Hangi Türkiye’nin, hangi Avrupa ile ilişkileri...
Erol Manisalı
Son Köşe Yazıları

Hangi Türkiye’nin, hangi Avrupa ile ilişkileri...

02.02.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Büyük çoğunluğumuz soruyu, Türkiye-Avrupa (ya da AB) ilişkileri diye sorar ve yanıtlar. Bir İsveçli ya da Portekizli için normal olan bu soru bizde çok yanlıştır: demogojiye ve aptalı oynamaya çok açıktır. Hele yarım yamalak bilgisi olanlar için hiçbir anlam taşımaz.

- Demokrasiye, çağdaş uygarlık değerlerine, Atatürk devrimlerine bağlı olanlar için Avrupa (ve AB) ile ilişkiler, “karşılıklı ulusal çıkarları dengeli bir biçimde sağlayan”, ekonomiden siyasete, kültürden güvenliğe ve sosyal haklara, bu amaca yönelik ilişkiler anlaşılır. Bu kesim, AB’ye üye yapılmazken 6 Mart 1995’te gümrük birliği ile bizi “tek yanlı bağlayan”, tekstilden ilaç sanayisine Türkiye’nin üçüncü ülkeler karşısında “haksız rekabetle karşı karşıya gelmesine yol açan”, AB ile medeni nikâh yerine kumalığa götüren, Türkiye’yi AB içindeki San Marino gibi şehir devletleri konumuna sokan, hele 2004’teki son belge ile kedi-fare oyununa yol açan düzenlemelere karşıdırlar. Çünkü Türkiye üye yapılmazken, tek yanlı yükümlükler altına sokulmuştur.

- AB’nin Türkiye’yi kesinlikle uzun vadede bile tam üye yapmayacağını çok iyi bildikleri halde, ülkenin Batı kapitalizminin (ve blokunun) himayesinde kalmasına inandıkları için, AB (ve Avrupa) ile ilişkileri farklı değerlendirip “Avrupacı” olanlar vardır. Bu konuyu, Özal ve Çiller ile saatlerce aynı masada tartışmış bir akademisyen olarak kaleme alıyorum. AKP’ye 2002 sonrasında destek veren neo-liberalleri de bunlara dahil etmek gerekir.

- Radikal siyasal İslamcılar ve çakma radikal milliyetçi (!) çevreler ise Avrupa’ya, “misyonları ve tabanları gereği” karşı görünürler. Bunlar kimliklerini ABD’nin kurduğu “komünizmle mücadele dernekleri”nde ya da 1969’da Dolmabahçe’de 6. Filo’yu protesto eden ulusalcı ve solculara saldırırken ele vermişlerdir. Uzantıları bugün de fazlasıyla aramızdadırlar. FETÖ’cü ve siyasal İslamcı kimlikleri ile ortalıktadırlar.

- Sovyetler Birliği’nin dağılması ile ABD stratejistlerinin BOP için devreye soktukları ılımlı (ve uyumlu) siyasal İslamcılar ise iki işi birleştirirler: hem tabanları için Batı (ve Hıristiyanlık) karşıtı bir sahte resim sergilerler hem de Batı kapitalizmi ve emperyalizmi ile işbirliğine girerek iktidarlarını sürdürürler.

Biz Kurtuluş Savaşı’nda bunları yaşamadık mı? İngilizci şeyhülislamlar Atatürk’e karşı maşa olmadılar mı? Bugün de siyasal İslamın bir kanadı, emperyalizm ile iktidar için işbirliği yapmaya mecbur bırakıldılar. Bu çizginin dışında duran Erbakan, bu nedenle 28 Şubat’ta tasfiye ettirilmiştir. Emperyalizm, Erbakan’ın “milli gömleğine bile” tahammül edememiştir. Ecevit-Erbakan ikilisi, ABD’nin, Atina Albaylar Cuntası kanalı ile Kıbrıs’ta Nikos Samson ile başlattığı ilhak darbesini engellemiştir: ulusalcı Ecevit ile milli gömlekli Erbakan, emperyalizme karşı başkaldırabilmişlerdir. (*)

İkisi de “Avrupacı” değildirler: Ecevit, “Avrupalı kafada”, çağdaş değerlere inanmış bir insandı: Erbakan ise Avrupa’ya karşı olmasına rağmen, bilimi (ve akılcılığı) reddetmeyen bir Müslümandı. “Pancar Motor”un doğuşunu inceleyin, resmi görürsünüz.

Bugün Ankara-Brüksel ilişkileri gündemde: Biden’dan sonraki Türkiye-Avrupa ya da AKPBrüksel (ve Batı) ilişkileri şekilleniyor. O zaman sormamız gerekmiyor mu: “Hangi Türkiye’nin hangi Avrupa ile ilişkileri”: Avrupa’nın 250 yıldaki değişimi ile ulaştığı katılımcı demokrasinin değerler sistemi mi, yoksa AKP iktidarının iktidar hesapları ile Brüksel’deki siyasilerin görüşmeleri mi?

Türkiye’de kuvvetler ayrılığına ve TBMM’nin egemenliğine dayalı bir rejim bulunmuş olsa acaba Ankara-Brüksel ilişkileri nasıl olurdu?

Bir de not: Türkiye-AB ilişkileri ile Türkiye-Avrupa Konseyi ilişkileri apayrı şeylerdir. Biz Avrupa Konseyi’nin baştan beri kurucu üyesiyiz. Kimileri ikisini karıştırıyorlar da onun için belirtiyorum. Türkiye bugün, Tanrılar Çıldırmış Olmalı (The Gods must be crazy) filminde yaşandığı gibi, gökten düşen gazoz şişesinin bir yerli tarafından bulunmasının yarattığı çılgınlık gibi, siyasilerin “inanılmaz açıklamaları” ile karşı karşıya. Şişe sanki bir nükleer bomba olmuş, ülkenin kafasına düşmüş…

(*) Rauf Denktaş’ın Öbür Yüzü, Kırmızı Kedi, 2011

Yazarın Son Yazıları

Sansür, demokrasi ve araçlar

Sansür, demokrasi ve araçlar

Devamını Oku
18.10.2022
Devlet olmanın nitelikleri

Devlet olmanın nitelikleri

Devamını Oku
11.10.2022
Örtülü iç savaş mı?

Örtülü iç savaş mı?

Devamını Oku
04.10.2022
Başarı mı, yoksa ...

Başarı mı, yoksa ...

Devamını Oku
27.09.2022
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Devamını Oku
20.09.2022
Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Devamını Oku
13.09.2022
Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Devamını Oku
06.09.2022
Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Devamını Oku
30.08.2022
‘Ortak yararları’ yok etmek neden

‘Ortak yararları’ yok etmek neden

Devamını Oku
23.08.2022
AKP dış politikasını neden değiştiremez

AKP dış politikasını neden değiştiremez

Devamını Oku
16.08.2022
ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

Devamını Oku
09.08.2022
Siyasal İslamda dış politikamız

Siyasal İslamda dış politikamız

Devamını Oku
02.08.2022
Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Devamını Oku
26.07.2022
Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Devamını Oku
19.07.2022
Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Devamını Oku
12.07.2022
Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Devamını Oku
05.07.2022
Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Devamını Oku
28.06.2022
Bastonların karizmatik sahipleri

Bastonların karizmatik sahipleri

Devamını Oku
21.06.2022
AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

Devamını Oku
14.06.2022
Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Devamını Oku
07.06.2022
AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

Devamını Oku
31.05.2022
AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

Devamını Oku
24.05.2022
Tramvay da şık yayalar da...

Tramvay da şık yayalar da...

Devamını Oku
17.05.2022
Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Devamını Oku
10.05.2022
AKP bütün gemileri yaktı mı?

AKP bütün gemileri yaktı mı?

Devamını Oku
03.05.2022
AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

Devamını Oku
26.04.2022
Türkiye nereye mi gidiyor?..

Türkiye nereye mi gidiyor?..

Devamını Oku
19.04.2022
‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

Devamını Oku
12.04.2022
Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Devamını Oku
05.04.2022
Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Devamını Oku
29.03.2022
Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Devamını Oku
22.03.2022
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

.

Devamını Oku
15.03.2022
Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Devamını Oku
08.03.2022
Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Devamını Oku
01.03.2022
Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Devamını Oku
22.02.2022
Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Devamını Oku
15.02.2022
Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Devamını Oku
08.02.2022
Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Devamını Oku
01.02.2022
AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

Devamını Oku
25.01.2022
Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Devamını Oku
18.01.2022