Bakan değil, Ağa Nebati
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Bakan değil, Ağa Nebati

09.12.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yeni Ekonomi Bakanı’nın dedesi ağa, babası ağa, kendisi doğal olarak ağa. Yetmedi, "Ağa oğlusunuz ama ağalık yapmayın” diyen babasının sermayesi sayesinde patron. Nebati’nin iplikle başlayan tekstil patronluğu bile, arazilerinde pamuk ekmesiyle ilgili. Gelgelelim, millete yüzyıllardır “efendilik” yapan Nebati’ye göre bu düzeni sorgulayan baldırı çıplaklar “elitist”.

Geçen yazıda, ekonomideki Nebati modelini anlatmıştım. Türk lirasının ucuzlaması emeğin de ucuzlaması demekti. 2001 krizini fırsata çeviren Fabrikatör Nurettin Nebati, o yıllarda hem batan mağazaları alıyor hem de Türk işçisinin Çin’den daha ucuza gelmesini istiyordu. Böylece Batılı ülkelerin çocuklarına Türk emekçisinin ucuza ürettiği malları giydirirken, Türkiye’deki mağazalarında da parası olan ailelerin çocuklarına Batılı kıyafetleri pahalıya satıyordu.

Hükümet, zincir marketleri denetliyor, ceza kesiyor da...

Sahiden Nurettin Nebati’nin çocuk mağazasını açıp, o gül rengi Amerikan malı montun fiyatına bakıyorum. 1259 lira yazıyor. Aynı montun e-ticaret sitelerinden birindeki fiyatını okuyorum. 799 lira diyor. Kısacası fahiş fiyatın kralını bizzat bakanın kendisi yapıyor. Merak ediyorum, zabıtalar Nebati’nin mağazasına da “nedir bu” diye gidecek mi?

Gelelim en önemli meseleye…

REGL OLAN KADINA MOBBİNG

Yazıdan sonra Nebati’nin çalışanlarından çok sayıda mesaj aldım. İnsanlık dışı koşullardan şikâyet ediyorlardı. Ancak gördüm ki pek de bilinmeyen bir mevzu değilmiş.

Türkiye’nin iş sitelerinden birini açtım. Nebati’nin emekçileri deneyimlerini anlatıyordu.

Bir tanesi şöyle söylüyor:

“Eşek gibi çalışıp karşılığını alamazsınız. (…) Ertesi gün resmi tatildir, bayramdır vs… Akşam çıkışta bir mail gelir ve yarın giriş-çıkış saatleri değişmiştir. Çoğu evli ve çocuklu bayanın çalıştığı bir ortamda, aile hayatına bu kadar saygısızca bir çalışma ortamı hiç görmedim.”

2019 yılında Nebati’nin yanında başlayan bir başka emekçi o günleri unutmaya çalışıyor:

“Yaklaşık iki yıl çalıştım. Allah benden çaldıkları 2 yılı onlardan alsın diyorum sadece. Yıllık izin istiyoruz, patron beyler kimsenin izin kullanmasını istemiyormuş. Yazın denize giden personel olmazmış, işten uzaklaşırmış. Yıllık iznin bir hak olduğundan habersizler.”

Hani türban sömürüsü yapıyorlar, hani akıllarına gelince kadınlara verilen haklardan bahsediyorlar ya… Bir de kadın emekçinin ağzından dinleyin:

“Dakika dakika kameradan izleniyorsunuz. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu firmada, ‘regl olduğum için lavabo ihtiyacım normale göre daha fazla’ açıklaması yapmak zorunda kalıyorsunuz. Yoksa yazılı uyarıyı yersiniz.”

Bir kadın “müdür yardımcısı”, çocuğu hastayken yaşadıklarını şöyle hatırlıyor:

“Çocuğum var ateşler içinde yandı. Ama bana eleman fazlası olmasına rağmen izin vermediler. İşe ihtiyacım var diye işimin başına gittim.”

AYAKLARINI HİSSETMEYEN ÇALIŞAN

“Ucuz işçilik” dedik de ya maaşlar:

“Maaşlar asla gününde ve tam yatmaz. Prim almamanız için ayın ortasında satış hedeflerini artırırlar. Maaşım eksik diye minimum 2 hafta İnsan Kaynakları peşinden koşarsınız. (…) Mesai ücreti diye bir şey yok, aklınız varsa mesaiye kalmayın.”

Mağazada temizliği çalışanlar yapıyor. Yazıcı bozuluyor, çalışanlar tamir ediyor. Kameralardan fotoğrafı çekilen emekçilerin görüntüsü, “mağazada eğilme” notuyla WhatsApp grubunda paylaşılıyor:

“Şirket sahibi Seyit (Nebati) Bey sahaya çıktığı an tuvaleti bile unutun. Eğer onun gelme ihtimali varsa yemek, su, tuvalet yasak. Sizi tuvalette yakalarsa uyarı yersiniz. Mobbingin dibine vururlar. 9 saat yemeksiz, susuz ve tuvalet molasız beklemiştim kapının önünde.”

Şimdinin kapitalistleri her çalışana bir sıfat veriyor. Ya mağaza danışmanı, ya yönetici asistanı oluyorsunuz. Sömürü o ismin altında gizleniyor. Nebati’nin mağazasında 2 ay çalışmış “müdür yardımcısı” anlatıyor:

“Müdür yardımcısı görevim ama cifle dolap-reyon sil… (…) 15 gün mağaza müdürü izinli diye full çalıştım, yemek paramı tek mesai olarak yatırdılar. Parayı nereden keselim derdindeler. Aylarca kırık merdivenle koca reyonları tırmandık, (merdiven) göndermediler. Utanmadan bölge müdürü ‘mağaza tavanındaki yüksek spot ışıklarını niye silmiyorsunuz’ diye fırça atıyor, ‘duvarlar niye silinmemiş’ diyor... (…) Sabah uyandığımda yorgunluktan ayaklarımı hissetmiyordum. Allah aynı hissi sahibine (Nebati) de yaşatsın. Yaşadığım en kötü 2 aydı.”

Bir başka “müdür yardımcısı”, işini şöyle tanımlıyor:

“Müdür yardımcısı diye bir şey yok arkadaşlar asgari ücretten 100 lira fazla alıp herkes tarafından aşağılanma hakkına sahip oluyorsunuz.”

BİR BURJUVA AĞA

Çalışanlar, iş görüşmesine çağrıldıklarında, Nebati’nin firması hep aynı şeyi söylüyor: “Biz A+ (Plus) müşterilere hitap ediyoruz”. Nebati’nin A+’dan anladığı, parası olana pahalı mal satmak. Bir “satış danışmanı” aktarıyor:

“’Kurumsalız’ dediler etiket makinası yok. 6 bin etiketi ürünleri tek tek bulup elinle basacaksın. 2 kişi etiket yapıyor. Sana verilen süre 2 gün. Yoksa Tanrı gözüyle bakılan bölge müdürü sinirlenip kovar!”

“Bari molalarda insan kalalım” mı dediniz? Çalışanlar söylesin:

“Arkadaşlar yemek molasına çıktınız. 45 dakika nereye gidersiniz? Yemek yemeye değil mi? 25 dakika yemek yeme hakkın var. Kalan 20 dakikayı mağazada oturarak geçireceksiniz.”

Bir müdür yardımcısı moladan geç dönmenin cezasını aktarıyor:

“Müdür yardımcısı olarak gittim. Müdür yardımcılığından eser yok. Sabah cam-sil ile reyon silersiniz. Yemekten 2 dakika geç geldiğiniz için bütün gün bir daha asla molaya çıkamazsınız.”

Bir çalışan, patron değil, ağa Nebati’yi anlatıyor sanki:

“Sürekli baskı, sürekli hakaret… Fakat yüzünüz hep gülecek, enerjik olacaksınız. Şirketin sorumsuzca araştırmadan açtığı mağazalar, lokasyon nedeniyle satış yapmadığında sizler mesul olacaksınız. Gidin pazarda simit satın bunlara bulaşmayın. Unutmayın rızkı veren Hüda’dır. Kendini (haşa) sizin sahibiniz gibi gören patronlara, üst düzey ve orta düzey yöneticilere ve oranın aynı şımarıklıktaki müşterilerine prim vermeyin!”

“Türkiye’de işçinin canı pahalı” diye şikayet eden Nebati düzenini anlatmıştım ya… Kendi çalışanları bu düzeni aslında yıllardır yaşıyor. Bir zamanlar ağa olarak marabalarını sömüren, patron olup işçiyi köleleştiren Nebati, deneyimlerini artık bakan olarak bütün Türkiye’ye uygulayacak. “Bu sömürü kader değil” derseniz; dinsiz, hain, elit ilan edileceksiniz. Hakkını yemeyelim. Çin’i gösterip Bangladeş’e Malezya’ya ikna eden Erdoğan’ın yeni ekonomi rejimi ondan daha uygun bir ağayı bulamazdı!

Brecht’in dediği gibi, ağalar yaya kaldığı gün, ırgatlar süvari olacak. Yeter ki onların dinlerinin çıkarları olduğunu bilelim!

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025