Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Batı'nın Gustosu, Doğu'nun İhtişamı
İsmini güzellik tanrıçası Afrodit’ten alan “Afrodisiyas” için düzenlenen Vural Gökçaylı defilesinde önceki gece tam “Afrodit”e layık bir zarafet ve estetik gecesi yaşadık.
\nDefilenin ana sponsoru bankacı Florian Marxer, veciz biçimde bunu gecenin takdim konuşmasında özetledi: “Bu bir güzellik gecesi olacak!” dedi: “İstanbul gibi harikulade bir şehir ve bulunduğumuz bu harikulade -Koç müzesi!- yerde; ismini Afrodit’ten alan Afrodisiyas için harikulade bir gece yaşayacağız. ‘Güzellik’, gecenin düsturu olacak. Güzel kadınların takdim ettiği güzel giysiler göreceğiz. Güzellik tanrıçasından güzel giysilere uzanan çember böylelikle tamamlanmış olacak!”
\nBir bankacı için şiirsel bir takdim değil mi?
\nSalondaki ışıklar kararıp, krem renkli ilk pantolon takım podyumda belirince, Marxer’in sözlerinin yalnızca şiirsel bir vaat olarak kalmayacağını hemen anladık. \t
\nMükemmel silüetler, mükemmel dikiş, mükemmel kumaşlar ve işçilik…
\nGüçlü, klasik renkler: Krem, siyah, Valentino kırmızısı, az miktarda sarı ve lila ve modanın klasik ustalarında görmeye alıştığımız bir çizgi hâkimiyeti…
\nZarafetin milimetrik terazisine vurulmuş, “mimari kesimle” kullanılan “cüretkâr” dekolteler ve o cüretkâr dekolteler yanında, Hayrinnüsa Gül’ün “stilletto”larına asla yaklaşamayan ölçülerle dengelenen ökçeler…
\nYıllardır böyle güzel bir defileye gitmemişim. Gençliğimi anımsatan nostaljik müzikler -“Je reviens te chercher!”- eşliğinde; bir “klasik zarafet/klasik şıklık/klasik güzellik” defilesi izlemek yaşadığımız bu boğucu atmosferde bana iyi geldi. İnceliklerin hâlâ -gitgide bir “gettoya” sıkışsa da!- var olduğunu; modanın -Alev Alatlı’nın ünlü deyimiyle!- “paçozluk” değil bir vakitler “şıklık” olmuş olduğunu böylece hatırlamış oldum.
\nGökçaylı’nın siyahlara kattığı asalete bayıldım.
\nBildiğiniz düzayak “siyah” renk… Bu kadar asil mi kullanılır?
\nDefile sonrası konuştuğumuz Gökçaylı; “Ben çağdaş moda yapıyorum!” dedi: “Çağdaş modada Anadolu medeniyetlerinden -Selçuklu, Osmanlı, Roma-Bizans motiflerini bir yerlere sıkıştırıyorum. Sivas Divriği Camisi üzerinden -misal!- motifleri alıp, giysilerime taşıyorum. Bir 4. Murat kaftanı; Rüstem Paşa Camisi motiflerinden etkileniyorum. Ama onlara her daim çağdaş bir gözle yaklaşıyorum.”
\nBu çağdaş Batı-Doğu geçişkenliğine en özgün örneklerden biri, defilenin “gece kıyafetleri” bölümünde sergilenen çarliston havalı/dökümlü biri krem diğeri şampanya renkli son tuvaletlerdi. Tuvaletlerin üstleri Osmanlı motifleriyle bezenmişti ama kesim ve genel havaları açısından “Armani”ye taş çıkartan yalınlıktaydılar.
\nVenedik kumaşları, \t\tOsmanlı kaftanları
\nBatı-Doğu geçişkenliğine örnek bağlamında aynı gece, neredeyse aynı saatlerde, Topkapı Sarayı’nın “Hasahırlar” bölümünde; “Venedik ve İstanbul: Olağanüstü İlişkiler Dokusu” isimli ilginç bir “dokumalar ve kaftanlar” sergisinin açılışı da vardı.
\nAsırlık Osmanlı kaftanlarında kullanılan değerli Venedik kumaşları -zengin damasklar, brokarlar ve kadifeler-; Osmanlı kültürünün Batı ile kurabildiği ilk temas noktası olan Venedik’ten hangi oranda etkilendiğini gözler önüne seriyordu.
\nVenedik’le girişilen onca savaşa rağmen; “Venedik dokumaları”, Osmanlı padişahlarının favori kumaşları olagelmiş. “İtalyan ipeklilerine zaaf”, kumaşlardaki “kırmızı renk ve altın kullanımı” ile bol miktarda oryantal çiçek ve lale deseninden kaynaklanıyormuş. Henüz yeni kurulan Monti kabinesinin çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Giulio Terzi di Sant’Agata’nın ayağının tozuyla açtığı sergi, -tekstil ve bu özel kültür alışverişine ilgi duyanlar için!- ocak ayına dek açık kalacak.
\nGörsellik şöleni masalar…
\nBatı ile Doğu’nun iç içeliğini sergileyen haftanın diğer çarpıcı etkinliği; Çiğdem Simavi başkanlığındaki KÜSAV’ın organize ettiği masa ve yaşam sanatı sergisiydi…
\nBaştan sona yenilenen Divan Oteli’nin bodrum katına yayılan geniş bir alana kurulan “şıklık sofraları”; son zamanda gördüğüm en oyuncaklı ve ilginç sergilerden biriydi…
\nİtalya’da genelde büyük antikacılar sokaklarında Noel arifesi kurulan bu “şık sofra” sergilerinin Türkiye’deki örneğine ben ilk kez burada denk geldim.
\nDivan’ın bodrumunda Armani’den Christofle, Baccarat’ya uzanan büyük Batı markaları sofralarıyla; Türk ve Batı alaşımını büyük bir doğallıkla iç içeleştiren özgün ve hoş örnekler vardı.
\nİkinci kategorideki masalar benim daha çok ilgimi çekti. Bu bağlamda favorim, Rıfat Özbek’in nenesinden kalma porselenlerle dekore ettiği “Bodrum kahvaltı masası” oldu. İnce belli çay bardakları ile türlü yemişler, zeytinler, peynirlerle donanmış masaya bakarken bile insanda hemen bir köşesine ilişmek arzusu uyanıyordu.
\n“Osmanlı sanatı uzmanı” Serdar Gülgün’ün, masa örtüsü yerine görkemli bir İran kilimi kullandığı masa; üzerindeki Çin porselenleriyle gene çok etkileyici bir Doğu-Batı senteziydi.
\nBinhan Kesici’nin keza kestane, nar ve güllerden oluşan çiçek yerleştirmesi ile Kütahya çinilerini bir araya getirdiği masası da alabildiğine zevkli ve özenliydi.
\nBu gece saat 21’e dek açık kalacak sergiyi, fırsat bulursanız gezin. Sizin favori masalarınız bakalım hangileri olacak?
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza