadece hızlandırılmış ticari hırslarıyla hareket edenler, sanatçılara verdikleri maddi ve manevi zararla yüzleşmeye de hazır görünmüyorlar! Bu yoz ortamda, sanatçıların mantığa ve izana davet eden çağrılarını hiçe sayan müzayede evlerinin, bu yapıtların değerlerini -sürümden kazanabilmek için- çekinmeden yerle bir etmesi ve kimi açık artırma katılımcılarının bu kanlı ortamı Roma’da gladyatörlerin ölümünü izler gibi takip etmeleri kaygı verici. Ne acıdır ki, ne müzayedeciler, ne de bu kaygan piyasaya tenezzül eden alıcılar, esasında kendi bindikleri dalı kestiklerini göremiyorlar. Çünkü sanatçıları yok ettiklerinde ortada ne sergi ne müzayede kalacak
Bildiriye imza atanlar ise bu alanda Türkiye’nin en önemli isimleri: Adnan Çoker, Ergin İnan, Devrim Erbil, Balkan Naci İslimyeli, Özdemir Altan, Hüsamettin Koçan, Tomur Atagök, Mustafa Ata, Zahit Büyükişleyen, Beril Anılanmert, Ekrem Kahraman, Denizhan Özer, Ekrem Yalçındağ, Genco Gülan, Bahri Genç, Resul Aytemur, Suat Akdemir gibi sanatçılar; Teşvikiye Sanat Galerisi, Dirimart, Galeri Artist, Galeri Baraz, Mine Sanat Galerisi, Siyah-Beyaz, Empire Project, Galeri Merkür ve Piramid Sanat gibi galeriler ve Emin Çetin Girgin, Yalçın Sadak, Kaya Özsezgin gibi eleştirmenler bulunuyor. İsimler bu sütunlara sığmaz!
Türk sanat ortamı, bu alarm verici durumu en azından yapıcı bir diyalogla ortadan kaldırmayı başaramazsa, kendi sonunu hazırlamış olacak...  

Yazarın Son Yazıları

Kılıçdaroğlu ve sosyal medya kampanyaları!

Geçen hafta detaylıca yazdığım, Twitter’ın (X demek bana çok anlamsız ve içeriksiz geliyor) siber zorbalarının dev bir ablukası ile karşı karşıyayız.

Devamını Oku
25.12.2025
Twitter’ın utanmaz zorbaları ve Manifest!

Merak ediyorum, özellikle Twitter’da cirit atan bu siber zorbaları kimler yetiştirdi?

Devamını Oku
18.12.2025
Hangi hatalar zinciri bu uçurumu hazırladı?

İnsanlarımız şaşkın.

Devamını Oku
11.12.2025
CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025