Arif Kızılyalın

Fatura yurttaşa!

08 Ağustos 2022 Pazartesi

Türkiye yönetilemiyor.

Özellikle de Sayın Cumhurbaşkanı’nın, “Ver yetkiyi, gör etkiyi” dediği 2018 seçimlerinden bu yana koskoca coğrafyanın iki yakası bir araya gelmedi.

Son örnek milyonlarca kişiyi ilgilendiren Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) rezaleti.

Bir sınavı bile yapamayacak hale gelmiş koca sistem.

Eskiden FETÖ’cüler soruları çalar, birileri sınavlarda istediği sonuçları alıp ülke yönetiminde söz sahibi olurdu. Şimdi, o işi iktidara yakın “tarikat” gömleği giymiş kişiler üstleniyor. Fatura ise yıllarını o sınava çalışarak geçiren yurttaşa çıkıyor. Düşünsenize, bir yayınevinin test kitabının soruları yanıt şıkkına kadar aynı sıralama ile sınav sorusu olarak düzenlenmiş! Resmen, “İki kere oku gir kazan” taktiği. İşin kötüsü skandal ortaya çıktığında birileri (!) oralı da olmadı. Hatta sınavın organizasyonundan sorumlu ÖSYM sosyal medya hesabından, “iddialar asılsız” açıklaması bile yapıldı. Ama, mızrak çuvala sığmayıp kamuoyu oluşunca kurumun başkanı Cumhurbaşkanlığı kararıyla görevden alınıp, yerine apar topar, bir başka cemaate yakın isim getirildi. Ardından da kuru bir özür, “Sınav iptal edildi” açıklaması ve kapanan dosya!

Duyarlı kesim işin farkına varıp çirkin oyunu ortaya çıkarmasa kimsenin sesi çıkmayacak iktidar kanadından. İyi ki özgür medya var, iyi ki sosyal medya var da en azından bu yıl birilerinin hakkı gasp edilmedi.

Cumhuriyet skandalın ilk gününden itibaren konunun üzerine giden 2-3 gazeteden biriydi. Özellikle Ankara’dan Sefa Uyar’ın “Sınavda tarikat şüphesi” haberi, konunun derinleşmesini sağladı.

Evet KPSS’deki adaletsizlik ortaya çıkarıldı, ancak kamu vicdanı yaralanmıştır. Kusurlu bulunduğu için başkanı görevden alınan, binası polis ekiplerince didik didik aranan ÖSYM’nin bu yıl yaptığı sınavlar şaibelidir, hepsi de iptal edilmelidir.

*

Cumhuriyet’in geçen hafta üzerine ısrarla gittiği bir başka konu ise enflasyon ve yaşam pahalılığıydı. Merkez medyanın fazlaca önemsemediği TÜİK’in törpüleyip kamuoyuna “Fiyat artışları yavaşladı” diye servis ettiği yüzde 79.6’lık enflasyon, Cumhuriyet muhabir ve yazarlarınca en ince ayrıntılarına kadar irdelendi. Mustafa Çakır’ın “Bu parayla gel de geçin” manşeti, ülkede 7.2 milyon kişinin aylık 1668 TL ile 30 günü tamamlamak zorunda kaldığını gözler önüne serdi. Ergin Yıldızoğlu’nun, perşembe günkü, “Türkiye iflas aşamasında” yazısı ise tüm ekonomi paydaşlarınca dikkatle okunması gereken bir görüş. Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin dikkatinden kaçtıysa bir daha tekrarlayalım, Ergin Yıldızoğlu’nun yazısını: “‘Aslında herkes bizi kıskanıyor. Yükselmemizi engellemeye çalışıyorlar’ gibi fantezilerle gerçeklerden kaçmayın..”

*

Cumhuriyet’in, ülkedeki şartlar nedeniyle yurtdışında çalışmak zorunda kalan doktorları manşetine taşıması, kamuda yönetiminin, memur maaşları için verilen promosyon konusunda, kendi çalışanlarını değil de bankayı düşünmesini haberleştirmesi belki yoğun gündemde gözden kaçtı, ancak görüldüğü üzere, iktidar gitgide yurttaştan kopuyor!

Peki bunları denetleyen yok mu?

Kağıt üstünde var!

Ülkenin en önemli denetim kurumu Sayıştay bu işlerin üzerine gider. Saray yönetiminde ne kadar güçsüzleşse de usulsüzlükleri gündeme getiriyorlar devlet terbiyesi gereği. Ancak artık kimse Sayıştay’a da güvenmesin. Çünkü bu kurumun başında “partili” bir savcı var. Cumhurbaşkanlığı ataması ile Sayıştay’ın başına 2011’de AKP’den milletvekili aday adayı olan İsmail Altıntaş getirildi. Şimdi gelin Altıntaş’ın yönetimindeki Sayıştay’a güvenin.

Yeniden görüşmek dileğiyle.

CUMHURİYET AİLESİ GÜÇLENİYOR

Ferda Öngün’e, hoş geldin diyoruz. Cumhuriyet ailesi için önemli bir kazanım. Daha doğrusu Öngün, 30 yıl sonra mesleğe ilk adım attığı gazeteye geri döndü de diyebilriz.

Nasıl mı?

Henüz 15 yaşında bir çocukken Babıâli ile tanışmış Ferda Öngün; okuduğu lisenin gezi kulübüyle birlikte gazeteleri dolaşırken. 

Yaşamını değiştiren adımı ise Cumhuriyet’in kapısından girerken atmış. O anda, “Ben gazeteci olacağım, Cumhuriyet’te çalışacağım” demiş.

Sonrasında İstanbul Üniversitesi Basın Yayın’daki öğrencilik günleri. Ardından gönül verdiği habercilikte başarılı işlere atılan imzalar. Meslekteki 30 yılının son 12’sini Sözcü’de yazıişleri müdürü olarak geçirdikten sonra tam, “Ben artık emekli oldum” derken de yolunun ilk ve kavuşamadığı aşkı Cumhuriyet ile kesişmesi. 

Mesleğe yeniden başlarmışçasına heyecanlı.

“Bir Cumhuriyet kadını olarak Atatürk’ün kurduğu gazetede, Atatürk’e olan borcumu ödemek isterim. Umarım layık olurum” sözleri de onun yaşama bakış açısını ortaya koyuyor..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları