Baskına uğrayan örgütün aradığı bakan
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Baskına uğrayan örgütün aradığı bakan

22.02.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Aynı kitabı iki kez okumuyoruz. Aynı filmi “ben izledim” diyor, geçiyoruz. Peki, aynı kaderi neden tekrar tekrar yaşıyoruz?

24 Temmuz 2018 günü. Sıcak bir yaz akşamıydı. OdaTV’de o gün “zor” bir haber yayımladık. Adnan Oktar Grubu’na yapılan operasyonun gözaltına alınan şüphelileri arasında, polis memuru Özdemir Uygun da vardı. Uygun’u kritik kılan ise yaptığı görevdi. Zira Uygun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun korumasıydı.

Haberi teyit etmiştik. Gelgelelim, bu haberler bildiğiniz gibi başımıza hep bela açıyordu. Her şeye rağmen yayımladık. Derken telefonumuz çaldı. Adı geçen makamdan gelen telefon, haberi kaldırmamızı istiyordu. Birkaç saat süren zorlu mücadeleyle yazdığımızın arkasında durduk. “Vatansever savcımız hedef gösteriliyor” gibi ithamlara maruz kaldık. Gelgelelim gün bitmeden beklenen oldu. Salihoğlu, istifa ettiğini açıkladı.

Dava dosyası bizi doğruluyordu. Aslında Uygun, Oktarcılar ile Salihoğlu arasındaki halkaydı. Adnan Oktar’a Salihoğlu ile görüşen bir müridi tarafından sunulmuş, sadece bir notu aktarayım: “Eğer bir şey olursa bana gelin dedi ve size de ‘Kardeşime selam söyleyin’ şeklinde hitabı oldu.”

Kısacası, devlete-millete dair ne varsa, birileri tarafından “kardeşler”in önüne seriliyordu. Dini ve milli değerler işin örtüsüydü. Biz ise bunları yazan kişiler olarak, devrin lanetlileriydik.

OKTARCILARDAN SOYLU’YA ŞAFAK MESAJI

Geçen hafta, Türkiye’nin PKK terörünün elinden yurttaşlarımızı kurtarmak için yaptığı baskını tartışırken Adnan Oktar Grubu’na yapılan operasyonun öyküsü çıktı. Gazeteci Hakan Erol’un tamamı belgelere dayanan, mahkeme ve polis dosyalarını inceleyerek yazdığı “Turnike” kitabı, meselenin görünmeyenlerini anlatıyor.

Elbette, ben en çok o anı, 11 Temmuz 2018’de, sabahın ilk ışıklarında polisin baskın yaptığı dakikaları merak ediyordum. Kendilerine yapılacak operasyonu, içeriden yapılan sızıntılar sayesinde önceden öğrenen Oktarcıların ilk refleksi acaba ne oldu?

Hakan Erol, takip kayıtlarını inceleyerek “operasyon sabahına” kitabında yer veriyor. Biliyorum; polisin o eve giriş görüntülerini, Oktarcıların villasından polise açılan ateşi, hatta Oktar’ın yürüyerek evden kaçışını gördünüz. Haliyle her şeyden haberdar olduğunuzu sandınız.

Ama şeytan ayrıntıda gizli...

Sabahın kör saati, saat 06.19...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun özel kalem müdürlüğü telefonuna dikkat çeken bir mesaj geldi. Oktarcıların önde gelen isimlerinden Hüma Babuna,AKP Süleyman Soylu” olarak kaydettiği numaraya ulaşmaya çalışıyordu. Gönderdiği mesajda şu yazıyordu: “Süleyman Bey, bütün evlerimizde polis baskını var şu anda. Adnan Bey dahil” diye belirtiyordu.

Operasyonu yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Emniyeti’ydi. Oktarcılar, soruşturmada FETÖ bağlantılı olmakla suçlanıyordu. Ancak cemaat, kendisine FETÖ’nün operasyon yaptığını Soylu’ya anlatmaya çalışıyordu. 14 saniye sonra aynı numaraya giden ikinci mesajda şu yazıyor:

İngilizlerin derin devleti ile ilgili yaptığımız faaliyetler neticesinde FETÖ’cüler hep saldırdılar, yine saldırıyorlar. Engel olun, lütfen.”

Aradan yalnızca 4 dakika geçti. Soylu’ya 3. mesaj gitti. Saat 06.23’te giden mesajdaki ifade şuydu: “Adnan Oktar Bey Kandilli’de!

