İstanbul’un üç yüzü: İstanbul Sözleşmesi, İstanbul Kanalı ve İstanbul seçimleri
Erol Manisalı
Son Köşe Yazıları

İstanbul’un üç yüzü: İstanbul Sözleşmesi, İstanbul Kanalı ve İstanbul seçimleri

30.03.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu “üç İstanbullu”, Türkiye’deki muhalefet-iktidar çatışmasında, “uygarlık ve demokrasinin simgeleri” oldu.

1) İstanbul Sözleşmesi’nin “reddi” ile çağdaş uygarlık değerlerine karşı çıkılmaktadır. Siyasal İslamcı bir çizginin amaçlandığı görülüyor. Bu yolla, demokratik sivil toplumsal örgütlenmelerin yerine, tarikatların desteği öne çıkarılıyor.

Laikliği reddeden bir uygulama ile toplumsal yaşam çağdışı bir yere sürüklenmek isteniyor. Siyasal dini örgütlenmeler üzerine oturtulmuş bir antidemokratik iktidar düzeni ve rejimi söz konusu.

2) Halkın büyük çoğunluğunun (ve bilimin) karşı çıkmasına rağmen dayatılmak istenen İstanbul Kanalı ile bir taraftan doğayı yok etme pahasına büyük rantlar sağlanırken, öte yandan ABD ile iktidarda kalmak için kullanılabilecek pazarlık yolları aralanıyor. Montreux Anlaşması’nın sulandırılması gibi. TBMM Başkanı’nın bu konudaki açıklaması ilk sinyal oldu.

3) İktidarın kaybettiği yerel seçim sonrasında, İstanbul’u adeta “İstanbul olmaktan çıkaracak uygulamalara gidilerek” halk cezalandırılıyor. Toplumsal refah ve demokratik gelişmeler “içeride işbirliği ve ortak değerleri geliştirmek üzerine oturtularak sağlanabilir”. Oysa bizde, merkezi yönetim (ve iktidar) yerel yönetimle kavga ederek onu düşman gibi görerek hareket ediyor. Ve sonuçta iktidarın inanılmaz yanlış tutumu yüzünden, İstanbul halkı cezalandırılıyor. Bu yüzden ülkede “iç cephe” çöküyor: Ekonomik çöküş ve korona felaketlerine bir de iç kavga ve çatışma eklenmiş oluyor. Ülkemize bu kadar büyük zarar verilmesine insan inanamıyor. Türkiye üzerinde hesaplar yapan “kimi dış odaklar” da bu kutuplaştırma ve iç kavgayı ellerini ovuşturarak izliyorlar, Yunanistan başta olmak üzere. Bu satırları kaleme alırken içimin ne kadar sızladığını bilemezsiniz.

50 yıllık akademik yaşamımda öğrencilerime anlatmaya çalıştığım bilimsel doğrular ve uluslararası ilişkiler ile bugün Türkiye’de iktidarın uyguladıklarını karşılaştırmak olanaksız! 

İstanbul Sözleşmesi, İstanbul Kanalı ve İstanbul seçimleri konusunda iktidarın “uygulamalarına” baktığımız zaman bilim, çevre, hukuk, demokrasi boyutlarında inanılması imkânsız bir hatalar ve yanlışlar zinciri ile karşılaşıyoruz.

En baştan itibaren hedef ve uygulamalar hem içeride hem dış ilişkilerde demokratik boyutta değil, “siyasal İslamcı ve İhvancı” boyutta yerleştirilince kötüye gidiş ve çürüme kaçınılmaz oldu.

Aynen 30-35 yıldır üzerinde çalıştığım (ve yazdığım) “sürdürülebilir üstünlükler kuramında olduğu gibi” demokrasi dışı, bilim dışı, çağdaşlık dışı, uygarlık dışı uygulamalar art arda birikiyor, bir yanlış yeni bir yanlışı üretmeye başlıyor.

Önce ekonomide “özelleştirmeler ve yabancılaştırmalar” yolu ile yavaş yavaş sanayinin, ticaretin, kamu kurumlarının içini boşaltıyorsunuz. Gıda sanayisinden ağır sanayiye, tarımdan iletişime dışa bağımlı hale getiriyorsunuz.

Devletin kaynak kullanımını tek adam rejimi ile “denetlenemez” hale sokuyorsunuz, her şey gizli kapaklı yürüyor.

