CHP’nin rejim konusundaki kritik hataları-1

03 Haziran 2021 Perşembe

CHP, Atatürk’ün partisi, onun kendi “fani ömrünü” aşmak için kurduğu örgüttür:

Varlığımızı borçlu olduğumuz, İstiklal Savaşı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Lozan’ın, “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”nin kurucusu, yaratıcısı ve mirasçısıdır.

Politikacıların içini boşalttıkları ve ağızlarına sakız yaptıkları “Türkiye’nin Beka Sorunu” aslında bu dört temele dayalıdır:

1) Bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü borçlu olduğumuz İstiklal/Kurtuluş Savaşı…

2) Bizi yönetenlerin, aileden, Allah’tan ya da geleneklerden gelen veya kaba kuvvete dayalı olan “kendinden menkul” gerekçelerle değil, “Milli İrade”yi, “Halk İradesi”ni yansıtan adil, şeffaf ve periyodik seçimlerle iktidara gelmelerini ve iktidardan gitmelerini öngören, Meclise/Parlamentoya dayalı Cumhuriyet Rejimi…

3) Bağımsız ve özgür devlet kimliğimizi ve varlığımızı dünyaya kabul ettiren Lozan Antlaşması…

4) Çağdaş Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerine dayalı olan “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”…

İşte CHP’nin sahibi ve mirasçısı olduğu, bizi var eden bu dört temel de bugün saldırı altındadır ve eğer hâlâ yok edilmemişlerse bile bütünüyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.

***

CHP’nin rejim konusundaki en kritik stratejik hatası İsmet İnönü döneminde, Genç Cumhuriyet demokrasiyi destekleyecek sınıfsal, ekonomik, eğitimsel, kültürel ve siyasal yapıya ulaşamadan Çok Partili Düzene (erken) geçmesi olmuştur.

Bu hatanın sonunda, Demokrasi sayesinde iktidara gelen Demokrat Parti, Demokratik rejimi katletmiş ve sonunda “Tahkikat Encümeni” Yasası’yla “Sivil Darbe” bile yaparak 27 Mayıs Askeri Darbesi’ne neden olmuş, sonuçlarını bugün bile yaşadığımız toplumsal ve siyasal yaralar açmıştır.

CHP, bu hatasını, yine İsmet Paşa yönetiminde, dünyanın en demokratik anayasalarından biri olan ve Türkiye’ye yeniden çağ atlatan 1961 Anayasası’nın yapılışına ve kabulüne destek vererek telafi etmiştir.

1961 Anayasası’na karşı yapılan 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri ile Ecevit ve Baykal’ın dönemlerini (İnönü ve Karayalçın’ın SHP ve Ecevit’in DSP genel başkanlıklarıyla, Çetin ve Öymen’in kısa sürelerini de ihmal ederek) ve bu dönemlerde yapılan hataları atlayarak, güncel olayımız olan Kılıçdaroğlu dönemine gelirsek:

Kılıçdaroğlu döneminde, en azından, biri genel ve biri de parti içine yönelik olarak iki stratejik siyaset hatası ve rejimle ilgili üç kritik taktik hata, bir de hem stratejik hem de taktik olarak “Hayati Bir Hata” görüyoruz.

Devamı yarın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları