Önceki gün binlerce insan otuzu aşkın ilde internet özgürlüğü için yürüdü.

Yürüyenler arasında kamuoyunun yakından tanıdığı isimler de vardı:

Umut Oran, Alper Taş, Bülent Tanık, Çetin Soysal, Bahri Şahin gibi politikacılar, Okan Bayülgen, Haluk Levent, Şebnem Bozoklu, Mutlu Tönbekici, Kemal Doğulu, Esin Övet, Oben Budak, Mor ve Ötesi grubunun üyeleri, Şafak Ongan, Kanat Atkaya, Tolga Akyıldız gibi yazar ve sanatçılar, Ankara’daki ve İstanbul’daki yürüyüşlere katılanlardan…

Sloganlar ve pankartlar da ilginçti…

İnternetin tek bir görüşe göre sansürlenmesini vurguladığı için, “Badem bıyıklı internete hayır!” sloganını yazının başlığı yaptım.

Göze çarpan ötekiler şöyle:

Tayyip elini internetten çek.

(Haydar isminin yasaklanmasına gönderme yaparak) Hüseyin Üzmez de Haydar üzer mi?

HAYDAR’a dokunma! (Haydar Dümen’in fotoğrafının üzerinde)

İnternete sehven giriyoruz.

Tamam, tamam bizi leylekler getirdi...

Etekler yasaklansın, kızlar çıplak gezsin::)

Nereye girsin bu modem... (modemin ucu bir karikatürde)

Yalandan BIKTIK... Şifre yalan... Sansür yalan...

Biz FİLTREYİ bir tek kahvede severiz...

Vatan yahut FİLTRE

Sansürün adaletiyle internet kalkınmaz...

BİTİK internet

TİB(P)’SİZ İNTERNET...

Gazeteciler.com sitesinin haberine göre 31 ilde yapılan internet yürüyüşünü haber olarak değerlendirmeyen ve 1. sayfaya taşımayarak sansüre isyanı sansürleyen gazeteler ise Bugün, Zaman, Star, Yeni Şafak, Yeni Akit, Yeni Çağ, Türkiye, Milli Gazete, Ortadoğu oldu.

***

AKP iktidarının her türlü iletişim özgürlüğü gibi, internet özgürlüğünden de rahatsız olduğu zaten biliniyordu.

Önce yazılı, sözlü, elektronik, her türlü haberleşme kayıt altına alındı.

Bu kayıtlar kötü niyetle, insanların özel yaşamlarını teşhir ederek onları itibarsızlaştırmak için kullanıldı.

Medya, sabit telefonlar ve cep telefonları tam denetim altına alındıktan sonra sıra internete geldi.

Fethullah Gülen fetvayı verdi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Facebook’a saldırıyı başlattı.

Artık herkesin internette attığı her adım izlenecek ve kaydedilecek…

Zaten izleniyor ve kaydediliyordu, ama artık bu yasal hale getirilecek ve bazı eylemler yasaklanacak…

Örneğin ulaşılamayan sitelere girmek için yapılan dijital ayarlamalar suç sayılacak…

Ayrıca kamuoyunun gözünden kaçan çok önemli bir nokta var:

Şu anda internette Türk Telekom tam bir tekel.

İktidar istediği anda bütün interneti durdurabilir…

Çünkü bütün altyapı hizmetleri Türk Telekom üzerinden veriliyor.

Asıl karşı çıkılması gereken durum, bu tekeldir.

Türk Telekom dışındaki hizmet sağlayıcıları, dünya ile internet bağlantılarını kendi altyapıları üzerinden yapabilmelidir.

İnternetteki gerçek özgürlük (o da sadece bir dereceye kadar) ancak bu yolla biraz güvenceye kavuşturulabilir.

Protestoların her pazar saat 14’te yapılması kararlaştırılmış.

***

Türkiye otoriter yönetimli bir “Üçüncü Dünya” ülkesi olmaya doğru hızla gidiyor…

Bakalım bu gidiş engellenebilecek mi?