Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Batı'nın Gustosu, Doğu'nun İhtişamı

27 Kasım 2011 Pazar
\n

İsmini güzellik tanrıçası Afroditten alan Afrodisiyasiçin düzenlenen Vural Gökçaylı defilesinde önceki gece tam Afrodite layık bir zarafet ve estetik gecesi yaşadık.

\n

Defilenin ana sponsoru bankacı Florian Marxer, veciz biçimde bunu gecenin takdim konuşmasında özetledi: Bu bir güzellik gecesi olacak!dedi: İstanbul gibi harikulade bir şehir ve bulunduğumuz bu harikulade -Koç müzesi!- yerde; ismini Afroditten alan Afrodisiyas için harikulade bir gece yaşayacağız. Güzellik’, gecenin düsturu olacak. Güzel kadınların takdim ettiği güzel giysiler göreceğiz. Güzellik tanrıçasından güzel giysilere uzanan çember böylelikle tamamlanmış olacak!

\n

Bir bankacı için şiirsel bir takdim değil mi?

\n

Salondaki ışıklar kararıp, krem renkli ilk pantolon takım podyumda belirince, Marxerin sözlerinin yalnızca şiirsel bir vaat olarak kalmayacağını hemen anladık. \t

\n

Mükemmel silüetler, mükemmel dikiş, mükemmel kumaşlar ve işçilik

\n

Güçlü, klasik renkler: Krem, siyah, Valentino kırmızısı, az miktarda sarı ve lila ve modanın klasik ustalarında görmeye alıştığımız bir çizgi hâkimiyeti

\n

Zarafetin milimetrik terazisine vurulmuş, mimari kesimlekullanılan cüretkârdekolteler ve o cüretkâr dekolteler yanında, Hayrinnüsa Gülünstillettolarına asla yaklaşamayan ölçülerle dengelenen ökçeler

\n

Yıllardır böyle güzel bir defileye gitmemişim. Gençliğimi anımsatan nostaljik müzikler -“Je reviens te chercher!”- eşliğinde; bir klasik zarafet/klasik şıklık/klasik güzellikdefilesi izlemek yaşadığımız bu boğucu atmosferde bana iyi geldi. İnceliklerin hâlâ -gitgide birgettoyasıkışsa da!- var olduğunu; modanın -Alev Alatlının ünlü deyimiyle!- paçozlukdeğil bir vakitler şıklıkolmuş olduğunu böylece hatırlamış oldum.

\n

Gökçaylının siyahlara kattığı asalete bayıldım.

\n

Bildiğiniz düzayaksiyahrenk Bu kadar asil mi kullanılır?

\n

Defile sonrası konuştuğumuz Gökçaylı; Ben çağdaş moda yapıyorum!dedi:Çağdaş modada Anadolu medeniyetlerinden -Selçuklu, Osmanlı, Roma-Bizans motiflerini bir yerlere sıkıştırıyorum. Sivas Divriği Camisi üzerinden -misal!- motifleri alıp, giysilerime taşıyorum. Bir 4. Murat kaftanı; Rüstem Paşa Camisi motiflerinden etkileniyorum. Ama onlara her daim çağdaş bir gözle yaklaşıyorum.

\n

Bu çağdaş Batı-Doğu geçişkenliğine en özgün örneklerden biri, defilenin gece kıyafetleribölümünde sergilenen çarliston havalı/dökümlü biri krem diğeri şampanya renkli son tuvaletlerdi. Tuvaletlerin üstleri Osmanlı motifleriyle bezenmişti ama kesim ve genel havaları açısından Armaniye taş çıkartan yalınlıktaydılar.

\n

Venedik kumaşları, \t\tOsmanlı kaftanları

\n

Batı-Doğu geçişkenliğine örnek bağlamında aynı gece, neredeyse aynı saatlerde, Topkapı Sarayının Hasahırlarbölümünde; Venedik ve İstanbul: Olağanüstü İlişkiler Dokusuisimli ilginç bir dokumalar ve kaftanlarsergisinin açılışı da vardı.

\n

Asırlık Osmanlı kaftanlarında kullanılan değerli Venedik kumaşları -zengin damasklar, brokarlar ve kadifeler-; Osmanlı kültürünün Batı ile kurabildiği ilk temas noktası olan Venedikten hangi oranda etkilendiğini gözler önüne seriyordu.

\n

Venedikle girişilen onca savaşa rağmen;Venedik dokumaları”, Osmanlı padişahlarının favori kumaşları olagelmiş. İtalyan ipeklilerine zaaf”, kumaşlardaki kırmızı renk ve altın kullanımıile bol miktarda oryantal çiçek ve lale deseninden kaynaklanıyormuş. Henüz yeni kurulan Monti kabinesinin çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Giulio Terzi di SantAgatanın ayağının tozuyla açtığı sergi, -tekstil ve bu özel kültür alışverişine ilgi duyanlar için!- ocak ayına dek açık kalacak.

\n

Görsellik şöleni masalar…

\n

Batı ile Doğunun iç içeliğini sergileyen haftanın diğer çarpıcı etkinliği; Çiğdem Simavi başkanlığındaki KÜSAVın organize ettiği masa ve yaşam sanatı sergisiydi

\n

Baştan sona yenilenen Divan Otelinin bodrum katına yayılan geniş bir alana kurulan şıklık sofraları”; son zamanda gördüğüm en oyuncaklı ve ilginç sergilerden biriydi

\n

İtalyada genelde büyük antikacılar sokaklarında Noel arifesi kurulan bu şık sofrasergilerinin Türkiyedeki örneğine ben ilk kez burada denk geldim.

\n

Divanın bodrumunda Armaniden Christofle, Baccaratya uzanan büyük Batı markaları sofralarıyla; Türk ve Batı alaşımını büyük bir doğallıkla iç içeleştiren özgün ve hoş örnekler vardı.

\n

İkinci kategorideki masalar benim daha çok ilgimi çekti. Bu bağlamda favorim, Rıfat Özbekin nenesinden kalma porselenlerle dekore ettiğiBodrum kahvaltı masasıoldu. İnce belli çay bardakları ile türlü yemişler, zeytinler, peynirlerle donanmış masaya bakarken bile insanda hemen bir köşesine ilişmek arzusu uyanıyordu.

\n

Osmanlı sanatı uzmanı Serdar Gülgünün, masa örtüsü yerine görkemli bir İran kilimi kullandığı masa; üzerindeki Çin porselenleriyle gene çok etkileyici bir Doğu-Batı senteziydi.

\n

Binhan Kesicinin keza kestane, nar ve güllerden oluşan çiçek yerleştirmesi ile Kütahya çinilerini bir araya getirdiği masası da alabildiğine zevkli ve özenliydi.

\n

Bu gece saat 21e dek açık kalacak sergiyi, fırsat bulursanız gezin. Sizin favori masalarınız bakalım hangileri olacak?

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları