Öp beni, şap beni, sömür beni!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Öp beni, şap beni, sömür beni!

06.12.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Önümde bir tekstil firmasının kataloğu duruyor. Hayır, mahallenizdeki markalardan birinin değil. Yeni bakan Nurettin Nebati’nin sadece lüks semtlerde açılan zincir mağazasının. Katalogdaki çocuklar da mahalleden değil. Doktora tezinde Kemalizmi “Batıya öykünen elitist” diye eleştiren Nebati, iş paraya geldiğinde “Batı’ya öykünen elitist” olmuş! Kavruk Anadolu çocukları yerine Avrupalı çocuk modelleri seçmiş.

Elbette tesadüf değil. 15 yıl önce, henüz bakan değilken, ağa çocukluğundan mağazacılığa uzanan hikâyesini şöyle anlatıyor: “Türkiye’de özellikle üst gelir grubu ailelerin çocuklarının giydirilmesi konusunda bir boşluk olduğunu gördük. Ve ilk olarak İtalya, Hollanda ve İspanya’dan ithalatla çocuk giyimi işine girdik.”

Cumhurbaşkanı’nın “fiyatları indirin” dediği günlerde, Nebati’nin dükkânı cebinde parası olana hitap ediyor: Kız çocuk kot pantolonu 579 lira, erkek çocuk ceketi 999 lira, kız çocuk montu 1259 lira, erkek çocuk eşofman üstü 829 lira...

Şarkıda “Fabrikada tütün sarar sanki kendi içer gibi” diyor ya... Nebati’nin çalışanları, çocuğuna bir mont bir pantolon alsa maaşını bitiriyor.

UCUZ LİRALI NEBATİ MODELİ

Ekonomi, bir üretim ve bölüşüm ilişkisidir. Çoğu zaman rakamlarla anlaşılmaz hale dönüştürülür. Oysa sayıların ardında saklı bir paylaşım ilişkisi vardır. Endeks, borsa, döviz, enflasyon, faiz vs. vs. Tamamında parmakların ucundan akan emeğin birikmiş halleri gizlidir.

Erdoğan, 17 Kasım’da “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” dedi. Dolar, 10.56’yı gördü. Erdoğan, 23 Kasım’da “Kurdaki rekabet gücü yatırım, üretim ve istihdamda artışa yol açar” dedi. Dolar 13.46’yı aştı. Erdoğan, 30 Kasım’da “Biz kur faiz enflasyon sarmalında yaşamayacağız” dedi. Dolar 13.95 oldu.

Liste uzayıp gidiyor...

Kısacası etiketlerin saat başı arttığı kur etkisini bizzat Erdoğan yaratıyor. Dövizin uçup gitmesini, Türk Lirası’nın değersizleşmesini Erdoğan istiyor. İşte buna “Nebati modelinin yansıması” diyoruz.

PARASI OLANIN NEBATİ’Sİ

Nurettin Nebati, ekonomist değil. Ekonomiye ilgisi patronluğundan. 6 Mart 2006 tarihli Yeni Şafak gazetesi onun hikâyesini “Urfalı ağanın çocukları mağazacılıkta büyüyor” başlığıyla duyurmuş.

“Ürettiğimiz pamuk dışında tekstille hiçbir ilgimiz yoktu” diyen Nebati, tekstile 1996’da iplik ticaretiyle girmiş. Ardından fason üretime başlamış. Şimdilerde 2001 krizi yeniden konuşuluyor ya. Aslında Türkiye’nin çöktüğü kriz, kendisinin anlattığına göre Nebati’ye yaramış: “Belki de o kriz olmasaydı, bizim mağazacılığa girme şansımız olmayacaktı. Çünkü alışveriş merkezlerinde çok ciddi şekilde mağaza boşalıyordu. (...) 2000 yılında fason üretim yaptığımız Akmerkez’de mağazası olan bir hanımefendinin işleri kötüye gittiği için mağazaya ortak olarak girdik ve mağazacılığa başladık.”

