Naci Baba'nın bir çiftliği var
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Naci Baba'nın bir çiftliği var

24.02.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Yozlaşma ilkelerin yozlaşmasından başlar” diyor Montesqueiu. Kapının kırılmasından sonrasını haber veriyor.

Türkiye’nin son döneminde liyakat tartışmalarında başı üniversiteler çekiyor. Kamu kurumları mülakatla hak edeni elerken üniversiteler istediğini “adrese teslim ilanlar” ile koltuğa oturtuyor.

Bu konu o kadar tepki çekti ki...

Eski YÖK Başkanı Yekta Saraç döneminde adrese teslim kadro ilanlarını yasaklayan yönetmelik bile çıkarıldı. Gelgelelim devletin kadrolarını kendi çiftliğiymiş gibi dağıtan yöneticilerin tavrı değişmedi.

İşte geçen perşembe günü bu kadrolardan birinin hikâyesini yazdım. Ankara Üniversitesi’nde adına adrese teslim kadro açılan D.T.K’nin referansı bizzat mevcut YÖK başkanıydı. Haliyle ortada “Kimi kime şikâyet edeceksin” durumu vardı.

Bu seferki de farklı değil...

Üstelik ülkenin en yüksek puanlı üniversitesinden. Yani Boğaziçi’nden. Biliyorsunuz, üniversitenin rektörü Naci İnci, “Yaptım oldu” yönetim anlayışıyla sık sık haber oluyor. Son olarak sadece okuldaki kafeteryanın kapatılmasını protesto ettiği için 20 öğrenciye uzaklaştırma cezası verildi.

Peki Boğaziçi’nin sembol hocalarını, protesto eden öğrencilerini, yıllarını okula vermiş mezunlarını kapıdan çeviren Naci İnci, kimleri nasıl okula alıyor? İşte bu sorunun yanıtını vermek için daha önce defalarca haber olmuş önümdeki mahkeme dosyasını açıyorum.

HANGİ KADROYU VEREYİM ÖĞRENCİME!

Rektör Naci İnci, göreve geldiği yıl, “Veri Bilimi ve Yapay Zekâ Enstitüsü”nü kurdu. Adı afili enstitünün, okulda bu alanda çalışan hiçbir hocadan görüş alınmadan apar topar açılmasının amacı belliydi: Yeni kadrolar almak. Zira okulda zaten veri bilimi ve yapay zekâ üzerine çalışan bir merkez vardı. Hatta kamunun imkânlarıyla destekleniyordu. Nitekim enstitünün açılışı mahkemelik oldu.

“Yeni kadrolar” dedik ya...

İşte söylediğim karar onu resmen kanıtlıyor. Zira üniversite 24 Mayıs 2022’de söz konusu enstitü için bir ilana çıktı. İlanının “aranan nitelikler” bölümünde şu yazıyordu: “Yüksek kayıplı ve rastsal nanofotonik sistemlerin veri analizleri konusunda son 5 yılda uluslararası saygın dergilerdeki yayınları ile yetkinliğini kanıtlamış olmak”.

Oysa nanofotoniğin yapay zekâ ile doğrudan ilgisi yoktu.

Bu kadar da değil...

Bilgisayar bilimlerinin alanına giren kadro için İngilizce fizik bölümü mezunu olma şartı getirilmişti. Böylece bilgisayarcıların başvurması da engellenmişti. (Diken, Ayşegül Kasap)

Belli ki yine kadronun eşkali belliydi. Nitekim fizik bölümü mezunu olup söz konusu alanda çalışan, Naci İnci’nin de tez danışmanı olduğu bir öğrencisi vardı: B.G.! (Diken, Mehmet Baran Kılıç)

Gelgelelim Naci İnci Boğaziçililerdeki aklı küçümsüyordu. Bu kadro gerçekten kadro mu yoksa Boğaziçi’ni kadro çiftliğine çevirecek bir ilan mı anlamak için tek bir yol vardı: Kadroya uyan birinin daha başvurması! Öyle de oldu. Fizik mezunu olan ancak yapay zekâ ve veri bilimi alanında çalışan Kaan Öztürk söz konusu kadroya başvurdu. Elbette Öztürk değil, Naci İnci’nin öğrencisi B.G. kadronun sahibi oldu.

