Önce kavramları tanımlayalım:
Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.
***
“Anomi”nin belirtileri şunlardır:
1) Toplumda kurallar belli olmadığı için, bireyler hayatta başarılı olma yollarının tıkalı olduğunu görürler ve gelecek için belirledikleri hedeflerin gerçekleştirilme olanaklarının azaldığını düşünürler.
2) Toplumdaki başarı yollarını tıkalı gören, toplumla olan değer ve ahlak bağları zayıflayan veya kopan insanlar, bir boşluk ve hiçlik duygusuna kapılırlar.
3) Toplumun bütün alanlarındaki güven duygusu azalır. Bireyler destek için kurumlara da kişisel ilişkilere de güvenemezler; insanlarda kötümserlik, güvensizlik, kaygı ve tedirginlik duyguları artar.
4) Böyle bir yapıda geleceğe ilişkin umutlar yok olur.
5) Mevcut siyasal liderlere ve mevcut siyasal yapıya olan güven kaybolur.
6) Siyaseten tam geri çekilme, tam içine kapanma, tam küskünlük veya tam biat, tam bağlılık, tam bağımlılık gibi demokratik rejimlerde pek sık görülmeyen tepkiler yaygınlaşma eğilimi gösterir.
7) Adalete karşı da güven yitirildiği için toplumda anlaşmazlıkların hukuk dışı yollarla çözülme yolları aranmaya başlanır, şiddet yaygınlaşma eğilimi gösterir.
8) Kuralsızlık ve adaletsizlik egemen olduğu için, karaborsa, mafyatik örgütler, çeteler, dolandırıcılar, kaçakçılar çoğalır ve güçlenir.
9) Sonuç olarak toplum dışına göç, psikolojik hastalıklar ve intiharlar artma eğilimi gösterir.
***
“Anarşi”nin belirtileri şunlardır:
1) Hukuk ve düzen yok olur. Merkezi bir otorite olmadığı için suç oranları artar; hırsızlık, şiddet ve kaos yaygınlaşır, çünkü yasaları uygulayacak bir mekanizma olmaz.
2) Ekonomik istikrarsızlık başlar. Ticaret ve yatırımlar güvensiz hale gelir, para birimi değer kaybeder, enflasyon yükselir ve genel kalkınma durur.
3) Kamu hizmetleri çöker. Eğitim, sağlık, altyapı gibi temel hizmetler sağlanamaz; yollar, hastaneler ve okullar işlevlerini yerine getiremez.
4) Dış tehditlere karşı savunma gücü yok olur. Ülke, yabancı işgallere veya müdahalelere açık hale gelir, çünkü organize bir savunma gücü kalmaz.
5) İç çatışmalar ve güç mücadeleleri artar. Güç boşluğu, silahlı grupların ve/ veya teröristlerin yükselişine yol açar, iç savaşlar ve bölünmeler artar. 6) Toplumsal eşitsizlikler artar. Zenginler veya güçlüler kendi kurallarını dayatır, zayıflar ezilir ve sosyal adalet tamamen ortadan kalkar.
7) İnsan haklarının ihlali yaygınlaşır. Kişisel özgürlükler korunamaz, keyfi şiddet ve baskı yaygınlaşır, çünkü hakları savunan kurumlar yok olmuştur.
***
İktidar olduğu devleti, kurucu ilkelerinden uzaklaştıran, ortak değerlerini yok eden, milli ve dini bayramlarını yozlaştıran, vatandaşlarının özgürlüğünü, can ve mal güvenliğini zedeleyen, adaletsizliği yaygınlaştıran bir iktidar, en başta elindeki meşru ve güvenilir egemenlik gücünü yok ettiği için “kendi bindiği dalı kesmiş”, devleti yıkarak kendi gücünü yok etmiştir:
Bunların sonucu olarak ülkeyi hem “Anomi”nin hem de “Anarşi”nin kollarına attığı için, yıktığı devletin yerini ne kadar Faşist zorbalıklarla doldurmaya çalışırsa çalışsın, ne kadar büyük baskılar yaparsa yapsın...
Devleti yıkan iktidar, mutlaka hızla çöker, “Anomi” ve “Anarşi”ye ek olarak onları önlemek için kullandığı Faşist yöntemlerle, topluma büyük maliyetler de ödeterek intihar eder!