Arif Kızılyalın

‘Tek adam’ rejiminin fişini çeken zamlar!

03 Ocak 2022 Pazartesi

Alman düşünür Max Weber’in siyaset sosyolojisi neredeyse 100 yıldır dünya üzerindeki yönetim biçimlerine damgasını vuruyor.

Weber’in kitaplarını ya da konuyla ilgili akademik makaleleri okuyanlar “Geleneksel otorite”, “Yasal otorite” ve “Karizmatik otorite” kavramlarını çok iyi anımsarlar. Özellikle karizmatik otorite ve geleneksel otorite konusundaki görüşleri kutuplaşmaya elverişli toplumlar bağlamında dikkat çekicidir.

Weber’in karizma tanımında lider, kutsal meselelerle de ön plana çıkar. Hatta geleneksel meşruluğu kullanır, günümüz ifadesiyle de inanç siyaseti yapar! Toplumu etkiler, Pirus zaferlerine imza atar.

İşler bir süre iyi gider gibi gözükse de uzun vadede istikrarsız bir tablo kaçınılmazdır bu tip rejimlerde.

Lider gücünü kaybeder, sistem çöker!

Ne kadar tanıdık geldi değil mi?

Türkiye olarak 20 yıldır bu durumu yaşıyoruz aslında.

Geleneksel otorite ile yönetime gelip algı yönetimiyle karizmatik otoriteye doğru kayan, tek adamlık rejimiyle de ülkedeki güçler ayrılığını yok eden bir girdaptayız.

Yolun sonu gözüktü artık! Son 48 saatteki zamlar bile karizma soslu geleneksel otoritenin sonunun geldiğini işaret ediyor...

Her ne kadar teksesliliğe kilitlenen Türk basını, vicdansızca yapılan zamları “Yeniden değerleme, uygulama” gibi ilköğretim seviyesindeki sözcük oyunlarıyla çevirse, hatta koca koca devlet kurumları, “Zamları biz yapmadık, Miki yaptı” kılıfına sığınsa da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşıyor.

Elektriğe gelen yüzde 127 zam (hatta daha fazla), hemen akabinde doğalgaza yansıyan yüzde 25’lik artış, akaryakıta birer gün arayla yapılan “bindirim” ülkenin fişini çekmiştir.

Çünkü bu üç kalemdeki yükseliş ülkenin üretim sektörünü etkilemekle kalmayıp gündelik yaşamın da soluğunu kesecektir...

Üstelik bu “vicdansız”, “akıldışı”, “izan yoksunu” zamlar Cumhuriyet yazarlarının dikkat çektiği gibi enflasyonu tetikleyecek, güzel ülkemiz hiperenflasyon sarmalına girecektir ama bugün ama yarın!

Sakın ola ki “Türkiye tarihinin en yüksek asgari ücret artışını verdik” söylemlerine inanmayın, çünkü o paralar elimize geçmeden gitti bile son iki günde!

TÜİK yalanları sonrası, yarın öbür gün işçi-memur emeklilerine gelen (gelecek olan) maaş artışı için de aynı şeyleri söyleyebiliriz!

O yüzden, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hatırlatmakta fayda var: Artık kimse Hülya Avşar’ın, “Gerekirse simit yeriz”, Ahmet Özhan’ın “Bir süre yarım ekmekle idare ederiz” fantezilerine kanmıyor. Hatta Sarıyer’de önceden belirlenip gidilen kahvehanenin halkı bile “geleneksel otorite” takviyeli “karizmatik otorite” modeline güvenmiyor Erdoğan’ın. 

Geçenlerde bir anket yayımlandı; bilmem dikkatinizi çekti mi? Bir yıl önce bu zamanlar cumhurbaşkanlığı rejimine destek veren yüzde 44’lük kesimden 10 puan, parlamenter sisteme kaymış. Yine cumhurbaşkanlığı rejiminin ekonomik sistemine güvenenlerin sayısı aralık sonu itibarıyla yüzde 30’un da altında. Sözün özü, ülkenin yüzde 70’inden fazlası, gömlek değiştirir gibi yapılan maliye bakanı değişiklikleriyle yamalı bohçaya dönen ekonomi yönetimini yanlış buluyor.  

Görünen odur ki “Ama köprü yaptık, ama yol yaptık..” türü açıklamaların da çarşı pazardaki karşılığı, “İyi o zaman biz de akşama asfalt pişirir yeriz”e dönmüş durumda!

Yani Max Weber’in geleneksel otorite takviyeli karizmatik otoritesindeki “güçlü lider”, artık siyasi tükenmişliğe dönüşmüş durumda.

***

Evet, cuma gece yarısı yeni bir yıla, bugün de senenin ilk haftasına merhaba dedik.

Ve Cumhuriyet de bu yeni yılın, tüm gelişmelerini yine cesurca kamuoyu ile paylaşmaya devam ediyor.

Bu arada önümüzdeki haftadan itibaren siz değerli okurlarımızı bekleyen önemli sürprizler yaşanacak.

Örneğin, yazar ailemize bugün itibarıyla önemli bir isim katıldı. “Yaşam Boyu Gelişim ve Eğitim Akademisi”nin kurucusu Prof. Dr. Üstün Dökmen, artık her hafta sonu Pazar Eki’ne yazacağı yazılarla gündem yaratacak. Üstün Dökmen’i tanımayan Cumhuriyet okuru yoktur ancak kısaca anımsarsak; bilimsel kitapları, makaleleri, şiir kitapları, tiyatro eserlerinin yanı sıra sekiz yıllık bir TRT geçmişine de sahiptir. Sadece Türkiye’de değil, Avustralya’dan Avrupa ülkelerine kadar geniş bir kitleye hitap etmiş, Türkiye ile dış dünya arasında köprü olmuştur.

Hoş geldiniz hocam...

Bir hoş geldin de “En azından haftada bir yazma” kararı alan Türkiye’nin en çok okunan spor yazarı Bilgin Gökberk’e. Aslında “en”ler, “ilk”ler çok risklidir medyada ama portal verileri “Bilgin Bey açık ara...” diyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024
Kimin bayramı? 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları