Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 17/10/2025 tarihli ve 101 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda yapılan değişiklikler aşağıda özetlenmiştir:
- Kanun teklifinin 18. maddesiyle 5510 sayılı Kanunun 41 ve 46. maddeleri ile geçici 31, 36, 43 ve 44. Maddelerinde 1/1/2026 tarihinden itibaren yapılacak değişiklikle; doğum borçlanması hariç olmak üzere, askerlik, avukatlık stajı, doktora ve uzmanlık öğrenimi, tutukluluk ve gözaltı, fahri asistanlık, grev ve lokavtta geçen, uzman ve usta öğreticilerin 1/3/2011 öncesi 30 günden eksik, 1416 sayılı Kanun kapsamında yurtdışında resmi öğrenci, kısmi süreleri çalışmalar, 4/c sigortalılarının aylıksız izin ve seçimler nedeniyle istifa ettikleri sürelerine ilişkin borçlanmalarda prim oranı yüzde 32’den yüzde 45’e yükseltilmiştir. 5510 ve 5434 sayılı kanunlar kapsamında borçlanma yapmak isteyen Devlet memurlarının da borçlanma oranları yüzde 45’e yükseltilmektedir
Kısmi süreli çalışan 4/a sigortalıların 30 günden eksik sürelere ilişkin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmiş olması halinde, genel sağlık sigortası primi ödenmiş bu sürelere ilişkin borçlanma tutarı yüzde 20’den yüzde 39‘a yükseltilmektedir.
Yapılacak düzenlemeyle, borçlanma maliyetleri yükseltildiğinden, borçlanma yapmak suretiyle emekli olacakların emeklilik hayalleri ertelenmiş olacaktır. 2026 yılında hem asgari ücretin artması hem de borçlanma prim oranının yüzde 45’e yükseltilmesi sigortalıları çok zorlayacaktır. Borçlanmak suretiyle emekli olmak isteyenlerin 2026 yılını beklemeden borçlanma taleplerini 2025 yılında yapmaları, yeni kanundan etkilenmelerini önleyecektir.
- Kanun Teklifinin 18. Maddesiyle 1/1/2026 tarihinden geçerli olmak üzere, Bağ-kur kapsamında prim borcu bulunan ve 5510 sayılı Kanunun geçici 17, 63, 76, 83 ve 84. maddeleri kapsamında sigortalılık süreleri durdurulan Bağ-kur’luların, bu hizmetlerini tekrar canlandırmak için yaptıkları ihya işleminde prim oranı yüzde 34,75’ten, yüzde 45’e yükseltilmektedir.
Mevcut durumda ihya işlemi durdurulan tüm sigortalılık süreleri için yaptırılmakta ve kısmi ihya hakkı Bağ-Kur sigortalılarına tanınmamaktadır. Bağ-Kur’luların emeklilikte 9 bin prim gün sayısının 7 bin 200 güne indirilmesine ilişkin yasal çalışmaların başlatıldığının açıklandığı bir dönemde, iktidar bırakın Bağ-Kur’lulara kısmi ihya hakkını vermeyi, ihya prim oranını artırarak yine büyük hayal kırıklığı yaratmıştır.
- Kanun Teklifinin 20. Maddesiyle 2026 yılı Ocak ayından geçerli olmak üzere, Bağ-kur sigortalıları için uygulanan “Genç Girişimci Desteği” kaldırılmıştır. 1/6/2018 tarihinden beri uygulanan ve 1 yıl süreyle genç girişimcilere kuruluş aşamasında prim desteği sağlayan teşvikin kaldırılmasının, yeni işyerleri açılmasında düşüşler yaratacağı gibi istihdamı azaltıcı etkilerinin olması beklenilmektedir.
- Kanun Teklifinin 20. Maddesiyle 2026 yılı Ocak ayı başı itibariyle, mevcut durumda yüzde 20 (yüzde 9 sigortalı, yüzde 11 işveren payı) olarak uygulanan malullük, yaşlılık ve ölüm (MYÖ) sigortaları prim oranı, işveren payının yüzde 11’den yüzde 12’ye yükseltilmesi nedeniyle, yüzde 21 olacaktır. Bu durumda işveren prim yükü mevcutta;
*Teşviksiz yüzde 22,5’dan, yüzde 23,5’a toplamda ise 37,75 ten, yüzde 38,75’e,
*Teşvikli (4 puan indirim) yüzde 18,5’ten yüzde 21,5’e, toplamda ise yüzde 33,75’ten yüzde 36,75’e yükseltilecektir.
- Kanun Teklifinin 20. Maddesiyle 2026 yılı Ocak ayı başından itibaren dört puanlık sigorta prim teşvikinin, imalat sektörü hariç iki puana indirilmesi öngörülmüştür. Kanun Teklifinin 24. Maddesiyle imalat sektöründe faaliyet gösteren işverenler için beş puanlık indirim uygulamasının devam edeceği anlaşılmakta olup, mevcut yasada, imalat sektörü için beş puanlık sigorta prim teşvikinin 21/12/2026 tarihine kadar uygulanmaya devam edeceği, ancak Cumhurbaşkanının bu süreyi 31/12/2027 tarihine kadar uzatmaya yetkili olduğu belirtilmektedir.
Yapılan teşvik indirimi Bağ-kur’luları kapsamamaktadır. Bağ-Kur sigortalıları vadesi geçmiş prim borcu olmadığı sürece primlerini 5 puan indirimli olarak ödemeye devam edeceklerdir.
Kanun Teklifi gereğince, 2 puanlık indirim, yine Teklifle yüzde 12’ye yükseltilen işveren hissesi üzerinden yapılacağından, MYÖ sigortasında işveren prim oranı yüzde 12 yerine yüzde 10 olarak uygulanacaktır. Prim indiriminin 4 puandan 2 puana indirilmesiyle imalat dışı sektörlerde maliyetlerin artması sebebiyle işten çıkartmaların olabileceği ve düzenlemenin istihdamı daraltıcı etkisi görülecektir.
- Kanun Teklifinin 21. maddesiyle 1/1/2026 tarihinden geçerli olmak üzere, prime esas kazanç üst sınırı, alt sınırın 9 katına yükseltilmiştir. Mevcut durumda günlük kazanç üst sınırı, günlük kazanç alt sınırının 7,5 katı şeklindedir.
Prime esas kazanç üst sınırının 7,5’tan 9’a çıkartılması, MYÖ sigortaları prim oranının yüzde 20’den yüzde 21’e yükseltilmesi ve prim indiriminin 4 puandan 2 puana indirilmesi göz önüne alınarak 2025 rakamlarıyla yapılan hesapta, primleri azami kazanç üzerinden bildirilen sigortalı için Kanun teklifiyle yapılan değişiklik sonrası işverene yüzde 30,67 oranında bir prim yükü getirilmektedir.
- Kanun Teklifinin 20. Maddesiyle 2026 yılı Ocak ayı başından itibaren malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranındaki işveren payının yüzde 11’den yüzde 12’ye yükseltilmesi sonucunda yüzde 21 olarak uygulanacak olan, MYÖ sigortaları prim oranı, primlerini ödeme yükümlüsü kendisi olan bazı sigortalıların (isteğe bağlı sigortalılar, tarım sigortalıları, ev hizmetlerinde çalışanlar, ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında çalışanlar ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarlar, ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar) ödeyecekleri prim oranları yüzde 1 oranında artırılacaktır.
Yapılan düzenleme ile primlerini ödemekte güçlük çeken ve primlerini ödeyemedikleri için emekli olamayan bu grupların, prim yükü artırılarak daha mağdur hale getirilmiştir.
- Kanun Teklifinin 22. Maddesiyle 1/1/2026 tarihinden geçerli olmak üzere, 5510 sayılı Kanuna eklenen ek 24. Madde ile kendi sigortalılığı ve/veya hak sahibi olduğu kişinin sigortalılığı nedeniyle oluşan genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin borçlarının yüzde 25 oranını geçmemek üzere gelir veya aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edileceği öngörülmüştür. Mevcut uygulamada, 5510 sayılı Kanunun 93. Maddesi gereği emekli aylıklarından nafaka borçları dışında Kurumun 5510/88. Maddeye göre takip ve tahsili gereken prim alacakları aylıklardan haczedilmek suretiyle tahsil edilmektedir. Görüleceği üzere, zaten uygulamada prim borçları emekli aylıklarından kesilmekte olup, madde yazılımında hata olduğu düşünülmektedir. Aslında burada kastedilen durum, 5510/60/(g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası primi ödeme yükümlüsü olan sigortalıların, tahsil edilmeyen genel sağlık sigortası primlerinin bağlanacak emekli aylıklarından haczedilmek yerine, doğrudan yüzde 25 oranında kesilmesidir.
- Kanun Teklifinin 25. Maddesiyle, Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmek üzere, 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 110. Maddede; 2025 yılında götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi yapılmış kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularının Kuruma 31/12/2025 tarihine kadar bu sözleşme kapsamında verdikleri tedavi hizmetlerine ilişkin toplam tahakkuk tutarının götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması durumunda, aradaki farkın terkin edileceği, terkin edilen tutarın, Bakanlık bütçesine bu amaçla tahsis edilecek ödenekten karşılanacağı, bu maddeye ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirleneceği öngörülmüştür. Mevcutta bu uygulama yapılmakla birlikte, burada önemli olan husus, anlaşma kapsamında fazla ödeme yapılması halinde, madde gerekçesinde bunun üniversite hastanelerinin finansal sürdürülebilirliğine destek olarak vurgulanması ve yapılmamış bir sağlık harcamasının bedelinin ödenmesidir.