Yemiyor yine bizimki. Artık bu konu ile uğraşmaktan yorulmuş bunalmış aileler. Çocuğunuz tabağındaki yemeğe burun kıvırıyor, sürekli aynı birkaç besini yemek istiyor, yeni tatlara kapalı davranıyor mu? Birçok aile için bu tanıdık bir sahne. Çocuklarda seçici yeme davranışı, aslında sanıldığından daha yaygın bir durum. Fakat bu sadece “naz” ya da “inat” değil; bazen sağlığı etkileyen, bazen de tanı konulabilir bir yeme bozukluğunun işareti olabiliyor.
SEÇİCİ YİYİCİ ÇOCUK NE DEMEK?
Seçici yiyici çocuklar, genellikle sınırlı sayıda besini tercih eden, yeni tatlara kapalı ve öğünlerde sık sık direnç gösteren çocuklardır. Çoğu zaman yalnızca makarna, patates, ekmek veya belli birkaç atıştırmalıkla beslenmek isterler.
Bu davranış, gelişimin doğal bir parçası olarak görülebilir. Özellikle 2–6 yaş arasında birçok çocukta “yeni gıdaya karşı temkinlilik” olur. Ancak bu süreç çok uzun sürüyorsa ve besin çeşitliliği ciddi şekilde azalıyorsa, sorun haline gelebilir. Dönem dönem oluyor ve düzeliyor mu ? Yoksa giderek artıyor ve açlık ile baş edemiyor musunuz? İşte buradaki seviye önemli.
NEDEN ÖNEMLİ?
Beslenme, çocuk gelişiminin temel taşıdır. Yeterli çeşitlilik olmadığında:
• Vitamin ve mineral eksiklikleri görülebilir (örneğin demir, D vitamini veya çinko eksikliği).
• Büyüme geriliği ya da kilo problemleri ortaya çıkabilir.
• Tek tip beslenme bağışıklık sistemini zayıflatabilir.
• Psikososyal etkiler de olabilir: aile sofraları gerginleşir, çocuk okulda yemek saatlerinde zorlanır.
ARFID NEDİR?
Bu kavramı duydunuz mu bilmiyorum ama son yıllarda artık bilinir oldu, ama yine de çok yeni. Seçiciliğin ötesinde, bazı çocuklarda ARFID (Avoidant/Restrictive Food Intake Disorder) yani Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu gelişebilir.
ARFID, yalnızca damak zevkine dayalı bir seçicilik değildir. Çocuk:
• Yiyeceğin dokusundan, kokusundan yoğun şekilde rahatsız olabilir,
• Boğazına takılma, kusma korkusu yaşayabilir,
• Ya da geçmişte kötü bir deneyim (örneğin boğulma) nedeniyle belirli gıdalardan uzak durabilir.
Sonuçta, günlük enerji ve besin ihtiyacını karşılayamayacak kadar kısıtlı bir beslenme tablosu ortaya çıkar.
NE SIKLIKLA GÖRÜLÜYOR?
Araştırmalar, okul öncesi dönemde çocukların yaklaşık %20–30’unun belirgin seçicilik gösterdiğini söylüyor.
ARFID ise daha nadir, toplumda %1–5 civarında görülüyor ama son yıllarda daha çok tanınmaya başlandı.
NE YAPMALI?
1. Sabırlı olun, zorlamayın. Yemek saatleri savaş alanına dönüşmemeli.
2. Model olun. Çocuğunuz sizi sebze yerken, yeni tatları denerken görsün.
3. Küçük adımlar. Yeni bir yiyeceği önce tabağa koyun, koklamasına izin verin, zamanla minik lokmalar teşvik edin.
4. Renk ve oyun. Tabakta farklı renkler kullanmak, yiyecekleri eğlenceli şekilde sunmak işe yarayabilir.
5. Profesyonel destek. Eğer çocuk büyüme geriliği yaşıyor, besin çeşitliliği çok azsa veya öğünler aşırı stresli geçiyorsa, bir çocuk beslenme uzmanı veya çocuk psikoloğuna danışmak gerekir.
Ne yapmalı kısmını yazarken içimde bu konular ile yıllardır uğraşan anne “o kadar kolaydı sanki!” diyor. Asla kolay değil ama sabırla devam ettiğinizde değişim mümkün. 24 Eylül Çarşamba akşamı bu konu ile ilgili tüm detaylar anlatacağım online bir eğitimim var. Katılmak isteyenler gunes.aksus@diyetaktif.com’a mail atabilirler. Çocukların sağlıklı büyümesi için bunu konuşmalı ve elimizden geleni yapmalıyız.
Her seçici çocuk ARFID değildir, ama her seçici yeme davranışı da “geçer” diye göz ardı edilmemelidir. Küçük yaşta kazanılan beslenme alışkanlıkları, ömür boyu sağlığı etkiler. Önemli olan sabır, doğru yönlendirme ve gerektiğinde profesyonel destek almaktır.