O mağazalarda Nebati; Baby Graziella, Enrico Coveri, Mariella Burani, Betsy, Prosperine gibi lüks İtalyan markalarını satıyor. Mağazasından halkın alışveriş yapamayacağını biliyor. İthal mallar parası olanlar için.

Öte yandan...

VERSACE’YE ÖYKÜNEN NEBATİ

Nebati modelinin kriz sevmesinin ikinci bir nedeni var. Tekstilde ucuz emek sayesinde ihracat yapan Fasoncu Nebati, bu nedenle “Döviz artsın, emek ucuzlasın” istiyor. Döviz arttıkça, saatlik asgari ücret 1 dolara yaklaştıkça Nebati’nin ürünleri yurtdışına kolay satılıyor. Bangladeş’e, Pakistan’a rakip oluyor. Batı’ya öykünmüş Nebati’nin kendi markaları olan Riccione, Nebbati, Cioccolata’yı düşük ücretli Türk emekçiler üretiyor, Batılı çocuklar giyiyor.

Cumhurbaşkanı, 19 yıldır ülkeyi kendisi yönetmiyormuş gibi, seçim yaklaşırken son hamlesini yapıp çıkışını devrim gibi duyurdu ya... Bizim Maoculardan yandaş olanları tavlayacak şekilde, “Çin böyle büyümüş, biz pazara daha yakınız, onlardan daha avantajlıyız” dedi ya...

Yanlış anlaşılmasın, taklit edilen Çin’in planlı kalkınma hamleleri ya da yüksek teknolojisi değil. “Çin” denilince, Nebati modeli ucuz işçiliği, Türk emekçisinin parmaklarını “pazara daha yakınız” dediği Batı’ya düşük fiyatla pazarlamayı anlıyor.

Nitekim 2006 yılındaki Yeni Şafak röportajında, Nurettin Nebati’nin ortağı ve kardeşi Seyid Nebati, Çin’i neden sevdiğini şöyle anlatıyor: “İşçi fabrikada yatıp kalkıyor, maliyeti toplam 60 dolar civarında. İtalyanlarla beraber ürünlerimizin bir kısmını ileride Çin’de üretmeyi düşünüyoruz. Pekin’de mağaza açmak, hatta Versace’nin yaptığı gibi Çin’den 5 dolara alıp 150 dolara satmak gibi hayallerim var.”

15 yıl önce Türk işçisinin pahalılığından şikâyet ediyor Seyid Nebati: “Net 550 YTL maaş verdiğim her çalışan, toplamda bana 1000 dolara mal oluyor. (…) Tutturmuşlar üretim. Ben gidip Çin’de de üretebilirim.”

Bugün tam da istediği gibi asgari ücret net 200 dolar civarına düştü. Türk işçisi, Pekin’deki emekçiden daha ucuza geldi.

NEBATİ HAVUCU-NEBATİ SOPASI

Nebati modelinin özü bu. Bilinçli, isteyerek, kasti şekilde Türk Lirası’nın değersizleştirilmesi bu modelin esası. Böylece Öykünmeci Fabrikatör Nebatiler, Batılı çocuklara ucuzlamış Türk emeğinin ürünlerini makul fiyata satacak. Elitist Mağazacı Nebatiler ise batmış mağazalarda kendi dükkânlarını açarak zengin Türklere pahalı İtalyan kıyafetler giydirecek.

Yalnız Nebatileri mutlu edecek bu model nasıl kabul ettirilecek? Asgari ücret, olası yüksek zammı daha şimdiden kaybetti. Yoksul Türkler kısa dönem refah yanılsaması yaratacak düzene, din ve milliyetçiliğin sömürülmesiyle, o da yetmezse zorla ikna edilecek. Güneşteki buz gibi itibarı eriyen Erdoğan’ın Nebati modeli, bu nedenle bir elde hayali bir havuçla, öbür elde gerçek bir çivili sopayla uygulanacak. 12 Eylül’ün şiddeti de 24 Ocak modelini Türk emekçisine kabul ettirmek için değil miydi zaten?

Cübbeli Ahmet’in şarkısı önümüzdeki dönemi özetliyor: Öp beni, şap beni, şup beni, en çok sen sömür beni!

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025