Kilo vermek denince çoğumuzun aklına ilk gelen, hızlıca birkaç beden incelmek olur. Sosyal medya sayfaları, “5 günde 5 kilo” vadeden diyetlerle dolu. En dayanılmazı da uzmanların bile artık 1 haftada 5 kilo, 7 kilo diye reklam yapmaları. Yalan yok, çok eskiden de yok muydu? Vardı ama biz de şöyle derdik.. “Tabii onlar diyetisyen değil, gerçek uzman olmadıkları için böyle yanlış bilgiler ile zarar verebiliyorlar, bilmedikleri için korkmuyorlar” derdik kızarak. Şimdi? Maalesef ortalık karıştı, sosyal medya! Dikkat çekmek için yapılan paylaşımlar sizi sağlığınızdan edebilir. Hızlı yöntemler var mı? Olabilir, ama gelin dürüst olalım. Bu yollar ne kadar sürdürülebilir? Vücudumuz mucizeler yaratabilecek kadar zeki; ona iyi davrandığınızda hem sağlığınızı korur, hem de ideal kilonuza ulaşmanıza yardımcı olur. Bugün, “hızlı ama sağlıklı” kilo kaybının mümkün olan yüzünü konuşalım. Anahtar kelimemiz ''tokluk'' olsun.
TOKLUK HİSSİ: ASLINDA NE ARIYORUZ?
Kilo vermeye çalışırken en büyük düşman açlık değil, tatmin olamamak hissidir. Karnınız doymuştur belki ama beyniniz hâlâ bir şeyler ister. Bu yüzden ilk adım şu soruyu sormaktır: Gerçekten aç mıyım, yoksa duygusal bir boşluğu mu doldurmaya çalışıyorum?
Bu farkındalığı kazandıktan sonra, sırada işin fizyolojik kısmı var.
1. KAN SEKERİNİ DENGELE, AÇLIĞINI YÖNET
Kan şekeri seviyeniz gün içinde çok dalgalanıyorsa, aniden bastıran tatlı krizleri, halsizlik ya da sinirlilik sizi sık sık yemeğe yönlendirebilir. Bu durumu önlemenin yolu, karbonhidrat seçimlerinizde ve öğün düzeninizde yatıyor:
- Basit karbonhidratlardan (şeker, beyaz ekmek, hamur işleri) uzak durun. Bunlar hızla kana karışır, ani yükselişin ardından keskin bir düşüş getirir.
- Onun yerine tam tahıllar, sebzeler, kurubaklagiller gibi lifli karbonhidratlar tercih edin. Lif, sindirimi yavaşlatır, sizi daha uzun süre tok tutar.
- Öğünlerinizi proteinle dengeleyin: Yumurta, yoğurt, peynir, balık ya da baklagiller hem kan şekerini dengeler hem de kas kaybını önler.
2. 'HACİMSEL BESLENME' İLE BEYNİ RAHATLAT
Daha çok yemek yiyerek kilo vermek kulağa garip geliyor olabilir ama hacimsel beslenme tam olarak bunu vadediyor. Yüksek su ve lif içeriği olan sebzelerle tabağınızı doldurduğunuzda, mide hacmi dolarken kalori alımınız düşük kalır.
- Öğünlerinize koca bir kase salata ekleyin.
- Çorba içmek, özellikle sebze bazlıysa, tokluğu artırır.
- Haşlanmış sebzeler, fırınlanmış kabak, biber, brokoli gibi gıdalarla tabağınızı zenginleştirin.
3. ARA ÖĞÜN STRATEJİSİ: GERÇEKTEN GEREKLİ Mİ?
Ara öğün önerileri kişiye göre değişir. Kan şekeri çok oynayan biriyseniz küçük ara öğünler faydalı olabilir.
İdeal bir ara öğün örneği:
- 1 avuç çiğ badem + 1 yeşil elma
- 1 dilim tam buğday ekmeği üstüne avokado + çörek otu
- Ev yapımı kefir + tarçın
Tarçının kan şekerini dengelemeye destek olduğunu unutmayın.
4. UYKU, STRES VE YEME DAVRANIŞI
Az uyuduğunuzda ghrelin (açlık hormonu) yükselir, leptin (tokluk hormonu) baskılanır. Bu da gece dolap başı kaçamaklarının bilimsel açıklamasıdır. Ayrıca yüksek stres kortizol hormonunu artırarak yağ depolanmasını tetikler. Öneri:
- Günde en az 7 saat uyumaya çalışın.
- Meditasyon, yürüyüş, nefes egzersizleri gibi stres yönetimi yöntemlerini günlük rutininize katın.
5. SU İÇMEK: EN UCUZ VE ETKİLİ YÖNTEM
Bazen açlıkla susuzluğu karıştırırız. Yemek yeme isteği geldiğinde önce bir bardak su içmeyi deneyin. Vücudunuzun neye ihtiyacı olduğunu dinlemeyi öğrenin.
HIZLI DEĞİL, AKILLICA KİLO VERİN
Evet, bazı insanlar metabolik olarak daha hızlı kilo verir. Ama herkesin yolu farklıdır. Önemli olan sürdürülebilir bir alışkanlık sistemi kurmak. Kilo kaybı bir hedef değil, sağlıklı bir yaşamın yan ürünü olmalı. Ne olursa olsun gördüğünüz her şeye inanmayın, doğru yoldan çıkmayın.