Bir tarafta önce morale sonra çıkışa büyük gereksinimi olan Adanaspor. Karşısında ise şampiyonluk yolunda puan kaybına tahammülü olmayan Beşiktaş. Şehre son şampiyon gelmiş ama tribünlerin yarısı bile dolu değil. Ve sadece misafir takımın taraftarlarının sesi çıkıyor. Siyah - Beyazlılarda artık ilk on birin her hafta değişmesi sürpriz değil; bazen zorunluluktan bazen de tercihen. Çarşamba akşamı oynanacak Benfica maçını düşünerek Şenol Güneş bazı oyuncularını da İstanbul’da bırakınca ilginç bir takım çıkıyor ortaya. Savunma zaten yap-boz tahtası. Bu kez göbekte Atınç, sol bekte ise sağ ayaklı Beck var.
Ali Palabıyık’ın maçı başlatmasının ardından geçen 11 dakikada Siyah - Beyazlılar organize ataklarla rakibi üzerinde baskı yaratamıyor ama Kartal’ın ilk golü de o dakikada geliyor; Oğuzhan’ın harika derinlemesine pasını düzgün bir vuruşla hedefe gönderen Aboubakar’la. Ardından 6 dakika sonra da kazanılan penaltıyı Cenk’in kullanmasıyla da 2. gol.
Bundan sonra Beşiktaş’ın arzusu oyunun yönetimini elde tutup kazaya uğramamak. Sakin ve sabırlı biçimde skoru artırmak. Nitekim ardı ardına pozisyonlar yakalıyor Kartal. Ama Quaresma eziyor, Gökhan Gönül eziyor, Tolgay dağlara taşlara vuruyor… Adana’nın tek amacı gücü yettiğince skoru değiştirmek.
Ama bu yönde belirgin bir çözüm üretemiyorlar. Turuncu - Beyazlılara bu çözümü Tolgay sağlıyor; 55’te kritik noktada kaptırdığı top en sonunda Atınç’ın Koman’la topa birlikte hareketi penaltıyla sonuçlanıyor. Turuncu - Beyazlılar da Magaye Gueye ile farkı bire indiriyor. Bu arada Beşiktaş yakaladığı pozisyonları yine harcamaya devam ediyor. 64’de Tolgay yerini Gökhan İnler’e bırakıyor. 71’de de Bekir Yıldız’ın Atiba’ya sert hareketi kırmızı kart getirince Adana 10 kişi kalıyor.
Ama değişen bir şey yok. Beşiktaş 55. dakikaya kadar olgun bir takımken golü yedikten sonra uyumsuz bir takıma dönüşüyor garip bir şekilde. Ve kolay maç nasıl zora sokulur örneği veriyor Siyah - Beyazlılar.
Bu yüzden son dakikalara gergin giriyor Beşiktaş.
Sonuçta Beşiktaş önce kolaylaştırdığı sonra zorlaştırdığı maçı 3 puanla kapatmayı başarıyor

Kolayken zorlaştı
Yazarın Son Yazıları
Fikstür çekiminin üstünden daha bir hafta bile geçmedi. Ama kimse içerdiği haksızlıklar üzerine konuşmuyor.
Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Beşiktaş’ta çok isabetli gözüken iki transfer yapılmış, hele Abraham gibi çok renkli bir santrfor gelmiş ama hâlâ laf edenler var.
Cemal Süreya demiş ki: “Bir takım ol Mesela Beşiktaş gibi De ki, Şerefim bitene kadar Seveceğim seni” Üstat bu sözleriyle şerefiyle kazanmayı her şeyin üstünde tutan sporseverlere tercüman olmuş. Futbola felsefi açıdan bakan ve belki de futbolun en politik figürü olan “filozof” unvanlı eski Brezilyalı futbolcu Dr. Socrates ise şu ünlü sözleri sarf etmişti: “Futbol sadece bir oyun değildir, o bir kültürdür, o bir direniş şeklidir.”
Hedefleri büyük tutmak başka bir şey, boş hayaller yayıp peşine takılmak ise bambaşka bir şey.
Futbolda en fazla sevdiğimiz, heyecanlandığımız transfer döneminin içindeyiz. Resmi olarak başlamasa da.
En sonunda anladım ki istediğin kadar güzel anlat “anlama” anlatılamıyor. Bu bir kapasite ya da vizyon meselesi.