Çürümenin göstergeleri
Feridun Andaç
Son Köşe Yazıları

Çürümenin göstergeleri

15.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’nin bugünkü gerçeği birçok açıdan irdelenmeye değer.

İç ve dış siyaset başlı başına bir olgu.

Hem de her açıdan.

Toplumun gündelik yaşamı da işte o var olan siyasal yapının yansımalarını içeriyor. Yani deyim yerindeyse, her alanda derin bir çöküşü, yozlaşmayı, hatta çürümeyi görüyoruz.

Kuşkusuz tüm bunların tek bir nedeni yok; hepsi birbirine bağlı ve bağımlı.

Sürekli adalet, hukuk ve insan haklarından söz ediyoruz. Ancak bir de asıl sorgulanması gereken var: eğitim sistemi.

Bize “altyapı, üstyapıyı belirler” tezi öğretilmiş ve her birinin ne anlam ifade ettiği de açıklanmıştır sürekli. Ancak asıl meseleyi anlamak için, yaşadığımız toplumsal çözülmenin ve yozlaşmanın dinamiklerine bakmak gerekiyor.

Sürekli yinelediğim iki ana sorunu çözemeyen Osmanlı, bunları Cumhuriyete devretmiştir. Nedir bu iki sorun derseniz:

- Toprak sorunu

- Aile sorunu

Biri tarım toplumunun dönüşümünü içerirken diğeri eğitimi ilgilendirir.

Ekonomisini kuramayan bir toplum, eğitimde de adalet sisteminde de siyasetinde de gelişmişlik gösteremez.

Bugünkü toplum düzenimize baktığımızda o derin çürüme ve yozlaşma hem günlük yaşamda hem de kurumsal yapılarda kendini çok net bir şekilde gösteriyor.

Hayır; bugüne geldiğimizde, “Biz; adil, şeffaf, temiz, eğitimli bir toplumuz” diyebilmemiz ne yazık ki imkânsız.

Çetelerin, gaspçıların, hırsızların, yağmacıların ortada cirit attığı bir topluma, öylesi bir “temiz toplum” gömleği biçemezsiniz.

Bunları tek tek örneklemeye ise söz yetmiyor.

Kadın cinayetlerinden tutun çocuk tacizlerine, çevre yağmasından tutun çeteleşmeye, dolandırıcılıktan tutun rüşvete hırsızlığa kadar, bir dolu örnek, her geçen gün etrafımızı kuşatıyor.

Kuralsızlık, vurdumduymazlık, iğretilik ve denetimsizlik de almış başını gidiyor.

Çarşıda, pazarda, her alanda, artık sıradanlaştı bunlar. Bu yadsınamaz çürümenin müsebbibi nedir derseniz: kötü yönetim.

Evet, devlet aygıtının işleyişi artık “ehil” ellerde değil. Ülke, giderek bir parti devletine, otokrasiye dönüşmüş durumda.

Ne yazık ki Cumhuriyetle gelen “çağdaşlaşma” düşüncesinin rafa kaldırıldığını görmekteyiz.

Yurttaşlık bilincinin yerine cemaat ve ümmet anlayışı inşa edilmekte.

Şimdi, Cumhuriyetin modernleşme hamlesi tamamen yok edilerek “Türkiye Yüzyılı” ve “yeni Türkiye” safsatasıyla, BOP ekseninde ABD ve Batı’nın jandarmalığına soyunan bir Türkiye var karşımızda. Üstelik bunu siyaset arenasında gündem yaparak perçinlemeye çalışan Türk-İslam sentezi ittifakı, Amerika’nın küresel ideallerinin adeta sözcülüğünü üstlenmiş durumda. ABD’nin Ankara büyükelçisinin adeta “yırtık don”dan çıkarcasına Türkiye için model biçmesi ve Dışişleri Bakanlığı’mızın bu aymazlık karşısında suskun kalması, işte o çürüme ve yozlaşmanın net bir göstergesi ve sonucudur.

Bugün, “milliyetçi-muhafazakâr” bir iktidar ittifakının görünen yüzü ile görünmeyen düşüncelerinin sonuçlarını çok iyi okumak gerekiyor. Çünkü gelinen noktada, bir toplumu çökertme projesinin 1947 Marshall Yardımı ve Truman Doktrini ile adım adım bugüne nasıl taşındığını görmekteyiz.

ABD’li tarihçi Dr. Griffin Tarpley, yakın zamanda bir televizyon konuşmasında şunun altını çiziyordu:

“Türkler, öncelikle Amerika ve İngiltere ile ittifakın ‘öldüren bir kucaklama’ olduğunu anlamalı; bir başka deyişle, İngiliz-Amerikalılar Türkleri öldürene kadar sevecekler. Türkleri Suriye’ye karşı kullanacaklar ve çatışmayı modern Türkiye’yi yok etmek için kullanacaklar.” (*)

Bence, toplumu her alanda çöküntüye, çürümeye ve yozlaşmaya iten hamlelerin nedeni de bundan başka bir şey olamaz. Hiç de topa, tüfeğe, silaha filan ihtiyaç yok. Bir toplumu topyekûn ele geçirince, çözülme de adım adım gelir zaten.

Bu memleketin bir vatandaşı olarak bize düşen, çarpıcı bir şekilde gözler önüne serilmekte olan toplumsal ve siyasal çürümenin farkındalığıyla, bu yozlaşmaya karşı eğitimin ve bireysel çabanın gücüne yaslanmaktır. Bana göre, çürümenin göstergeleri, sadece eleştiriyle değil, aynı zamanda değişim için umut verici eylemlerle yanıtlanmalı. Daha adil, şeffaf bir toplum için adım atmanın, tam zamanıdır sevgili okurum.

Elias Canetti, şunu diyordu:

“Açık kitle, kendi doğal büyüme dürtüsüne kendisini özgürce bırakan gerçek kitledir.” (**)

Evet, o özgürleşme bilinci de eylemlilikten geçiyor; tribünde maç seyredercesine seyre kapılıp söz değirmenine su taşımakla olmuyor ne yazık ki!

---

(*) “Türkiye, Başına Geleceklerin Farkında Değil mi?”, Dr. Griffin Tarpley.

(**) Kitle ve İktidar, Elias Canetti; Çev.: Gülşat Aygen, 2023, Ayrıntı Yay., 528 s.

Yazarın Son Yazıları

Türkiye’nin Doğu sorunu: Bu bir ‘Kürt reformu’ mu?

Yıllardır “sorun” olarak, temcit pilavı gibi ısıtılıp duran Kürt realitesi palyatif öneriler, siyasi manevralarla bugüne kadar taşındı.

Devamını Oku
05.12.2025
Kendi sesini bulmak

- Bu yazıyı bekleyen okuryazara

Devamını Oku
21.11.2025
Farkında olmak da erdemdir!

Bir çıyanı kınayamam.

Devamını Oku
07.11.2025
‘Labirent’ neyi anlatır?

Amin Maalouf, bir dünya romancısı.

Devamını Oku
24.10.2025
Suçlar, suçlular, müritler

Baştan başlayalım dilerseniz.

Devamını Oku
10.10.2025
Yazı yordamı

Her şey bir şeydir, belki de!

Devamını Oku
26.09.2025
Karanlığınız kadarsınız!

Borges, kendi körlüğünden söz ederken şunu diyordu...

Devamını Oku
12.09.2025
‘Ah, bu sessizliği anlat!’

'Nefes almak isteyen okur için...'

Devamını Oku
29.08.2025
Çürümenin göstergeleri

Türkiye’nin bugünkü gerçeği birçok açıdan irdelenmeye değer.

Devamını Oku
15.08.2025
Türkiye’den çürüme manzaraları: (1) Sayın dolandırıcı!

Size hanımefendi ya da beyefendi demeyeceğim çünkü siz bir hırsız, bir dolandırıcısınız!

Devamını Oku
01.08.2025
İroni değil, gerçek!

Bugün size, Anadoluhisarı’ndaki Şeyhülislam Yasincizâde Abdülvehhap Bey Yalısı’nda bir sabah kahvaltısında buluştuğum Ali Rıza Bozkurt ile yaptığımız uzun sohbetten söz etmek istiyorum.

Devamını Oku
18.07.2025
Cicero’nun cesareti var mı?

Lucius Cornelius Sulla dönemi; Roma’nın yozlaşmaya, siyasal erkin de çürümeye başladığı bir dönemdir.

Devamını Oku
04.07.2025
Geleceği kurmak için: Kütüphane

Şunu hemen söyleyeyim ki kütüphanem ile oldukça özel belgeler barındıran arşivimin bazı “açgözlü sahaflar”ın eline düşebileceği düşüncesinden dolayı endişeliyim!

Devamını Oku
20.06.2025
Aydınlanma nerede başladı, değişim nereye kadar?

Köy Enstitüleri bir uyanış hareketiydi. Tarım toplumu olan Türkiye’nin kırsal kalkınmasıyla değişim dönüşüme uğrayabileceğinin ilk hamlelerindendi.

Devamını Oku
06.06.2025
Kendimizi unutmamak için

Annem öldü.

Devamını Oku
23.05.2025
Benim İstanbul çağım

Benim İstanbul çağım

Devamını Oku
09.05.2025
‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

Devamını Oku
25.04.2025
Hayal değil, gerçek!

Hayal değil, gerçek!

Devamını Oku
11.04.2025
Sen beni dönüştür

Sen beni dönüştür

Devamını Oku
28.03.2025
‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

Devamını Oku
14.03.2025
Görebilseniz eğer...*

Görebilseniz eğer...*

Devamını Oku
25.02.2025
Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Devamını Oku
11.02.2025
Çaltıözü’de sabah

Çaltıözü’de sabah

Devamını Oku
28.01.2025
Kendi ‘kör kuyu’larımız

Kendi ‘kör kuyu’larımız

Devamını Oku
14.01.2025
Uğultulu zamanlar

Uğultulu zamanlar

Devamını Oku
31.12.2024
‘İlgilen ve ilişkilen’dir

‘İlgilen ve ilişkilen’dir

Devamını Oku
17.12.2024
‘Sen bana neler öğrettin?’

‘Sen bana neler öğrettin?’

Devamını Oku
03.12.2024
Anlatısız toplum

Anlatısız toplum

Devamını Oku
19.11.2024
‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

Devamını Oku
05.11.2024
Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Devamını Oku
22.10.2024
Edebi buluşmaların anlamı

Edebi buluşmaların anlamı

Devamını Oku
08.10.2024
Kötülüğü nerede aramalı?

Kötülüğü nerede aramalı?

Devamını Oku
24.09.2024
Kapitalizmin çirkin yüzü

Kapitalizmin çirkin yüzü

Devamını Oku
10.09.2024
Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Devamını Oku
27.08.2024
Belleğin çağrısı

Belleğin çağrısı

Devamını Oku
13.08.2024
Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Devamını Oku
30.07.2024
Eski sözlerde, yeni bakışlar

Eski sözlerde, yeni bakışlar

Devamını Oku
16.07.2024
CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

Devamını Oku
02.07.2024
Bir bahçe kurmak

Bir bahçe kurmak

Devamını Oku
18.06.2024
Bize dokunan hikâyeler...

Bize dokunan hikâyeler...

Devamını Oku
04.06.2024