Öner Yağcı

Köy Enstitüleri halk hareketidir

17 Nisan 2021 Cumartesi

Köy Enstitüleri 81 yaşında.

Köşeme, 17 Nisan 1990 günü İstanbul’da düzenlenen paneldeki tarihi konuşmasından bölümlerle Uğur Mumcu konuk olacak.

YA LAİKLİK YA İSLAMCILIK

“…Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devrimi yaptı. İtalya’dan ceza yasası, Fransa’dan idare hukuku ilkeleri, İsviçre’den medeni hukuku, Almanya’dan ceza yargılaması hukukunu aldık… O dönemde böyle yasaların alınması zorunluydu, çünkü toplum bir yol ağzındaydı. Ya Batılı laik sistem ya şeri hukuk.

Mustafa Kemal ve düşün arkadaşları Batılı ve laik sistemi benimsediler. 1928 yılında anayasadan devletin İslamcı devlet olduğunu belirten madde kaldırıldı, 1930 yılında okullardan din dersleri, 1939 yılında da köy okullarından din dersleri kaldırıldı. Bunlar ne için yapıldı? Laiklik için yapıldı. Çünkü dünyada ya olayları teokratik açıdan göreceksiniz, böyle bir eğitim anlayışınız olacak ya da laik anlayışınız olacak. Karma ekonomi gibi hem İslamcı hem laik anlayış olmaz. Ya laiklik ya İslamcılık. Eğitim bu. Mustafa Kemal ve düşün arkadaşları, laisizmi benimsediler...

40’LI YILLAR

Köy Enstitüleri olayını bu süreç içinde değerlendirmek gerekir. Köy Enstitüleri 40’lı yılların başında çıktı, 40’lı yılların ortalarına, sonlarına doğru yıkıldı. Niçin? Çünkü Türkiye 40’lı yıllarda da bir yol ayrımındaydı. Dünyada büyük bir savaş yaşanmaktaydı… Türkiye bu sıcak savaşa katılmama siyaseti gütmekteydi. Ve bir… denge politikası izliyordu.

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Köy Enstitülerini destekledi. Köy Enstitüleri fikri bugün önemi daha çok anlaşılan Tonguç Baba’nın çalışmaları, düşünce ve ideolojisiyle ortaya çıkmıştı. Saffet Arıkan’ın bakanlığı döneminde genel müdürlüğe getirilen Hakkı Tonguç, daha sonra Hasan Âli Yücel’le birlikte çalıştı… Yücel, bugün bakıyoruz, yeniden değerlendiriyoruz, oğlu Can Yücel’in şiirinde yazdığı gibi ‘Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi’, gerçekten bu toplumun özlediği, hümanist ilerici bir aydın…

HALK, DİN SÖMÜRÜSÜNÜ AFFETMİYOR

Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmış, mutlaka yıkılmıştır.

CHP iktidarı, 1949 yılında din derslerini kabul etti. Yıkıldı, kurtaramadı bu ödün. DP, 1957’de Said-i Nursi’nin cüppesini bayrak yaptı. Ne oldu? Yıkıldı. Süleyman Demirel 1960’ların ortasında Nurcuların, tarikatların, Süleymancıların sakallarını okşadı. Ne oldu? Yıkıldı. Hac seferleri düzenleyen ANAP ne oldu, yüzde 20’ye indi.

Halka güvenmek gerekiyor. Her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yararlı olur belki ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar. Halk din sömürüsünü affetmiyor. Bu son derece önemli bir sonuç, olgu ve çok önemli bir gerçektir…

KUVAYI MİLLİYE VE KÖY ENSTİTÜLERİ

Köy Enstitüleri üretim içinde eğitim, eğitim içinde üretim ilkesini benimsemişti ve köy çocuklarını Atatürk devrimlerinin ve Kemalizmin toplumsal yapısını kurmakla görevlendirmişlerdi... Şimdi ne oluyor? Aynı köy çocukları… imam hatip okullarına gidiyorlar… Bunlar imam, hatip olmuyorlar, hukuk fakültelerine gidip yargıç ve savcı… siyasal bilimler fakültelerine gidip kaymakam oluyorlar… 2000 yılına doğru baktığımızda, vali ilahiyat fakültesi mezunu, Emniyet müdürü İslam enstitüsü mezunu, kaymakam imam hatip mezunu olacak…

Türkiye’de bugüne kadar sonuç almış en güçlü örgüt Kuvayı Milliye örgütüdür, Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Kuvayı Milliye, toplumun en önemli sivil örgütlenme modelidir. İkincisi 40’lı yıllara rastlayan Köy Enstitüleridir. İkisi de sivil toplumun vazgeçilmez kurumlarıdır.

İdeolojide Kuvayı Milliye tam bağımsızlık ilkesi, eğitimde Köy Enstitüleri. İki hedef bu...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Anadolu'nun seçimi 30 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları