Giderek yayılan dijital gereçler, daha da geliştirilerek insana özgü direngenliğin, yaratıcılığın önünü tıkamış oluyor. Oysa insan, yaratıcı gücünün kaynağı aklıyla toprağa, denize, uzaya egemen olmuştur. Gelişim evreleri üzerine yüzlerce bilim tarihi yazılmıştır. 

Teknoloji birbirini aşan buluşlarla gelişti. Dijitalleşme, bu gelişimin en tez yayılanıdır. Teknolojide değişim yaşamın bir parçasına dönüştükçe, paranın patronu olan devletler, insanlığı yok edecek öldürücü silahlarla toplumları barış içinde yaşatmayı gündemden sildiler. 

YİTİRİLENLER

Uygarlık kültürel birikimler üzerine oturtulmuştur. Uygarlığın temeli, insanın gelişim çağlarında düşünerek, duyumsayarak, aklını kullanarak yarattığı kültürle atılmıştır. Aydınlanma bu bağlamda Avrupa’nın kültür devrimidir. Üzerinden yüzyıllar geçmesine karşın içinde bulunduğumuz çağ, insanlığı mutlu kılacak bir atılımda bulunamamıştır. 

Dijitalleşmenin yaygınlaştığı dünyamızda Shakespeare, Dostoyevski, Voltaire, Einstein, Picasso gibi değerlerin yetişmesi beklenemez. Onlar, değerleri yaratmayı amaç edinen toplumlar arasından çıkmıştır.

ETKİLEŞİM

Amacım dijital gereçleri kötülemek değil. Dijitalleşme, ancak insanları birbiriyle kaynaştırmanın aracı olursa işlevini yerine getirir. Oysa bizdeki dijitalleşme, her yönden insanı anlatım kısırlığına uğratıyor. Gelişim durdurulamayacağına göre onu verimli kılacak ortamlar yaratmaya çalışılmalıdır. 

Ama nasıl gerçekleşecek bu? Cep telefonu, beş altı yaşındaki çocukların bile elinden düşmez oldu. Ev hanımları her işi bırakıp sürekli üç beş sözcüklük mesaj alışverişinde bulunmak için cep telefonunu ellerinden düşürmüyor. 

Bilim insanları yerleşik telefonları da ölçülü kullanmayanların, sağlıklarını tehlikeye attıklarını söylüyor: 

Uzun süre teknolojik alet kullanma, beynin elektriksel algısını bozuyor. Bu da çevreye yayılan ışınlarla beyin hücrelerine zarar veriyor. Beyin hücresinde oluşan hasar da birçok hastalığın ortaya çıkmasına yol açıyor. Örneğin epilepsi denen sara, beynin elektriksel aktivitesinin bozulmasına bağlanıyor. Uzun saatler süren bu enerji, epilektik nöbetleriyle insanı tehlikenin içine atıyor. 

Çıkış yolu, deprem uyarılarında olduğu gibi, uzmanların dediklerini uymayı gerektiriyor... 

UYARI 

Bilim insanları, dijital gereçlerin, beyin tembelliği yarattığını ileri sürüyor. Tembelleşme ise en başta düşünme, duyumsama düzeneğini bozuyor. 

Son günlerde öğrenciler, soruların yanıtını öğrenmek için sözlüklere, ansiklopedilere başvuracağına, bilgisayarlara, telefonlara saldırıyor. Bu, beyni gelişme aşamasında olan çocukların var olan düşünme gücünü, öğrenme isteğini etkiliyor. Beynin çalışmaması, düşünmeyi yavaşlatıyor, hastalığa dönüşen unutkanlıklara yol açıyor.