Atatürk 23 Nisan’ı anlatıyor

Atatürk 23 Nisan’ı anlatıyor

22.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında ölüm fetvasını Mustafa Sabri yazdı, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah onadı, Sadrazam Damat Ferit Paşa imzaladı, Sultan Vahdettin ferman olarak yürürlüğe koydu.

Fetva/Ferman 11 Nisan 1920’de İstanbul gazetelerinde yayımlandı.

Mustafa Kemal Atatürk, idam fermanı yayımlandıktan 12 gün sonra Meclis’i nasıl açtığını NUTUK’ta anlatıyor. (Günümüzün diline ben çevirdim.)

***

Atatürk, önce Kuvayı Milliye’ye karşı olan Padişah taraftarlarının Meclis’in açılışını nasıl engellemeye çalıştığına değiniyor ve sonra aşağıdaki sözlerle devam ediyor:

Efendiler, bu tür olaylara bundan sonra büyük ölçüde rastlayacağız. Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasını ve açılmasını sağlamak için çalıştığımız günlerde bizi en çok uğraştıran, Düzce, Hendek, Gerede gibi Bolu bölgesindeki yerlerden başlayıp, Nallıhan, Beypazarı üzerlerinden Ankara’ya yaklaşma eğilimini gösteren irtica ve isyan dalgaları olmuştur.

Ben, bir taraftan bu dalgaların durdurulmasına çalışırken, bir taraftan da Ankara’da toplanmakta olan ve genel durumu henüz gereği gibi bilmeyen milletvekillerini dehşete düşürecek görüntüler karşısında bırakmamanın ve buna benzer durumların ortaya çıkmasıyla Meclis’in toplantısının engellenmesi gibi uğursuz olasılıklara meydan vermemenin çarelerini düşünüyordum. Bunun için Meclis’in açılmasında çok acele ediyordum.

Sonunda, gelebilmiş milletvekilleriyle yetinerek Meclis’in, Nisan’ın 23. Cuma günü açılmasına karar verdik.

Bu karar üzerine 21 Nisan 1920 tarihinde yayımladığım genelgenin içeriğini, o günün duygu ve anlayışlarına ne derece uymak zorunda kalındığını gösterir bir belge olması dolayısıyla, aynen bilginize sunmayı uygun görüyorum.

Tel: Gayet aceledir Ankara, 21.4.1920

Ankara’ya acele yazı

Kolordulara (14. Kolordu Vekâleti’ne)

61. Tümen Komutanlığına, Refet Beyefendi’ye

Bütün İllere, Bağımsız Sancaklara, Müdafaai Hukuk Merkez Heyetlerine

Belediye Başkanlıklarına,

1. Nisan’ın 23. Cuma günü, cuma namazından sonra, Al­ lah’ın yardımıyla, Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.

2. Vatanın bağımsızlığı, yüce Hilafet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görevleri yapacak olan bu Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü cumaya rastlatmakla, anılan günün kutsallığından yararlanılacak ve açılıştan önce bütün değerli milletvekilleriyle beraber Hacıbayramı Veli Camisi Şerifi’nde cuma namazı kılınarak Kuran’ın ve namazın ışıklarından da yararlanılacaktır. Namazdan sonra Hz. Peygamber’in sakalı ve kutsal sancak taşınarak Meclis Binası’na gidilecektir. Meclis Binası’na girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde camii şeriften başlayarak Meclis Binası’na kadar Kolordu Komutanlığı’nca askeri birlikler ile özel merasim ve güvenlik önlemleri alınacaktır.

3. Anılan günün kutsallığının halka aktarılması için bugünden itibaren il merkezinde Vali Beyefendi Hazretleri’nin düzenlediği hatim indirilmeye ve Buharii Şerif okunmaya başlanacak ve hatim indirmenin son kısımları uğurlu sayılarak Cuma günü namazdan sonra Meclis Binası önünde tamamlanacaktır.

4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı biçimde, bugünden başlayarak Buhari okunmasına ve hatim indirilmesine başlanarak, Cuma günü ezandan evvel minarelerde sala verilecek ve hutbe esnasında Halifemiz Padişahımız Efendimiz Hazretleri’nin adları söylenirken Padişah Hazretlerinin bütün vatanla birlikte bir an evvel kurtuluş ve saadete kavuşması duası ek olarak okunacak ve cuma namazının kılınmasından sonra da hatim indirilmesi tamamlanarak yüce Hilafet ve Saltanat makamının ve vatanın her yerinin kurtuluşu amacıyla yapılan milli çalışmanın önem ve kutsallığı ve milletin her bireyinin kendi vekillerinden meydana gelen bu Büyük Millet Meclisi’nin vereceği vatani görevleri yapmak zorunda olduğu hakkında vaazlar verilecektir.

Ondan sonra Halife ve Padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, huzuru ve bağımsızlığı için dua edilecektir.

Bu dini ve vatani merasimin yapılmasından ve camilerden çıktıktan sonra Osmanlı topraklarının her tarafında, hükümet makamına gelinerek Meclis’in açılmasından dolayı resmi kutlamalar yapılacaktır. Her tarafta cuma namazından evvel uygun bir biçimde mevlit okunacaktır.

5. Bu bildirinin hemen yayımlanması ve yayılması için her yola başvurulacak ve en uzak köylere, en küçük askeri birliklere, ülkenin bütün örgüt ve kurumlarına ulaştırılması sağlanacaktır. Ayrıca, büyük levhalar halinde her tarafa asılacak ve olanaklı olan yerlerde basılacak, çoğaltılacak ve parasız olarak dağıtılacaktır.

6. Yüce Allah’tan tam bir başarı dilenir.

Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal

22 Nisan 1920 tarihinde de şu küçük bildiriyi yayımladım:

Telgraf 22.4.1920

Dakika geciktirilmeyecektir.

Bütün İllerle Bağımsız Sancaklara,

Kolordulara, Nazilli’de Albay Refet Beyefendi’ye,

Bursa’da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa Hazretleri’ne,

Bursa’da 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Beyefendi’ye,

Balıkesir’de 61. Tümen Komutanı Albay Kâzım Beyefendi’ye,

Nisan’ın 23. Cuma günü Büyük Millet Meclisi Allah’ın yardımıyla açılarak göreve başlayacağından, anılan günden başlayarak bütün sivil ve askeri makamların ve bütün milletin yönetim ve başvuru yerinin belirtilen Meclis olacağı bilgilerinize sunulur.

Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal

***

TBMM, boynundaki idam fermanı 12 gün önce yayımlanmış olan Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından kurulmuştur:

Yetkileri tek bir şahsa devredilemez!

Yazarın Son Yazıları

CHP’nin ‘süreç’ açmazı

İmralı Heyeti olan DEM Parti yöneticileri, İmralı temaslarını anlatmak ve yeniden oraya gitmeden önce CHP’nin görüşlerini almak için Özgür Özel’le görüştü.

Devamını Oku
23.12.2025
‘Sürecin’ tarihi ve bugünü

“Sürecin bugününü” doğru değerlendirebilmek için terör örgütü PKK’nin ve İktidarla olan ilişkilerinin tarihine bakalım...

Devamını Oku
21.12.2025
İktidarın, PKK ve DEM çıkmazı

Emperyalizm, İsrail’in güvenliğini sağlamak ve bölgeyi daha kesin olarak kontrol edebilmek için Ortadoğu’da, Irak’la birlikte, Suriye’yi de kapsayan bir Kürt Devleti kurulmasını dayatıyor...

Devamını Oku
19.12.2025
Atatürkçülük, Marksizm ve Ataol Behramoğlu

Okan Toygar’ın “HAYATIMIZ GÜZELDİR, Ataol Behramoğlu’nun Siyasal Kimliği” adlı nehir söyleşisi, Tekin Yayınevi tarafından yayımlandı.

Devamını Oku
18.12.2025
On birinci yargı paketi: Komedi değil, trajedi!

31 Temmuz 2023 ve öncesinde suç işleyenlere infaz indirimi de getiren 11. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş:

Devamını Oku
16.12.2025
Tarihi geri götürmek olanaklı değildir!

Orta Doğu’da İsrail’in güvenliği için bir Kürt Devleti kurmak isteyen ve bu nedenle Suriye’de, Terörist Radikal İslam’la uzlaşan ABD, Çağdaş bir Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni de, İktidarla el ele, Suriye gibi Orta Çağ’a, dinler, mezhepler ve aşiretler bazında örgütlenmiş olan Merkezi Feodal bir yapıya geri götürmek istiyor!

Devamını Oku
14.12.2025
Devlet çökertildi ama yenisi kurulamadı (7)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı yapmasından sonra, geçen hafta başında yazmaya başladığım yazıların yedincisi.

Devamını Oku
12.12.2025
Stockholm sendromunun kaynağı (6)

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, HDP’li ve onun devamı olan DEM Partili politikacılar ve belediye başkanları görevlerinden alınır ve bazıları hapse atılırken, DEM Parti’nin “Süreç” bağlamında iktidara destek vermesindeki çelişkiyi vurgulamak için zekice dile getirdiği “Stockholm Sendromu”, Türkçemizin bütün çarpıcı güzelliğiyle, “Celladına âşık olmak” biçiminde ifade edilen bir durumdur.

Devamını Oku
11.12.2025
Açılım, Stockholm sendromu ve toplumsal şok (5)

İktidar, kamuoyundaki yaygın izlenime göre, “Açılım Süreci”ni, ilan ettiği gibi “Barış” “Demokrasi” ve “Terörsüz Türkiye” için değil, başarısızlıklarından dolayı siyaseten biten ömrünü uzatmak için içeride DEM Parti’den, dışarıda Emperyalizmden destek aradığı için yapıyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Açılım: Stockholm Sendromu ve şok doktrini (4)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı üzerine, geçen hafta Salı günü başladığım yazıların dördüncüsü.

Devamını Oku
07.12.2025
Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025