YARGI NACİ İNCİ’Yİ MAHKÛM ETTİ

Olaydan mağdur olan Öztürk, kadro ilanına dava açtı. Öztürk, “Yüksek kayıplı ve rastsal nanofotonik sistemlerin veri analizleri” konusunun deneysel fiziğin son derece uzmanlaşmış bir alt dalı olduğunu, yapay zekâ üzerine açılmış bir kadroya katkı sağlamayacağını öne sürüyordu.

Dosya bilirkişiye gitti. Uzman 3 profesör ilan için sonuç olarak şu kanaati bildirdi: “‘Yüksek kayıplı ve rastsal nanofotonik sistemlerin veri analizleri konusunda’ ibaresinin, kişiyi yahut belirli bir grubu, zümreyi tarif eder, keyfi, subjektif nitelikte olduğunun değerlendirildiği...”.

İstanbul 4. İdare Mahkemesi 29 Aralık 2023’te oybirliğiyle Kaan Öztürk’ün haklı olduğuna karar verdi. Söz konusu atamayı iptal etti.

Naci İnci dosyayı istinaf mahkemesine götürdü. 13 Mayıs 2024’te orada da oybirliğiyle kaybetti. Yargı, en eleştirildiği haliyle bile, Naci İnci’nin Boğaziçi’nde verdiği kadro ilanlarını “eş dost ataması” olarak gördüğünü söylüyordu.

İKİ KADRO BİRDEN

Gelgelelim kim dinler mahkemeyi!

Naci İnci, davayı kazanan Kaan Öztürk’ü kadroya atamadı. Üstüne üstlük, öğrencisi B.G. açıkta kalmasın diye onu “rektör danışmanı” yaptı. Ardından kendisinin de hocalık yaptığı fizik bölümüne B.G. için “kadro tavsiyesi”nde bulundu. Eşkal yine B.G’ye uyduruldu: “(...) nanofotonik ve nanoplazmonik alanlarında SCIE tarafından taranan Q1 kategorisindeki dergilerde yayını olmak.” Nitekim aynı özellikler için bir de doçent kadrosu açılıp B.G. doçent olarak da atandı. (Politik Yol, Mehmet Baran Kılıç)

Bugün üniversitenin resmi sitesine girildiğinde B.G. aynı anda iki kadroda birden görülüyor: Fizik bölümünde doçent ve rektörlükte danışman.

Türkiye’nin dünya sıralamasında önde bulunan az sayıdaki üniversitesinden biri Boğaziçi. Ömrünü bu üniversiteye vermiş hocalar, sınavla kazanmış öğrenciler, kimliğini taşıyan mezunlar sadece rektöre karşı çıktığı için kapısından giremiyor. Gelgelelim, Naci İnci’nin tezinin danışmanı olduğu öğrencisine isme özel kadro açılıyor, mahkeme bunu tespit ediyor, buna rağmen başka bir yolla öğretim üyesi, doçent, rektör danışmanı yapılıyor. Sonra da soruyoruz: Çocuklarımız “okusam da birinin adamı olmadan yükselemem” diyerek neden ülkeyi terk ediyor? Devletin Boğaziçi Üniversitesi bile şahıs çiftliği gibi yönetildikten sonra artık hangi bilimden, hangi üniversiteden, hangi liyakatten bahsedeceksiniz? Emek verdiğimiz, büyüttüğümüz her şey gibi o kurumlar da zaten vatanın kendisi değil mi?

İlkeler yıkıldı, kapı açıldı. Sonrası kartopu gibi büyüyerek üstümüze çığ olup düştü.

Yazarın Son Yazıları

İddianame aşamasında bir anda dosyadan çıkan fezleke!

İnsan ne anlatırsa anlatsın ancak eylemiyle anlaşılır.

Devamını Oku
18.12.2025
Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025