Kıbrıs'ta Aynı Hatalar Yapılmamalı - Tugay ULUÇEVİK
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kıbrıs'ta Aynı Hatalar Yapılmamalı - Tugay ULUÇEVİK

26.10.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sayın Ersin Tatar, KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasını Federal çözüm arayışına hayır! Çözüm eşit egemenlik temelinde Ada’da iki bağımsız ve egemen devletin varlığı olgusu üzerinde kurulur” şeklinde ifade edebileceğimiz  bir siyasi zemin üzerinde yürüttü.

Seçimi kazandı. KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde yemin etti. KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Beyefendi’yi kutluyor, milli Kıbrıs Davamız hakkında seçim öncesinde dile getirdiği vaatlerini yerine getirme imkânını bulmasını temenni ediyorum.

ESKİ FİLM YİNE VİZYONDA

Basında Sayın Ersin TATAR’ın bizim duruşumuz belli, BM’nin garantör ülkelerin de katılımıyla gayrı resmi 5’li toplantısına da katılırım” dediğini okudum.

BMGS’nin sözcüsü de 20 Ekim günü, yine BM’de yerleşik dili kullanarak, Bay Tatar’ın Kıbrıslı Türk lider olarak seçilmiş olduğunu not ettik” demiş. Sözlerine devamla BMGS iki tarafa ve bütün ilgili taraflara yenilenmiş müzakereler ihtimalini baltalayacak tek taraflı hareketlerden kaçınmaları çağrısını yapmaktadır. Uyuşmazlıkları çözmenin en iyi yolu uzun zamandan beri süregiden Kıbrıs sorununu için kalıcı çözümleri bütün Kıbrıslıların yararına olarak teşvik etmek suretiyle müzakerelere dönmektir” kerametinde bulunmuş.

Sayın Tatar’ın 26 Ekim günü ara bölgede Anastasiadis ile buluşacağı haber veriliyor.

Sanırım, BM yapımı eski film tekrar vizyona konulmaktadır.

EN BAŞINDAN DURUŞ ŞART

Şunu belirtmek istiyorum:

Öncelikle, BM sözcüsünün bu açıklamasına karşılık Sn. Tatar’ın adına Sayın Ersin Tatar Kıbrıs Türk Lideri olarak değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. BM bunu böyle bilmeli ve ifade edilmelidir” anlamında bir açıklama yapılması gerekir.

BM’ye ve diğer çevrelere böyle bir  duruş başlangıçtan itibaren gösterilmezse, eski tas eski hamam” olur. Çünkü bu masa BM parametreleri zemininde kurulmuştur.

Tatar, BMGS’nin yaptığı 5’li konferans teklifini kabul ettiğini ve katılacağını açıklamış. Hatırlatmak isterim: Şimdiki haliyle BM’nin o masasındaki tezgâhtan  sadece, adı “federasyon”, kendi mahalli muhtariyetten” farklı olmayan; Türkiye’nin etkin ve fiili garantilerinin en iyi ihtimalle sulandırıldığı ve Cumhurbaşkanı seçildiği kendi devletinin de lağvedilmesi sonucunu doğuran bir çözüm şekli çıkar. 

Böyle bir çözüm halinde de, Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamanarak AB’ye katılmış olacağı için, içinde Türkiye’nin yer almadığı AB ile bütünleşmiş olur.

Yani, kurucu Cumhurbaşkanı merhum Denktaş’ın Ben Türkiyesiz Cennet’e bile girmem” diyerek reddettiği Türkiyesiz AB’ye giriş tahakkuk etmiş olur.

BM’nin Kıbrıs müzakere masasına oturduktan sonra masayı devirmek kolay hattâ mümkün değildir.

BARIŞA EVET TESLİMİYETE HAYIR DENMELİ

Barış çağrısı, barış politikasına evet” ama Sayın Tatar KKTC Cumhurbaşkanı olarak davet edilmeden ve BMGS’nin iyi niyet görevi KKTC olgusuna, gerçeğine göre yeniden tarif edilmeden, eski parametreler sıfırlanıp KKTC gerçeğine uygun yeni parametreler belirlenmeden masaya oturulursa teslimiyetin ilk adımı atılmış olur.

BMGS’nin sıklıkla atıf yaptığı ve Sayın Akıncı’nın da federal çözüm yönündeki ısrarlı girişimlerinde dayanak olarak kullandığı 11 Şubat 2014 çerçevesi de en iyimser sonuçla  federal çözüm” üretmekten başka bir işe yaramaz.

Kıbrıs konusunda Egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüme” dayalı bir seçim kampanyası yürütmüş olan Tatar’ın BM’nin çözüm arayış masasına yaptığı davetleri ince eleyip sık dokumasında uluslararası toplum nezdindeki inandırıcılığı bakımından zaruret olduğu görüşündeyim.

BMGS Guterres’in AB üyesi olan bir devletin eski başbakanı olarak  Rumların savunduğu gibi AB ilkelerine ve değerlerine” göre çözüm peşinde olması doğaldır.

BMGS’nin Kıbrıs konusuna bakışı da bundan önceki BMGS’lerin görüşünden bir hayli farklıdır. Mesela, Cenevre Konferansı’nın öncesinde 12 Ocak 2017 günü basın toplantısında Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki toplumu için sağlam ve sürdürülebilir bir çözüm arıyoruz” şeklinde konuşmuştur.

BİZİM GÖRÜŞÜMÜZ BÖYLE MİDİR?

Yine, BMGS Guterres, 1960 güvenlik sisteminin zamanımızda sürdürülemez olduğu” görüşündedir. Bu görüşünü de Crans Montana’dan sonra taraflara bildirdiği adına Guterres Belgesi/Çerçevesi” denen fikirler manzumesinde açıklamıştır. Raporunda da vardır bu görüş.

Sayın Tatar’ın kapalı Maraş konusunda da, Taşınmaz Mal Komisyonu’ndan (TMK) yararlanarak mülkiyete ilişkin sorunları halletme düşüncesinde olduğu anlaşılıyor.

Tekrarlamak isterim: Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nde işgalci” olduğu, bu sebeple Türkiye’nin sanık” (defendant) olarak AİHM’de yargılandığı ve tazminat ödemeye mahkûm edildiği; KKTC’nin yok hükmünde ve Kıbrıs sorununun da Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında bir sorun” olduğu Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin”  kuzey toprağının tamamını kontrolü atında tutmasının KKTC’nin politikalarından ve işlemlerinden sorumlu olmasını gerektirdiği”; TMK’nin, KKTC’nin değil, Türkiye’nin bir yan yargı organı olduğu” gibi iddia ve anlayışların ürünü olan TMK’den mülkiyet ihtilaflarının hallinde ve bu çerçevede kapalı Maraş’ın açılmasında medet umulmasını, KKTC’nin yaşatılması arzu, irade ve çabalarıyla bağdaşır bulmuyorum.

AİHM kararları, KKTC’yi yok sayan bir zihniyetin siyasi kararlarına hukuk kisvesi giydirilmesini sağlayacak bir referanstır. Bugün KKTC’nin işine yarar gibi görünse de zamanı gelince bunlardaki her unsur KKTC’nin bağımsız ve egemen bir devlet olmadığı, hukuka aykırı bir fiil sonunda vukubulan işgal neticesi olarak yaratılan entity”nin meşru addedilemeyeceği hukuki mütalaasının dayanağı olarak korkarım karşımıza çıkarılacaktır.

Bunun belirgin işaretlerini Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova’nın BM üyeliği hakkında 2010 yılında verdiği istişari mütalaada  görmek mümkündür. Bu konuda 2010 yılında yayımladığım Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova Hakkındaki Kararı ve KKTC Gerçeği” başlıklı - bazı bilimsel kaynaklarda da atıf yapıldığına ve kaynak gösterildiğine tesadüf ettiğim - makalemde bu konuda etraflı bilgi vardır.

Türkiye, Kıbrıs Barış Harekâtımız sebebiyle AİHM’de açılan davalarda hükmedilen tazminatı davacıya ödemeyi uzun yıllar reddederek Kıbrıs konusunun gerçek mahiyetine uygun hareket etmiştir. Ama, Loizidou’nun açtığı davada Türkiye’nin hükmedilen tazminatı 2003te ödemesi sonucunda AİHM’nin aldığı kararlarla aslında Kıbrıs Türk halkının iradesine pranga vurulmuştur. KKTC’nin yok hükmünde olduğu iddiasına hukuki dayanak oluşturulmuştur.

SORUN HUKUKİ DEĞİL SİYASİ

Oysa, Kıbrıs sorunu siyasi bir sorundur. Hukuki yoldan bu sorunu halletmek mümkün değildir. Mülkiyet gibi sorunlar AİHM yoluyla değil, siyasi anlaşmaya dayalı kapsamlı çözüm bulunduğu zaman bütünüyle halledilebilir. Zamanında BMGS de bu görüşte olmuştur.

AİHM’nin henüz şimdiki şekliyle kurulmamış olduğu dönemde GKRY’nin yaptığı ilk üç devlet başvurularında, eski Komisyonun Türkiye’yi sorumlu tutan pozisyonlarına mukabil, Bakanlar Komitesi 1979 ve 1992’de, karmaşık siyasi niteliği sebebiyle başvuru konusunu gündemden düşürmüştür.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi DH(79)1 sayılı kararında, Kıbrıs’ta insan haklarına tam saygı, ancak iki toplum arasında barış ve güvenin yeniden tesis edilmesi yoluyla sağlanabilir ve toplumlararası görüşmelerin anlaşmazlığın çözümüne ulaşmak için uygun çerçeveyi oluşturmaktadır” hükmüne yer vermiştir.

Değersiz dağarcığımdaki milli davamız ile ilgili bilgileri paylaşmayı bir görev bildiğim; bilip de paylaşmaktan kaçınmayı, suskun kalmayı ise kusur addettiğim için bu aşamadaki görüşlerimi ifade ettim.

TUGAY ULUÇEVİK
EMEKLİ BÜYÜKELÇİ / ESKİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI KIBRIS DAİRESİ BAŞKANI

Yazarın Son Yazıları

Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025
57 yıllık bir ömür... - Mustafa Hüsnü Bozkurt

Okunan 4 bin, yazılan 10 kitap; el yazısı ile tutulmuş onlarca not defteri, sayısız söylev, makale, röportaj, ciltler dolusu emir, talimat, genelge, belge; Fransızca, Almanca, Rumca, Bulgarca, Arapça, Farsça dahil konuşulan 6 dil...

Devamını Oku
11.11.2025
Atatürk’ü anmak ve anlamak - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

Dün 10 Kasım’dı, benim gibi milyonların en büyük yası.

Devamını Oku
11.11.2025
Zamanın kuyusunda yankılanan ses - Abdullah Dörtlemez

Tarih, yalnızca geçmişin kaydı değildir; insanın kendini anlamaya çalıştığı derin bir aynadır. Her çağ, geçmişe farklı bir gözle bakar; bu bakış, çoğu zaman bir yankı gibidir.

Devamını Oku
08.11.2025
Adaletsizliği görmek* - Başar Yaltı

Adalete giden yol, adaletsizliğin görülmesiyle başlar.

Devamını Oku
07.11.2025
Emekliler ölsün mü? - Çetin Düzce

“Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor ” yanlış okumadınız, bunu söyleyen Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Başkanı Raci Kaya.

Devamını Oku
06.11.2025
Çocuk işçiliğinin post-Fordist görünümleri - Özgür Hüseyin Akış

Çocuk işçiliği tartışmalarında belleğimizde canlanan imge, sanayi çağının fabrikalarında ya da tarım alanlarında çalışan çocuklardır.

Devamını Oku
06.11.2025
İstanbul’un su stratejisi - Bekir S. Kocazeybek

İstanbul kenti, 2025 yılı itibarıyla 16 milyon nüfusu ile 5 bin 313 kilometrekare (yüzde 60’ından fazlası Avrupa tarafında) yüzölçümü büyüklüğüne sahip bir şehirdir.

Devamını Oku
05.11.2025
Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu.

Devamını Oku
05.11.2025
Emekçi babası Karaoğlan... - Şükrü Karaman

Emekçi babası, Türk siyasetinin “Karaoğlan”ı Bülent Ecevit 19 yıl önce, 5 Kasım 2006’da yaşamını yitirdi.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir.

Devamını Oku
04.11.2025
Ulusun onurunun güvencesi - Azmi Kişnişci

Yaşı küçük ama kökleri derin Cumhuriyetimiz, Türk ulusunu insanlık ailesinin onurlu bir üyesi yapmayı amaçlar.

Devamını Oku
04.11.2025
Çok kutuplu küresel düzensizlik - Nejat Eslen

Donald Trump farklı bir ABD başkanı.

Devamını Oku
03.11.2025
Cumhuriyete kavramsal yaklaşım - Prof. Dr. Hakan Reyhan

Cumhuriyetin kavramsal içeriğinde birbirini tamamlayan unsurlar vardır.

Devamını Oku
03.11.2025
Bitkisel üretimde gerileme - Ülkü Sarıtaş

24 Ekim 2025 tarihli haberlerde yer alan bilgilere göre; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından derlenen veriler doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminini yayımladı.

Devamını Oku
01.11.2025
Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu.

Devamını Oku
01.11.2025
Adaletin sınandığı yer - Hüseyin Özkahraman

Türkiye bir kez daha tarihin o kritik eşiğinde duruyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yıkılamaz - Mahmut Aslan

Cumhuriyet, Türkiye için yalnızca bir yönetim biçiminin adı değil, milletin iradesinin ta kendisi, eşit yurttaşlığın somutlaşmış hali ve özgür bir yaşamın sarsılmaz umududur.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz!

“Tarihimizde olduğu gibi demokrasi dışı yollara tenezzül ederek iktidarda kalmak isteyen hiçbir güç başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamaz. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yegâne güç, milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki mutabakat ruhudur.”

Devamını Oku
29.10.2025
Ben Cumhuriyet çocuğuyum - Ayşe Yüksel

Cumhuriyetimizin 35’inci yılında, Cumhuriyet ebesi sayesinde dünyaya gözlerimi açmışım.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet ve demokrasi... - Nazan Moroğlu

Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalist güçlere karşı verilen tam bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, 102 yıl önce 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetimizin temeli ulusal egemenliğe dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ümmetten ulusa, kuldan yurttaşa kararlı bir dönüşüm sağlanmıştır.

Devamını Oku
29.10.2025
Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Devamını Oku
28.10.2025
Cumhuriyet kimin öyküsüdür? - Abdullah Yüksel

Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ancak neden kurulduğu belki daha önemli bir soru.

Devamını Oku
28.10.2025
Devrim geriye işle(tile)mez! - Doç. Dr. İhsan Tayhani

Büyük Atatürk, başyapıtı Cumhuriyete yüklediği anlamı, derinlikli bir biçimde yukarıdaki özlü sözünde dile getirir.

Devamını Oku
28.10.2025
'Cumhuriyet sadece bir gazete değildir...'

“Cumhuriyet imecesi” kampanyasını kısıtlı imkânlarıma rağmen ilgiyle takip ediyorum.

Devamını Oku
27.10.2025
KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi.

Devamını Oku
25.10.2025
Zeytin saldırı altında - Çağatay Güler

Ülkemiz uzmanlarının değişmez bir kaderidir aynı doğruyu defalarca yazmak zorunda kalmak.

Devamını Oku
25.10.2025
Dış ticaret perspektifinden ‘Türkiye, Rusya, Çin’ - Ahmet Yılmaz

Bugünlerde dış politikada Çin ve Rusya ile ilişkiler yeniden gündemde.

Devamını Oku
24.10.2025
Demokrasimize bulaşan enfeksiyonlar - Ülgen Zeki Ok

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. yıldönümü yaklaşırken demokrasimizin geldiği nokta, rahmetli Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu’nun 10 yıl önce bir tıbbi enfeksiyon hastalıkları kongresinde yaptığı “demokrasiye musallat olan enfeksiyonlar” konulu konuşmayı aklıma getirdi.

Devamını Oku
24.10.2025
Türkiye’de veteriner hekimliğin 183. yılı - Mücteba Binici

Ben bir Köy Enstitülü öğretmenin oğluyum.

Devamını Oku
23.10.2025
Bakanlıkların düşüşü - Ozan Zengin

Bakanlıklar, devlet teşkilatlanmasının merkezinde yer alan yapılardır.

Devamını Oku
23.10.2025