Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
RTE Sokakla Baş Edebilir mi ve Diktatörlük Konusu
“RTE diktatör mü”, profesör unvanını alınca ve AKP’nin destekçisi olunca, her şeyi yazabilir, inandırıcı da olabilir. Öyle düşünüyor olsa gerek zahir... Veya aklı pelteleşmiş... Veya gerçekten okumuşlukla cahilliğin sınırının ne olduğunu sorgulatıyor insana... Yanıtına bakın: “Hayır diktatör olamaz, o bir demokrat, çünkü arkasında büyük halk desteği var.” Tarihe baksa, arkasında en büyük halk desteği olanların ne amansız diktatör olduklarını ve ülkelerini sürükledikleri rezaleti görecek... Ama, akıl pelteleşmiş dedik ya...
Demokrasi, partilerin liderlerinin arkalarındaki büyük halk desteği olup olmadığıyla ölçülmez. Hatta bir siyasetçinin arkasında böyle büyük bir destek olması, ülke için, demokrasi için, gelecek için büyük tehlike oluşturabilir. O kişi derhal mutlak güce doğru adımlar atabilir. Artık diktatörden diktatör beğenersiniz... Asanı keseni mi, büyük baba mı, kanlısı mı kansızı mı...
Bu nedenle, demokrasiler, demokratik parlamenter sistemler, öncelikle kendilerini böyle arkasında büyük kitlelerin olduğu amansız siyasetçilere karşı korurlar. Devlet erki içindeki yetkileri dağıtır, güçler ayrılığına büyük önem verir. Yargıyı tarafsızlaştırır ve bağımsızlaştırır.
RTE diktatör mü? Fiili yönetimi, bütün yetkileri elinde toplamış olduğunun kanıtı. Yargı fiilen elinde. Her şeyi belirleyen adam. 4 günlük yokluğunda AKP, Gül’ün de katılımıyla, içinde bulundukları çıkmazdan kurtulmak için ciddi bir çözüm arayışında oldu. Ama bir geldi pir geldi. Ortalığı derledi topladı, herkesi sus pus etti ve siyasal komutan olarak hedefini gösterdi: Taksim çapulcuları.
Siyasal inanışı şudur: “Büyük çoğunluk arkamda, bana yetki verdi, her istediğimi yaparım.” RTE, çoğunlukçuluk diktasının adamıdır, insanıdır. Bu açıkça diktatörlük rejiminin adıdır. Göstermelik bir parlamentosu da olan... RTE’nin çoğulculuk adına yaptığı hiçbir şey yoktur 11 yıldır iktidar döneminde. Meclis’te muhalefetle paylaştığı tek bir yasa maddesi bile olmamıştır. Hep kendi isteğini, kararını, iradesini dayatmıştır.
Ne adına? “Millet iradesi” dediği, kendisini tek başına iktidara getiren oyçoğunluğu adına. Çoğunlukçuluk, diktatörlüğün en kabası, en gözükarası, en zalimi olabilir. Parlamenter rejimi esir alır, güçler ayrılığını yok eder, tek adamı diktatör yapar...
RTE, kararlaştırdığı mitinglerle, AKP’li seçmeni ve fanatik taraftarlarını, direnen, demokrasi isteyen milletin çoğunluğuna karşı çıkarıyor. Bunu neden yapıyor? Ya kendine moral için ya taraftarlarına moral için. En kötüsü tabii, bunun ardında halkı ikiye bölerek birbiriyle karşı karşıya getirmek düşüncesi yatmıyordur. Ama böyle giderse, yaparsa, milletin birbiriyle vuruştuğu bir ülke ortaya çıkar...
İktidar zaten polis gücüyle protestocuların canına okuyor. Polis içindeki katil ruhlular, hedef gözeterek gaz mermisi atıyor göstericilere. Bu büyük suçun ortağı iktidar. Şimdi bir de hazırlayacağı güruhları milletin üzerine mi salacak?! Böyle bir şeyi sanmıyorum, sanmak istemiyorum, sadece büyük bir tehlikeye dikkat çekiyorum... Çünkü bu ülke o kadar bölünmüş ki, iktidar şimdi bu yönde bir kıvılcım çakarsa, bütün ülke yangın yerine döner.
Diktatör veya diktatörlüğe yatkın kişilik, her şeye çeki düzen vermeye yatkındır. Şimdi son açıklamalarına bakalım sadece: RTE, New York Times’a bile, Taksim Gezi’deki olayları açıklayan bildiriyi ilan olarak yayımladığı için zılgıt çekiyor. Garanti Bankası Müdürü Ergun Özen’i, halkın parasını çekmesini durdurmak için protestoculara “Ben de çapulcuyum” dediği için sigaya çekiyor. Neymiş, GB onlar sayesinde güçlenmişmiş!
Sabancı’ya ve Koç’a düşman mı düşman... İki büyük holdingin güzide üniversitelerinin tutumlarından hoşnut değil. “Koç Üniversitesi orman içinde kuruldu, Orman Bakanı kaldıralım istiyor, biz zor durduruyoruz” diyor. Sabancı Üniversitesi için de, neden yönetimleri Taksim direnişine göz yumuyormuş.
RTE, elinden gelse, bir yasa ile kendi cemaatinden olmayan bütün şirketlerin mal varlıklarını iptal edecek, yandaşlarına devredecek..
Demokrasiye inanan, farklı fikirlere saygı gösteren, çoğulculuğu içselleştirmiş bir insan, böyle davranır mı, bunu yapabilir mi... Hayır tabii ki! Peki ne tür bir siyasetçi yapar bunu?
Zaten, RTE-anayasası bile başlı başına, siyasal düşüncesi ve kişiliği hakkında çok temel fikir veriyor.
RTE, yeni ortaya çıkan direnişi, gençliği ve çevresindeki milletin desteğini ve haykırışını anlayabilecek bir siyasal kültürün insanı değildir. İnandığı tek şey, kendisi, inançları, diktacı siyasal anlayışıdır.
RTE, sonuna kadar direnecektir. Ama gördüğüm kadar, ülkede sokağa direniş olarak yansıyan bu gençlik, milleti, bu demokratik düşünce ve eylemle baş edebilmesi zordur..
Ne pahasına olursa olsun diyebilecek bir siyasal lider olabilir mi? Evet görülmüştür geçmişte ama sonuçlar hep acı olmuştur..
Arkalarına baktıklarında ise, dayandıkları sandıktaki oyçoğunluğunun yerinde yeller estiğini bile görmeye zamanları olmamıştır..
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!