BAŞKA KİMLERE MESAJ GİTTİ

Sadece Soylu mu?

Elbette Oktarcıların medet umdukları ondan ibaret değildi. 06.25 civarı bu kez 25 ve 26. dönem AKP milletvekili Hüseyin Kocabıyık’a mesaj gitti. “Akp Millettv Huseyin Kocabıyık 2017” şeklinde kaydedilen numaraya giden notta şu yazıyordu:

“Şu anda bütün evlerimize polis baskını var. Tayyip Bey’i ve Süleyman Bey’i haberdar eder misiniz?”

Saat 07.29’u gösterdiğinde, Oktarcıların telefonu bu kez MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın’a ulaşmak için çalıştı. “Edip semih yalçın mhp” olarak kaydedilen numaraya Hüseyin Kocabıyık’a giden mesajın benzeri gönderiliyordu.

Saatler 09.15’i gösterdiğinde Soylu’nun özel kalem müdürlüğüne yeni bir SMS atıldı:

Vakıf Başkanımızı İstinye polis merkezine götürdüler. Fena muamele olmaması ve bir komplo olmaması için resmi makamlardan yardımınızı istirham ediyoruz.

Erol’un kitabında mesaj trafiği devam ediyor. Kitapta yazan ayrıntılar, her şeyin o sabah başlamadığını, Oktarcıların siyasilerle muhabbetinin eskiye dayandığını gösteriyor.

Belli ki operasyon sabahı Oktarcılar, ilk olarak İçişleri Bakanı Soylu’ya ulaşarak sürece müdahale etmesini beklediler. Bu beklentinin kaynağı neydi? İki üyeleri o sabah polisle silahlı çatışmaya giren, cinsel saldırıdan casusluğa kadar binlerce yıllık suçlamalara muhatap olan, savcılığın “silahlı örgüt” olmakla itham ettiği yapı, Soylu’dan neden bu kadar beklentiye girdi?

‘BAZI BAKANLAR’DAN SAKLANDI

Kitabı inceledikten sonra, Oktar Grubu’na tarihin ilk operasyonunu yapan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ı aradım. Meclis’te bir gün, genel kuruldan çıktığında, vekillerle görüşen takım elbiseli gençler gördüğünü, bunun ardından merak ederek ekibi soruşturmaya başladığını söyledi. Tantan, Oktarcılara daha önce yapılan operasyonun nasıl başarısız olduğunu ayrıntılarıyla anlattı. Oktarcıları savunan siyasiler olduğunu, onların çabalarıyla grubun kurtulduğunu söyledi. Tantan, konuşmamızda eski bir Meclis Başkanı’nın dahi grubu kurtarmak için çalışma yaptığını, kendisine ulaşarak “Bunlar iyi çocuklar, operasyonu durdurun” dediğini ifade etti.

Ardından, operasyon hakkında bilgiye sahip kritik isimleri aradım. Oktar operasyonu için İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın, İstanbul Emniyeti’nin ve MİT’in birlikte çalışma yürüttüğünü söylediler. Anlattıklarına göre, operasyon için düğmeye basılma aşamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da oluru alındı. Ancak Oktar’a yapılan operasyon “bazı bakanlar”dan habersiz yürütülmüştü. O dönem İstanbul Emniyeti’nin başındaki müdür ile bir bakanın arasındaki krizden söz ettiler.

Aracınızı yanlış yere park ettiğinizde ya da elektrik faturanızı kaçırdığınızda karşınızda bulduğunuz kamu görevlileri, İstanbul’un göbeğinde, bir grubun 30 yılı aşkın bir süre yaptığı faaliyetlere belli ki göz yumdu. Yetmedi; destekledi, güvence verdi. İş yol ayrımına gelince de bugün makbul sayılan öbür gün lanetlendi.

Oktarcıların davası bitmiş görünürken, hâlâ bir soru havada duruyor: Siyasi ayak nerede? PKK’nin ya da DHKPC’nin siyasi ayağı denilince, akla gelen bir dizi siyasetçi sayılıyor. İş, FETÖ’ye, IŞİD’e ya da Oktarcılara geldiğinde ise görünen siyasi ilişkilere rağmen, “ayaklar” yok sayılıyor.

Einstein, “aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar bekleme” haline delilik diyor ya… Kim bilir, belki delilik de aklın kendisinin bile farkında olmadığı bir seçimdir.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025