İç piyasada, “yandaş, oligarşik ve kamu denetiminden uzak bir sektör yaratıyorsunuz”.

Ve artık ayakta kalmanız, bu bozuk düzenin yapay bir biçimde yaşatılmasına bağlanmış oluyor.

Bu bozuk siyasi, ekonomik ve sosyal düzeni ayakta tutabilmeniz için “çıtayı sürekli olarak yükseltmek kaçınılmaz hale geliyor” sürdürülebilir üstünlükler kuramı böyle diyor!

Türkiye önümüzdeki seçimlere, Cumhuriyet döneminin “en kritik” seçimleri olarak girecek. Demokrasi ve çağdaş uygarlık düzeni mi? Yoksa karanlık ve çağdışı yaşam tarzına sürüklenmiş bir tarikatlar topluluğu mu? Irak, Suriye, Libya ve Afganistan’ın haline bakın, ne olacağımızı görürsünüz.

Evet, İstanbul Sözleşmesi, İstanbul Kanalı ve İstanbul seçimleri: Bu üç “İstanbul manzarası” bir turnusol kâğıdı misali durumu ortaya çıkarmıyor mu? Bıçak Sırtı köşemde 12 Ocak 2021’de yazdığım makalemin başlığı “Top artık muhalefette” idi. Artık muhalefetin sorumluluğu “(1)” numaraya çıkmış bulunuyor. Gidişi değiştiremezlerse, “en az” iktidar kadar suçlu olacaklardır, topu taca atarak aptalı oynayamazlar.

Bu arada televizyonlarda lafları evirip çevirmeden, kestirmeden taşı gediğine koyan, “soldan” Merdan Yanardağ ve kadim “sağ cenahtan” Levent Gültekin, izleyenlerden okkalı bir teşekkürü hak ediyorlar... 

Yazarın Son Yazıları

Sansür, demokrasi ve araçlar

Sansür, demokrasi ve araçlar

Devamını Oku
18.10.2022
Devlet olmanın nitelikleri

Devlet olmanın nitelikleri

Devamını Oku
11.10.2022
Örtülü iç savaş mı?

Örtülü iç savaş mı?

Devamını Oku
04.10.2022
Başarı mı, yoksa ...

Başarı mı, yoksa ...

Devamını Oku
27.09.2022
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Devamını Oku
20.09.2022
Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Devamını Oku
13.09.2022
Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Devamını Oku
06.09.2022
Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Devamını Oku
30.08.2022
‘Ortak yararları’ yok etmek neden

‘Ortak yararları’ yok etmek neden

Devamını Oku
23.08.2022
AKP dış politikasını neden değiştiremez

AKP dış politikasını neden değiştiremez

Devamını Oku
16.08.2022
ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

Devamını Oku
09.08.2022
Siyasal İslamda dış politikamız

Siyasal İslamda dış politikamız

Devamını Oku
02.08.2022
Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Devamını Oku
26.07.2022
Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Devamını Oku
19.07.2022
Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Devamını Oku
12.07.2022
Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Devamını Oku
05.07.2022
Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Devamını Oku
28.06.2022
Bastonların karizmatik sahipleri

Bastonların karizmatik sahipleri

Devamını Oku
21.06.2022
AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

Devamını Oku
14.06.2022
Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Devamını Oku
07.06.2022
AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

Devamını Oku
31.05.2022
AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

Devamını Oku
24.05.2022
Tramvay da şık yayalar da...

Tramvay da şık yayalar da...

Devamını Oku
17.05.2022
Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Devamını Oku
10.05.2022
AKP bütün gemileri yaktı mı?

AKP bütün gemileri yaktı mı?

Devamını Oku
03.05.2022
AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

Devamını Oku
26.04.2022
Türkiye nereye mi gidiyor?..

Türkiye nereye mi gidiyor?..

Devamını Oku
19.04.2022
‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

Devamını Oku
12.04.2022
Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Devamını Oku
05.04.2022
Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Devamını Oku
29.03.2022
Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Devamını Oku
22.03.2022
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

.

Devamını Oku
15.03.2022
Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Devamını Oku
08.03.2022
Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Devamını Oku
01.03.2022
Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Devamını Oku
22.02.2022
Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Devamını Oku
15.02.2022
Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Devamını Oku
08.02.2022
Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Devamını Oku
01.02.2022
AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

Devamını Oku
25.01.2022
Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Devamını Oku
18.01.2022