Özdemir İnce

Tarikatlar ve karyokinez bölünme

24 Ocak 2023 Salı

Adını anmayı gereksiz gördüğüm çok muhterem bir gazete muharriri aralık ayı ortalarında bir akşam ya TELE1 ya da Halk TV’de olmalı, tarikatlarla ilgili olarak “Tek Parti (yani CHP) bile yasaklamalarla engel olamadı, en iyisi varlıklarını kabul edip sıkı bir denetim sistemi kurmak” demişti. Zayıf belleğime güvenmediğim için bir de bu konuda yazısı var mı diye yazdığı gazetenin arşivine gittim. 11.12.2022 tarihli yazısında aradığımı buldum:

“Tarikatlar ve bilinen şekilleriyle cemaatler ‘devrim kanunlarıyla’ zaten yasaktır ve yasaklamak, ezmek gibi polisiye baskıların çözüm olmadığı açıktır. Hukuk devletinde AİHM içtihatlarına uygun bir yasak tanımı yapılamaz zaten.

Özgürlükçü kamuoyu, sivil toplum, başta Milli Eğitim olmak üzere etkin denetim ve kaliteli eğitim zorunludur.”

Şimdilik bu kadarı yeter! Aşağı yukarı aynı şeyi söylüyor. İslamcı tarikat ve cemaatler oldukları gibi kalsın ama çok sıkı denetlensin! Yetkim olsa bu denetim örgütünü muhterem muharririn kurup sınırsız yetkiyle yönetmesini rica ederdim. Ricadan fazlası yalvarırdım.

Yeni öğrendim, kutsal Kâbe’nin bulunduğu Suudi Arabistan’da Nakşilik, Nurculuk, Fethullahçılık gibi tarikat ve cemaatler de aralarında olmak üzere tarikat ve cemaatlerin küllisi yasakmış. Ne şeyhler ne de müritler varmış. Aksine davrananların kellesi gidermiş. Oldu mu şimdi? Bizde olsa nüfusun çeyreğinin (rubie alsukaan) kellesi gider vallahi.

“Karyokinez”i merak ediyorsunuzdur. Kaynak Yayınevi tarafından yayımlanan Diyanet’in (Gizli) Tarikatlar Raporu’nu okurken aklıma geldi. Lisede biyoloji dersinde okumuştuk. “Karyokinez, mitoz bölünmenin üçüncü evresidir. Mitoz bölünmede yaralanan veya yaşlanan hücreler yerine farklı yeni hücreler oluşturulur. Aynı zamanda büyümeyi sağlayan canlının hücre sayısının mitozda giderek artması da sağlanır. Mitoz bölünme sırasında olgun bir hücreden iki farklı yavru hücre meydana gelir. Mitoz ise tek hücreli canlılarda üremeyi gerçekleştiren bir bölünme şeklidir.” Çiftleşmeye gerek yok. Zamanı gelince hücre ikiye bölünüyor. Bölünme sayesinde çoğalmanın hızını düşünün.

Adını verdiğim kitapta (s.224) Norşin Dergâhı’yla ilgili olarak şöyle yazıyor: “Şeyh Abdurrahman, yetiştirdiği ilim talebeleri, icazet verdiği on dokuz halifesi ve binlere varan müridi ile Doğu Anadolu Bölgesi’nin Nakşibendi-Halidi meşrebine göre bir tasavvuf yaşantıyı benimsemesinde etkili olmuştur. [...] Buralarda öğrenim gören pek çok talebe Türkiye’nin çeşitli yerlerinde müftü, vaiz ve imam olarak görev almıştır.”

Okuduğum kitap 46 tarikat, cemaat, dergâh ve gruptan söz ediyor. Bunların, hilafet, icazet gibi imtiyazlarla bütün ülkeye dağılmış şubelerini düşünün, aklınız fırtar. Bununla yetinmeyip internette baktım 9+4 ana tarikatın 100 dolaylarında yavrusu var. Siyaset ve para kaynakları kesilmedikçe icazet kaynaklı karyokinez bölünme mutlaka devam edecektir.

Derebeylik nitelikli tarikatların çoğunda şeyhlik babadan oğula geçmezse saltanatın devamı için aileden biri tahta oturmakta. Tamamı Cumhuriyete, başta laiklik olmak üzere bütün devrimlere düşmanca karşı olup tamamı Panislamist halifelik militanıdır. Neredeyse tamamı dergi, gazete, yayınevi, radyo, televizyon, kreş, yurt, okul, Kuran kursu, medrese sahibi ve işletmecisidir. Bazıları belediyeleri ve bakanlıkları aralarında paylaşmış olup temasta oldukları bütün kuruluşlarla “emmebasma tulumba” ya da “boru hattı” yöntemli mali ilişkiler vardır. Bu ilişkilere son veren İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi belediyeler miras kalan borçları ödedikten başka yönettikleri kentleri yenilemişlerdir. AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ele geçirme cihat seferinin en önemli nedeni yitirdikleri hazineyi ele geçirmektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları