Sincan’dan Müyesser Yıldız: AKP’nin kadına bakışı

18 Ağustos 2020 Salı

Müyesser Yıldız, bıkmadan, yorulmadan, küsmeden, doğruları, gerçekleri yazan, sonsuz enerjili bir kadın gazetecidir.

Hem AKP/FETÖ işbirliğiyle tezgâhlanan “Birinci Silivri Trajedisi”nin hem de AKP’nin (kim bilir hangi cemaatlerden destek alarak) tek başına uyguladığı “İkinci Silivri Trajedisi”nin mağdurudur:

Yine haksız ve hukuksuz bir biçimde hapiste.

Ama hapisteyken bile tarihsel ve güncel gerçekleri, doğruları yazmaktan geri durmuyor.

Yazılarını Facebook sayfasına da koyuyor.

“İstanbul Sözleşmesi” bağlamında AKP’nin kadın hakkındaki görüşlerini anlattığı aşağıdaki bölümü

https://www.facebook.com/notes/müyesser-yıldız/erdoğanın-bir-gençlik-hayali-de-buydu/10157591599817648 adresindeki yazısından aldım.

***

“...Sözleşmeyi imzalayan AKP iktidarı, Meclis’te tam kadro oy veren AKP. Dokuz sene sonra ‘aile yapısını bozduğunu, eşcinsel evliliklere izin verdiğini’ iddia edip sözleşmeden vazgeçmeye niyetlenen de yine AKP...”

“...Kaldı ki daha üç gün önce Erdoğan’a yakın isimlerden AKP İstanbul Milletvekili Hamdi Çamlı özetle şunları söyledi:

‘Kadın erkek eşit değildir, eşitlik koca bir tantanadır. Allah nasıl şirk kabul etmezse, insan da kabul etmez. Kadın ve erkeği eşitliğe zorlayanlar en büyük kötülüğü yapanlardır. Onların fıtratına, yani yaradılışlarına müdahale etmemek gerekir.’

Herkes görüyor, anlıyor; mesele İstanbul Sözleşmesi değil. Bu adımla miras hukuku değişikliğinden çocuk evliliklerine, belki de çokeşliliğe giden bir yolun kapısı aralanacak.

Hatta hatta daha ötesi!..

Daha ötesi ne mi? Yeniden Mehmet Metiner’in kitabına başvurup geçmişte Erdoğan’ın demokrasi, laiklik ve de kadın hakkında ne düşündüğünü hatırlatayım. Metiner şunları anlatıyor:

‘İlk gençlik yıllarında demokrasiyi tıpkı bu satırların yazarı gibi ‘küfür rejimi’ olarak kabul eden Erdoğan, bu rejimi yüzde elli birin yüzde kırk dokuz ve üzerindeki tahakkümü olarak görüyor, yerden yere vurmayı sürdürüyordu. Laikliği ise ‘din düşmanlığı’ ve ‘dinsizlik’ biçiminde eleştiren bir siyasi argümanı dillendiriyordu. Erdoğan’ın demokrasiyi ve laikliği içselleştirmesi hayli zaman aldı, ama sonunda o çizgiye gelip oturdu işte. Bugün geldiği noktada samimi olduğuna inanıyorum.’

Kadın İffetinin Ölçüsü

Olanlar ortada. O yüzden ‘acaba’ demekle yetinerek, ‘kadın’ başlığına geçip yeniden Metiner’e kulak verelim:

‘Bizim anlayışımıza göre kadın, ayakları altına cennetin serildiği kutsal bir varlıktı. Ya bir anaydı, ya bir eş veya bir bacıydı, mecbur olmadıkça çalışmamalıydı. O, eşine ve çocuklarına bakmakla yükümlüydü. Kadını işyerinde başka erkekler arasında çalışan bir varlık olarak düşünemezdik bile. Böyle bir çalışma düzenini İslam dışı bulurduk. Dışarıda başı açık dolaşan kadın, iffeti ve namusu tartışmalı bir kadındı. Bu hafif tabiriyle günahkâr bir kadındı, ‘fitne unsuru’ydu.’

Kadının Siyasetteki Sınırı

Kısa bir süre önce Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in, ‘AKP iktidarına kadar kadının adı yoktu’ sözü epey tartışıldı ya peki, AKP iktidarına kadar Erdoğan’a göre kadının siyasetteki adı ne olmalıydı?

İşte Metiner’in yazdıkları:

‘1980’li yıllar... Tayyip Erdoğan, RP İstanbul İl Başkanı. Genç, inançlı ve hırslı bir politikacı. Politika onun için bir araç elbet. ‘İslami devlet’e giden yolda parti çalışması sadece sevap kazandıran bir uğraş. Referansı bütünüyle İslam olan Erdoğan, günah olduğu için kadın eli sıkmıyor... Kadınların siyasal çalışmalarda erkeklerle bir arada bulunmalarını günah sayıyor.’

Dahası var; ‘Kadınların seçme hakkı olabilir, ama seçilme hakkı asla’ deyip ayak direyenlerin safında yer alıyormuş!..

Erdoğan, Ayasofya’nın camiye çevrilmesi kararı için ‘Gençlik hayalimizdi’ demedi mi?

Buyurun, size bir gençlik hayali daha!

Tarikatlar ve cemaatlerin de kadın hakkındaki görüşleri belli. Onlar istiyor diye İstanbul Sözleşmesi’nin feshi düşünüldüğüne göre ister misiniz bu ‘hayal’ de hayata geçirilsin!..

Sincan’dan Silivri’deki Barış Pehlivan’a, Hülya Kılınç’a, Murat Ağırel’e ve açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler...

Müyesser Yıldız

Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu G4 Blok”

***

Sevgili Müyesser Yıldız’ın yazısından çok şey öğrendim.

Hapiste bile bizi aydınlatmaya devam ediyor:

Bütün insanlık adına, ama özellikle de kadınlar için yılmadan, usanmadan, doğru ve gerçek habercilik yapan, temel hak ve özgürlükleri savunan, haksızlık ve hukuksuzluklara direnen, bu çelik iradeli kadının önünde saygıyla eğiliyorum.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları