Farkında olmak da erdemdir!
Feridun Andaç
Son Köşe Yazıları

Farkında olmak da erdemdir!

07.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir çıyanı kınayamam. Doğada yeri olduğuna göre değeri de vardır.

Peki, aklı olan bir canlıyı neden kınarız, eleştiririz, örseleriz kimi zaman?

Elbette bizi tepkisiz bırakmayan yaptığı eylemin verdiği zararlar, açtığı yaralar, getirdiği yıkımlardır...

Şu da var ki çağımız soysuzluğun önünü ha bire açıyor. Küresel kapitalizm, hayatı yağmaladığı kadar, insan ruhunun kamaşmasına da yol açıyor. Yıkıcılığın kökenleri burada aranmalı aslında.

Kapitalizm, kendisiyle çok da eskilerde tanışmamış olsak da ülkemizde ne idüğü belirsiz “yeni insan” prototipini yaratmayı başardı ve bu tip, her gün her yerde, her olay ve durumda karşımıza çıkabiliyor.

Bu yeni insan tipinin en sıradan örnekleri, değer yaratmak bir yana, tersine her şeyi değersizleştirerek bir hamamböceği gibi yaşıyor ve yalnızca kendilerinin çıkarına olacak şeylerin peşine düşüyorlar. Sayelerinde “voleyi vurmak” veya “para her kapıyı açar” gibi ifadeler, sıkça karşılaştığımız durumlar karşısında en çok duyduğumuz sözler oluyor.

Oysa çürüme her yanda. Değer yitimi, yozlaşma, ikiyüzlülük, aldatma, yalan, muhteris bir gözün hem canı hem de sancısı.

Emek nedir bilmezler ve üretmenin nasıl bir değer olduğunun çok uzağındalar. Bilgi, beceri ediniminde yoklar, ancak gösteriş budalalığında hemen oradalar.

Ortak yaşama kültürü nedir, insana saygı neden gereklidir, hayatın sürekliliği nerededir bilemezler. Tükettikçe var olduklarına inanırlar. Ve büyük bir hızla yalnızca üretilen ya da popüler olanı değil, etrafındaki insanları da tüketirler.

Oysa farkında olmak da bir erdemdir. Dönüp bakmak “Ne yaptım, ne yapıyorum” demek de.

ÇIKIŞSIZ YOL 

Toplumu sinsi sinsi yozlaştıran çürümenin eser sahiplerine sesleniyorum:

Bir korosunuz siz. İki sesli, iki tınılı, iki benli.

Yalansınız siz. Çıkışsız yol işaretleri gibi. Dönülmez, bakılmaz, geçilmez.

Bir zamanlar yol işaretlerinizde, “Her şey mubah” yazıyordu. Her şeye geçit veriyordu ruhunuz, aklınız.

İnsan emeğini hiçe saydığınızın farkında bile değildiniz. Sonradan görmelik bir yakan toptu. Yalansa lavlardan kalan kül. Hepiniz durdunuz burada.

Kimin bu ülke, demediniz hiç!

Kimin bu yer, bakmadınız hiç!

Kimin bu konuştuğumuz dil, bilmediniz hiç!

Kimin bu yalan, görmediniz hiç!

Bir çakaldınız belki, yolsuz, izsiz…

Belki de ifrittiniz eski masallardan çıkıp gelen.

Ama ben, yalanlarınıza bakarak sizi açgözlüler safında görüyorum daha çok.

Sabahımızı çalan, göz nurumuzu tüketen, insan onurunu aşağılayan, ancak tükettikçe var olduğunu sanan bir HİÇ’siniz belki de.

Evet, açın Elias Canetti’nin Körleşme’sini okuyun isterseniz.

Söylediklerim ne bir eksik ne de bir fazla.

İnsan soyu eğer ruh/duygu kamaşması yaşıyorsa çakallaşır; ifrit içindeki zehir, muhterislikse ruhundaki kamaşmanın acısıdır.

YÜZÜNÜZ SİZİN OLSUN!

Aynasız kalmak demeli buna, görmeyen, bakmayan, hissetmeyen…Bakışsız yaşamak diğer adı.

Çünkü her yere kolaylıkla sızıyorsunuz. Gösteriş budalası olduğunuzdan, elinizdeki kandille gezinmeyi hüner sanıyorsunuz.

Bir yanınız tufeyli, öte yanınız çakallar soyundan. Çağımızın yetiştirdiklerinden yani.

Çalmak en büyük hüneriniz:

Rol çalmak, ruh çalmak, hak çalmak, akçe çalmak… Yüzünüz sizin olsun, yüzsüzlüğünüzü anlatın daha çok.

BUDALALIK ÇAĞI 

Yakışanı yaptığınızı söylüyorsunuz her yerde. Sizin gibilerin birincil özelliğidir bu. Çünkü bukalemunlukla budalalık aynı yerde nefes alır.

“Akrep gibisin kardeşim,

Korkak bir karanlık içindesin, akrep gibi.”

Kafdağı’nın ardı sandığınız bir ülke yarattınız kendinize. Tepinerek yaşayıp öğürerek soludunuz. Kir ve pas kokan nefesinizle yalanlar bahanesi yarattınız kendinize. Ne emek vardı gözünüzde ne de insan onuru. Vaşak gibi bakıyor, sansar gibi kaçıyordunuz yalanla ördükleriniz duyulunca. Ama daha çok, şairin, “Akrep gibisin kardeşim” şiirini yakıştırıyordum sizlere.

Budalalık çağının cüceleriydiniz, farkında değildiniz.

Bilmiyordunuz doğanın yasalarını.

Yaşamda “temel itici güç” nedir, umurunuzda değildi. Oysa, Marx tanımlamıştı sizin gibileri: Asalak! Oysa çalışmak aynı zamanda kendini üretmektir. Sizse her şeyi tüketmek için vardınız.

Ama artık gelip dayandığınız duvar, hem tükettiklerinizi hem de budalalığınızı yansıtmakta. Ve her şey iyice açığa çıkınca sizin için de yolun sonu olacak. Çünkü bu da kaçınılmaz, tıpkı doğanın sizin hiçe saydığınız diğer yasaları gibi. 

Yazarın Son Yazıları

Türkiye’nin Doğu sorunu: ‘Sorun’un öte yanı

Yabancı devletler, bugünkü dolaylı müdahaleyle Türkiye’yi kıskaç altına almaktadır.

Devamını Oku
19.12.2025
Türkiye’nin Doğu sorunu: Bu bir ‘Kürt reformu’ mu?

Yıllardır “sorun” olarak, temcit pilavı gibi ısıtılıp duran Kürt realitesi palyatif öneriler, siyasi manevralarla bugüne kadar taşındı.

Devamını Oku
05.12.2025
Kendi sesini bulmak

- Bu yazıyı bekleyen okuryazara

Devamını Oku
21.11.2025
Farkında olmak da erdemdir!

Bir çıyanı kınayamam.

Devamını Oku
07.11.2025
‘Labirent’ neyi anlatır?

Amin Maalouf, bir dünya romancısı.

Devamını Oku
24.10.2025
Suçlar, suçlular, müritler

Baştan başlayalım dilerseniz.

Devamını Oku
10.10.2025
Yazı yordamı

Her şey bir şeydir, belki de!

Devamını Oku
26.09.2025
Karanlığınız kadarsınız!

Borges, kendi körlüğünden söz ederken şunu diyordu...

Devamını Oku
12.09.2025
‘Ah, bu sessizliği anlat!’

'Nefes almak isteyen okur için...'

Devamını Oku
29.08.2025
Çürümenin göstergeleri

Türkiye’nin bugünkü gerçeği birçok açıdan irdelenmeye değer.

Devamını Oku
15.08.2025
Türkiye’den çürüme manzaraları: (1) Sayın dolandırıcı!

Size hanımefendi ya da beyefendi demeyeceğim çünkü siz bir hırsız, bir dolandırıcısınız!

Devamını Oku
01.08.2025
İroni değil, gerçek!

Bugün size, Anadoluhisarı’ndaki Şeyhülislam Yasincizâde Abdülvehhap Bey Yalısı’nda bir sabah kahvaltısında buluştuğum Ali Rıza Bozkurt ile yaptığımız uzun sohbetten söz etmek istiyorum.

Devamını Oku
18.07.2025
Cicero’nun cesareti var mı?

Lucius Cornelius Sulla dönemi; Roma’nın yozlaşmaya, siyasal erkin de çürümeye başladığı bir dönemdir.

Devamını Oku
04.07.2025
Geleceği kurmak için: Kütüphane

Şunu hemen söyleyeyim ki kütüphanem ile oldukça özel belgeler barındıran arşivimin bazı “açgözlü sahaflar”ın eline düşebileceği düşüncesinden dolayı endişeliyim!

Devamını Oku
20.06.2025
Aydınlanma nerede başladı, değişim nereye kadar?

Köy Enstitüleri bir uyanış hareketiydi. Tarım toplumu olan Türkiye’nin kırsal kalkınmasıyla değişim dönüşüme uğrayabileceğinin ilk hamlelerindendi.

Devamını Oku
06.06.2025
Kendimizi unutmamak için

Annem öldü.

Devamını Oku
23.05.2025
Benim İstanbul çağım

Benim İstanbul çağım

Devamını Oku
09.05.2025
‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

Devamını Oku
25.04.2025
Hayal değil, gerçek!

Hayal değil, gerçek!

Devamını Oku
11.04.2025
Sen beni dönüştür

Sen beni dönüştür

Devamını Oku
28.03.2025
‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

Devamını Oku
14.03.2025
Görebilseniz eğer...*

Görebilseniz eğer...*

Devamını Oku
25.02.2025
Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Devamını Oku
11.02.2025
Çaltıözü’de sabah

Çaltıözü’de sabah

Devamını Oku
28.01.2025
Kendi ‘kör kuyu’larımız

Kendi ‘kör kuyu’larımız

Devamını Oku
14.01.2025
Uğultulu zamanlar

Uğultulu zamanlar

Devamını Oku
31.12.2024
‘İlgilen ve ilişkilen’dir

‘İlgilen ve ilişkilen’dir

Devamını Oku
17.12.2024
‘Sen bana neler öğrettin?’

‘Sen bana neler öğrettin?’

Devamını Oku
03.12.2024
Anlatısız toplum

Anlatısız toplum

Devamını Oku
19.11.2024
‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

Devamını Oku
05.11.2024
Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Devamını Oku
22.10.2024
Edebi buluşmaların anlamı

Edebi buluşmaların anlamı

Devamını Oku
08.10.2024
Kötülüğü nerede aramalı?

Kötülüğü nerede aramalı?

Devamını Oku
24.09.2024
Kapitalizmin çirkin yüzü

Kapitalizmin çirkin yüzü

Devamını Oku
10.09.2024
Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Devamını Oku
27.08.2024
Belleğin çağrısı

Belleğin çağrısı

Devamını Oku
13.08.2024
Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Devamını Oku
30.07.2024
Eski sözlerde, yeni bakışlar

Eski sözlerde, yeni bakışlar

Devamını Oku
16.07.2024
CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

Devamını Oku
02.07.2024
Bir bahçe kurmak

Bir bahçe kurmak

Devamını Oku
18.06.2024