Ahmet Şık ve İçimizdeki Zalim!

14 Ağustos 2011 Pazar
\n

\n

Tutuklu Gazetede Ahmet Şıkın Bu yazı canınızı sıkabilir başlıklı yazısını okurken bu genç arkadaşın Türkiyedeki zulmün kaynaklarını çok iyi gözlemlediğini gördüm…\n

\n

Belki daha yayımlanmamış olan kitabının bilgisayar kopyalarına el konularak, yargılanmadan hapse atıldığı, kendisi bizzat zulme maruz kaldığı için…\n

\n

Belki zaten haksızlık, hukuksuzluk konularında hassas olduğu ve bunlar üzerine bir kitap yazmakta olduğu için…\n

\n

Belki de yapısı itibarıyla duyarlı bir gözlemci, bilinçli bir demokrasi ve temel haklar savunucusu olduğu için…\n

\n

Ya da bütün bu öğelerin toplamı olarak, hak ve hukuktan, demokrasiden yana tavır koyan, zulme uğramış, iyi bir gözlemci ve araştırmacı, iyi bir yazar olduğu için!\n

\n

Kendisini tanımadığım için bilemiyorum…\n

\n

Nedeni ne olursa olsun, Keşke İçimizdeki Zalim henüz yayımlanmamış olsaydı da bu yazıyı kitabıma alabilseydim diye düşündüm.\n

\n

Ahmet Şık, aslında yazısını 24 Temmuzda sansürün kaldırılışının kutlanması ile mevcut durum arasındaki çelişkiler üzerine kurmuş:\n

\n

“…Cehaletimi hoşgörün mutlaka bir yerlerde böyle anlamlıbir gün kutlanıyor olabilir.\n

\n

Ama o kutlamaların yapıldığı yerdeki gazetecilerden 70ten fazlası cezaevinde midir?\n

\n

Dışarıda kendilerini özgür zannedenler sırasını beklemekte midir?\n

\n

Gazeteciler hakkında binlerce dava açılmış mıdır?\n

\n

En önemlisi sansürün ruhuna rahmet okutuyorken yine de böyle bir gün için kutlama yapılıyor mudur? diye soruyor!\n

\n

Ama beni etkileyen satırları, yazının sonuna doğru yaptığı çözümlemelerde:\n

\n

“…İnsanlık tarihi boyunca anlatılan hep, devrildiği halde hiç değişmeden kalan iktidarların öyküleridir. Çünkü eskisini, kendinden öncekini alaşağı eden her güç, içinde, devirdiği gücün tohumlarını barındırır. Baskıcıdır, şiddettir, zulümdür, sansürdür, hapisliktir bu tohumların adı.\n

\n

Zamanla devirdiğinin devamı haline gelen bu güç; demokrasi, eşitlik, kardeşlik, sivilleşme, hoşgörü gibi yalanlarıyla herkesi zehirler. Kâbuslar ve zulümler denizi çıkar ortaya. Ayrıcalıklar eski ayrıcalıklardır. Kimlerin bundan faydalanabileceği değişmiştir, o kadar.\n

\n

Güç sahibi bu vesayet budalalarını korkutan kendileri gibi olan diğerleri değil, maskelerinin ardına gizlediklerini görüp müesses nizamlarına itaat etmeyenlerdir. İşte tam da bu yüzdendir bu zulüm.\n

\n

Bilirler ki; saltanatları, korkuttukları müddetçe vardır. O yüzden safsatalarını türlü çeşitli şarlatanlıklarıyla anlatırlar. Anlattırırlar. Maskelerinin ardındaki görünmesin isterler.\n

\n

Bunun için vesayetlerine soytarılara benzeyen çakallar- sırtlanlar istihdam ederler. Önlerindeki çanağa yem konulduğu sürece bu kokuşmuş düzeni, zulmü, demokrasi diye allayıp pullarlar soytarılar. Hatta padişah tek olsa da ortalıkta kelle kesme meraklısı soytarıdan geçilmez. Amiyane, eski püskü küf kokulu olsa da her devirde geçerli bir sloganı düstur bilir bu soytarılar: Eğer sonunda çıkarın varsa her şey mubahtır.’\n

\n

Biliriz açgözlüdürler her zaman. Ellerindekilerle yetinmez, asla doymazlar. Hep daha fazlasını isterler. Her teslimiyetten faydalanmaya çalışırlar.\n

\n

Demagoji sultanları, ideoloji despotları, vesayet demokratları, sahte sivillerdirler.\n

\n

***\n

\n

Yazısını, bütün normal vatandaşların, demokratik rejim içinde yaşamak isteyenlerin kulağına küpe olması gereken şu anekdotla noktalıyor Şık:\n

\n

“…Arjantinde diktatörlük döneminde Buenos-Aires valisi olan General Iberico Manuel Saint-Jean bakın ne demiş: Önce tüm bozguncuları öldüreceğiz. Sonra işbirlikçilerini, ardından da sempatizanlarını, daha sonra da tarafsızları. En sonunda da korkakları.’\n

\n

***\n

\n

İçimizdeki zalimle, zalimlerle mücadele etmek istiyorsanız, sadece benim kitabımı değil, Ahmet Şıkın yazısını da okumanız size çok yardımcı olabilir!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları