Sıcaklar, yangınlar, krizler... Ve ötesi

22 Temmuz 2022 Cuma

Nereye doğru gidiyoruz? Bugüne kadar yaşananlar, bundan sonra yaşanacak daha ağır koşulların habercisi gibi.. Aşırı sıcaklar, orman yangınları, ekonomik kriz... Hepsi artçılları ile birlikte üzerimize doğru geliyor. Su kıtlığı, enerji krizi, göçler, yeni hastalıklar, salgınlar, savaşlar...

Küresel sorun. Sistemin hiç de doğru yürümediğini hatta çökmekte olduğunu gösteriyor. Avrupa, ABD ve Asya’da tarihi rekorlarını kıran aşırı sıcakların ekonomi üzerinde de önemli etkileri oluyor. Daha da olacak. Avrupa’da bu yaz başından beri 2 bine yakın orman yangını çıktı. Bu rakam önceki senelerin üç misli. Yine sıcaklar ve kuraklık nehirlerin su seviyesini düşürüyor. Örneğin İtalya, Po Nehri’ndeki azalma yüzünden beş bölgede olağanüstü hal ilan etti. Bilimsel araştırmalara göre aşırı sıcakların önemli bir nedeni insan kaynaklı küresel ısınma. Ama paradoksal olarak insan kaynaklı kirleticiler azalacağına artıyor. Enerji krizi giderek büyüyor. Artan enerji talebine bir de Rusya’nın Avrupa’ya vereceği gazı kesmesi eklendi. 

Rusya’nın doğalgaz tekelini elinde bulunduran devlet şirketi Gazprom, 18 Temmuz’da Avrupa’daki müşterilerine mektup göndererek olağanüstü durum ve zorunlu nedenlerle (force majeure) gaz sevkıyatını yerine getirme garantisi veremeyeceğini resmen bildirdi. Geçen yıl sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 55 azaltma gibi büyük bir hedef koyan Avrupa U dönüşü yaptı ve “kirli” kömür santrallere yeniden yöneldi. Almanya, 16 kömür santralını yeniden devreye aldı; 11 diğer santralının da lisans sürelerini uzattı.

Enerji kaynaklarının dış politika aracı ve bir çeşit silah olarak kullanılması yeni bir olgu değil.

Buna bir de gıda ve hammadde tedarikindeki sıkıntıların da enflasyonu körüklemesini ekleyin... Üstelik yakın gelecekten durumun düzeleceğine ilişkin hiçbir sinyal yok... Aksine şartlar ağırlaşıyor. 

Evet herkes tökezliyor ama kimileri bizim gibi baş aşağı düşüşte. Doğru ekonomi, doğru istihdam, doğru tarım, doğru sanayi , doğru eğitim politikaları ile yönetilmeyen ülkelerin geldiği nokta. Her anlamıyla yaşıyoruz. 

Öte yandan küresel ekonomi önümüzdeki 10 yıl içinde büyük değişikliklere gebe. Tüm veriler Çin’in 2030 yılına kadar ABD’yi geçeceğini gösteriyor. 1871 yıllık dünya liderliği sona erecek mi göreceğiz. Bir diğer önemli gelişme Hindistan’ın küresel ligde üçüncü sıraya yükselecek olması. Hindistan’ın 2006’da sadece 949 milyar dolarlık bir GSYİH’si vardı. 2022’ye gelindiğinde üç kattan fazla artarak 3.1 trilyon dolara ulaştı. Önümüzdeki 15 yıl içinde, yine üç katına çıkması bekleniyor. Bu etkileyici büyümenin arkasında ne var peki? Bilgi gücü ve genç nüfusunu doğru kanalize etmesi. Son 60 yılda hizmet sektörü, Hindistan’ın GSYİH’sinın yüzde 55’ine ulaştı. Telekomünikasyon, yazılım ve bilgi teknolojileri başı çekiyor. Hindistan’ın teknoloji konusunda bilgili İngilizce konuşan büyük işgücü, ülkenin bu sıçramasının arkasındaki itici güç. 

Peki Türkiye ne yapacak? İçi tamamen boşaltılmış, sadece para ile dönen bir çark haline getirdiği eğitim sistemi ile nitelikli beyinlerin yurtdışına, itmesi ile kaçırdığı doktorları, IT’cileri ile... Yapboz tahtasına dönüşen ekonomi politikaları ile...

Herkese Bilim Teknoloji dergisinde bu hafta Türkiye’de büyük çöküşün arka planını anlattık: Erken sanayisizleşme ve göz ardı edilen tarım. Bayram Ali Eşiyok, “Türkiye dünya imalat sanayi katma değerinden ancak yüzde 1 civarında pay alabiliyor. Yüksek teknoloji ihracatındaki payı ise içler açısı. Ancak binde birlerde.. Tarımda da farklı değiliz” diyor. Ve şunu da ekliyor: Türkiye’de tarım ve sanayi hep birbirine rakip olarak görüldü. Halbuki dünyadaki örnekler bir ülkenin tarımındaki iyileşmenin sanayisini de olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Ya da tam tersi. Asıl sorun bunları birbirine rakip olarak gören zihniyette...

Önerileri de var... Tabii dinleyene...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları