Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atatürkçülük ve sosyal demokrasi-5

11 Ağustos 2022 Perşembe

Sosyal Demokrasinin yerel, ulusal kökenleri, önce Cumhuriyet Devrimi’nden, Atatürkçülükten de etkilenmiştir.

Şimdi bu açıdan, çok kısaca Atatürk dönemine Kadro Dergisine ve Altı Ok’a bakalım.

***

Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan emperyalist ülkelerin işgaline karşı yaptığı İstiklal Savaşı’na Lenin’in verdiği destek, Mustafa Kemal Atatürk’ün, o sıralarda “Bolşevizm” olarak tanımlanan Rus Devrimi ile yakın ilişkilerine yol açmıştı.

Fakat Osmanlı’nın mirası olan Din-Tarım toplumunun feodal yapısının kıyıcı egemenliği, Atatürk’ü, Rus Devrimi yerine, Fransız Devrimi’ne daha yakın uygulamalara sevk etmiştir.

Sonuçta, anılardan, söylevlerden ve eylemlerden anladığımız kadar, Atatürk, çağdaşlaşma yolunda, Bolşevik Devrimi yerine Milli Demokratik Devrim Stratejisini uygulayan politikaları benimsemişti.

***

Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Demokratik Devrimini tutarlı bir evrensel ideoloji bağlamında formüle etmek isteyenler 1932 yılında Kadro Dergisi’ni çıkarmaya başlamışlardı.

İdeologluğunu Şevket Süreyya Aydemir’in yaptığı bir grup yazar ve düşünürün çıkardığı Kadro Dergisi, Türkiye’deki Sosyal Demokrasi’nin ilk kaynaklarından birini oluşturmuştur.

Atatürk ve İnönü’nün desteğiyle çıkmaya başlayan Kadro Dergisi, İstiklal Savaşı ve Atatürk Reformlarından oluşan “Milli Demokratik Devrim”in ideolojisini, evrensel çapta kabul görecek bir sol terminolojiyle formüle etmeye çalışıyordu.

Derginin ideoloğu S¸evket Süreyya Aydemir, imtiyaz sahibi Yakup Kadri Karaosmanogˆlu, yayın müdürü Vedat Nedim Tör’dü. Dergi ilk sayısında, hedefini şöyle açıklamıştı:

“Türkiye bir inkılap içindedir.

Bu inkılap durmadı...

İnkılabımız derinleşme ve genişleme istikametindedir.

Bu inkılap kendisine prensip ve onu yaşatacaklara şuur olabilecek bütün nazari ve fikri unsurlara maliktir.

Ancak bu nazari ve fikri unsurlar inkılaba ideoloji olabilecek bir fikriyat sistemi içinde terkip ve tedvin edilmiş değildir...

Kadro bunun için çıkıyor.”

***

Kadrocular, Rus Devrimi’nden, Marksizm/Leninizmden etkilenmiş olmakla birlikte, İstiklal Savaşı ve Atatürk Devrimleri bağlamına daha yakın görünen bir yaklaşımla, dünyadaki emperyalist sömürüyü, sınıfsal sömürüyle birlikte birinci başat çelişki olarak niteliyorlardı.

Marksist düşünceyi, Osmanlı toplumsal yapısının geri kalmışlığına, İstiklal Savaşı’na ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Demokratik Devrim Reformlarına uyarlamaya çalışıyorlardı.

***

Dönem, Yeni Cumhuriyetin Sanayi Planları yaptığı, “Devletçilik” ideolojisinin telaffuz edilmeye başlandığı dönemdir:

1930 yılında, Cumhuriyeti Demokrasiyle taçlandırmak için Atatürk tarafından Fethi Okyar’a kurdurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Liberalizmi savunmasına karşı CHP’nin Başbakanı İsmet İnönü “Devletçilik” terimini Ankara-Sivas demiryolunun açılış nutkunda “Muhterem muarızı” Fethi Okyar’a karşı dile getirmiştir.

Tam bu sıralarda Kemalizm de Altı Ok olarak formüle edilmeye başlanmıştır.

Bütün bu nedenlerle Profesör Örsan K. Öymen daha önce andığım makalesinde şöyle diyordu:

“Atatürk’ün, 1920’li ve 1930’lu yıllarda halkçılık ve devletçilik ilkeleriyle ve karma ekonomik model uygulamasıyla, Batı Avrupa’da 1960’larda ve 1970’lerde gelişen sosyal demokrasiyi öncelediği söylenebilir.”

***

Sonuç olarak Atatürkçülük/Kemalizm ile Sosyal Demokrasi arasındaki ilişkilerin Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, hem Kadro Dergisi aracılığıyla hem de Atatürk’ün Milli Demokratik Cumhuriyet Devrimi’ni formüle etme çabaları sırasında dile getirilen Altı Ok bağlamında, başladığı açıkça görülmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları